Defterde yazanların gerçek olmaması için yalvarsam da boşaydı.
Bu çocuk ihanetin çocuğu. Kardeşime, diğer yarıma yaptığım ihanet kendimden nefret ediyorum ama bu minikten, miniğimden asla nefret edemem. İkizime her şeyi benle bütün olana emanet ediyorum seni miniğim o sana benden daha iyi anne olacak.
Diğer sayfaya geçtiğimde işte şimdi hayat benim için durmuştu.
Her şeyi gördüm. O küçük çocuğun feryatları kulaklarımdan gitmiyordu. Annesinin kanlar içindeki bedeninin üzerine çökmüş ağlıyordu. Annesine sürekli uyan üzerin kirlenmiş sen sevmezsin hadi üzerini temizleyelim diye ağlıyordu. Evi bir anda ateş sardı yanmaya başladı çocuğu kaptıdığım gibi dışarı çıkardım ama annesini çıkaramadım. Annesi için ağlayan çocuğun adı Yoongi'ymiş. Babası geldiğinde öyle seslenmişti. Beni orda görünce hiç bir şey söylememi yoksa başımın belaya gireceğini söylediler.
Diğer sayfaya elim titreyerek geçtim daha fazlasını dayanabilecek miydim bilmiyorum. Annem her şeyi görmüştü Yoongi'nin annesinin katlilini, Yoongi'nin annesini Yoongi'yi... Bu nasıl bir acıydı? Daha küçücük yaşta Yoongi'nin yaşadıkları ve yaşayacakları onun güçsüz bedenine güç katmıştı. Diğer sayfaya geçmeyi istemesem de titreyen ellerimle diğer sayfaya geçtim. İşte dünyam bu sayfada yıkıldı.
Benim güzel kızım sen bu sayfaları okurken benden nefret etme ben kardeşime ikizime ihanet ettim. Baban'ı çok sevdim ama o beni değil ikiz kardeşimi sevdi. Bunları yazıyorum çünkü her şeyi unutuyorum sen doğmadan önce azaymır teşhisi konuldu. Aynı şey ikizimde de var. Sende olma olasılığı beni mahvediyor. Tanrıya çok yalvardım sende de olmaması için. Kızım kardeşim beni affetti. Sende benini affet. O seni benden daha çok sevecektir. Baban diğer çocuklarından seni ayırmadan sevecek buna eminim. Yoongi bana söz verdi. O da seni çok sevecek. Annesi kadar çok sevecek benden çok sevecek
Güzel kızım sen kocaman, güzel ve akıllı bir kız olmuşsundur. Seni ziyarete geldiğim zamanlar uzaktan bakmak çok zor geliyordu. Ama hafızam bu acılarımı yaşamama bile izin vermiyor. Ağlarken ne için ağladığımı unutuyorum.Ağlamaktan gözlerim çok ağrıyordu. Etrafı bulanık görmeye başladım resmen. Yoongi beni küçüklüğümden beri tanıyordu. Mırıldandığı şarkı hem bana yakın hem de yabancı geldiği kadar vardı. Çünkü annem -annemin ikizi, yani teyzem- ben küçükken bir arkadaşına giderdi beni de yanına götürürdü. Orda sürekli bir piyano sesi gelirdi. Sesin geldiği odanın önüne oturur o yabancı ve güzel şarkıyı piyano sesi ile şarkıyı söyleyen kişinin muhteşem uyumunu dinlerdim. Şarkıyı söyleyen kişi bir çocuktu çünkü sesi çok çocuksu ve bir yetişkine ait olamayacak naif bir sesi vardı. Bir gün yine gitmiştik. Şarkıyı söyleyen çocuk odasından çıktı bir anda ben ne yapacağımı bilemedim. Kapısının önünde oturmuş onu dinlerken yakalanmıştım. Çocuğun yüzünü pek görememiştim. kapşonunun şapkasını yüzünü kapatacak gibi kafasına geçirmişti. Sadece gül kurusu rengindeki küçük dudakları ve minik burnu açıktaydı. Sanki kendini kimseye göstermek istemiyormuş gibiydi. Benden uzundu ve büyüktü de. Beni kapının önünde görünce odasına girmişti. Tekrar geri gelir diye bekledim ama gelmedi. Daha fazla dayanamadım kapısını çaldım(hırsız Eun Joo seni. Polisi arıcam Yoongi'nin kapısını çaldı diye. Tamam berbattı yine iğrenç şeylerim ve ben 🙄😂😂)
Odadan ses gelmedi. Tekrar kapıyı çaldım ses vermeyince içeri girmek için kapıyı açtım ama bir anda bana "Çık dışarı seni içeri davet etmedim" diye bağırınca korktum. Açtığım kapıyı hemen geri kapattım. Koşarak annemin yanına inmiştim. Anneme sürekli gitmek istediğimi söyledim de arkadaşından özür dileyip kalmıştı.
Daha sonradan öğrendiğimde arkadaşı o evin çalışanıymış ve gördüğüm çocuğun bakıcısıymış. Annesini kaybetmiş babasını annem de bilmiyordu. Ama şimdi tüm taşlar yerine oturmaya başladı. O çocuk Yoongi'ydi öz annem kardeşine her şeyi anlatmış olmalıydı. Aslında o eve gitme sebebimiz arkadaşı değildi Yoongi'nin nasıl olduğuna bakmaya gidiyorduk. O günden sonra bir kez daha gittik o eve -yoongilerin evine- bu kez çaldığı parça daha duygusaldı bu şarkı yabancı değildi bu şarkıyı ben de çok seviyordum. Bir anneye söylenecek en güzel şarkılardan biriydi. O söyledikçe ben de ağladım o da ağlıyordu çünkü arada bir sesi kesiliyordu. Daha fazla dayanamadım ve içeri girdim. Piyanonun tuşlarına hırsla basan o çocuk o kadar güzel o kadar naif ve kırılgandı ki onu öyle görmek çok üzmüştü. Bana bakmadan odadan çıkmam konusunda beni uyardı. Küçükken onun arkaında da gözü olduğunu düşünüyordum. Odadan çıkmak gibi bir niyetim yoktu. Ben çıkmayınca o çıktı. Bende piyanonun taburesine oturdum. Parmaklarmı piyanonun tuşlarında gezdirmeye başladım. Çalmak için kendimi tam hazır hissederek arkamda duyduğum kızgın ses bune engel oldu.
"Sakın! ona dokunmaya kalma! Çek ellerini annemin üzerinden!"
Oturduğum yerden kalktım yine kapşonunu aynı şekilde kapatmıştı yüzü gözükmüyordu. İşaret parmağını kapıyı göstererek bekliyordu. Mesajı anladığım gibi odadan çıktım. Sonra ablam kaybolmuştu, annem derken o çocuk yani Yoongi aklımdan çıkmıştı.
Ama şimdi tekrar karşımdaydı. Gözü yaşlı piyanocu çocuğum yine karşımda gözü yaşlı aşığım olmuştu. Göz yaşlarımı sildim ve Yoongi'nin yanına uzanıp ona sıkıca sarıldım. Yüzüne düşen saç tellerini onu rahatsız etmeden geriye doğru ittirdim. Küçük burnunu öptüm ağlamanın verdiği yorgunlukla Yoongi'ye dahada sokuldum ve kendimi Yoongi'nin güzel kokusu ile uykuya teslim ettim.
İyi geceler aşklar. Yeni bölümü umarım beğenirsiniz. Yazım hatası varsa kusura bakmayın. Yarın Jimin'in doğum günü instagram hesabıma attığım videoyu beğenip yorum yapar mısınız?
Hesabım #kim_nami_joon
Sizi seviyorum kebeleklerim😊😊😊😊😊😍😊😊😍😊😍😊😍😊😍😊😍😊😍😊😍😊😍😊😍😊😊😍😊😍😊😍😊😍❤❤❤❤❤❤💜❤💜💜🧡💙💞💙🧡💜❤🤎💜🧡💙💛💙💛💜🧡🤎❤🤎💜🧡💜🧡💜🤍💙🤍💜❤💜💜🧡💙💛💙💛💜💗🤎🧡💜❤💙💙🧡💙🧡💙💓💜💗🤎❤🤎💗❣💓💟💞💟💙💞💜💓💜💗💜❤💜❤🤎🤎🧡💜🧡💜💞💜💜💞💜❤🤎❤🤎❤🤎❤🤎
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAY PİSKOPAT MYG
FanfictionBu kitabı benim için değeri çok ama çok önemli olan güzel insana hediye ediyorum iyiki doğdun Swag Kebelekim 16.09.2004 16.09.2020 Eğer kitabımı okuyacaksan lütfen oy ver😚😚🤗🤗 18 yaşında hayatın gerçek yüzünü gören Eun Joo okul ihtiyacını karşıl...