Özür dilerim sevgilim. Özür dilerim."
Yoongi elimi sıkı sıkı tutuyordu sanki onu bırakıp gitmemdem korkuyor gibiydi. Elimin üzerindeki elini tuttum. Onun korkularına rağmen yanında olduğumu hissetmesi için. Yoongi koltuğa sırtını dayayarak yere oturdu ve hala elimi bırakmadı. Bende Yoongi'nin yanına çöktüm. Dizlerimi uzattım Yoongi başını dizlerime koydu. Ellerindeki elimi parmakların hatta bulutların bile kıskanacağı o yumuşacık saçlarının üzerine koydu. Mesajı çok açıktı saçlarını okşamamı istiyordu. Ellerim ağır ve bir o kadar da naif bir şekilde saçlarının arasında geziyordu. Yoongi bir şarkı mırıldanmaya başladı. Bu şarkı bir yandan çok tanıdık bir yandan ise çok yabancı geliyordu. Ben bu şarkıyı nerde duymuştum. Bu şarkı hiç bir müzik kanalında ve ya bir şarkıcıya ait gibi değildi. Bu şarkı benim küçüklüğümden bir hediyeydi ama kimdendi? Kime aitti?
Saatin kaç olduğından habersiz bir şekilde öylece oturdum Yoongi'nin yumuşak saçları arasında dans eden elimle. Yoongi yine uyumuştu. Benim psikopat sevgilim Bay Psikopat'ım küçük bir kedi yavrusu gibi dizlerimin üzerine kıvrılmış yatıyordu. Saçlarındaki elim her ne kadar bırakmak istemesede bu güzel yumuşak saçları bırakmak zorunda kaldım. Yavaşça Yoongi'yi kolundan dürterek uyandırmaya çalışıyordum.
"Yoongi. Yoongi uyan lütfen korkuyorum."
Yaptığım her şeye karşı hiç bir tepki vermiyordu. Bu beni daha da korkutmuştu. Yoongi'nin koluna girdim ve ayağa kaldırdım. Vakit kaybetmeden arabaya bindirdim. Yolda giderken Mark'ı aradım.
"Mark Yoongi çok kötü hastaneye geliyoruz sen hastanede misin?"
"E..evet. Minsoo'nun yanındayım. Sen nerdesin?"
"Yoldayım hemen bir oda hazırlayın. En üst kattan olsun."
"Tamam. Dikkat et"
Telefonu kapattım gaza daha da bastım. Şuan polisin yazacağı ceza hiç umrumda değil. Yoongi'den daha önemli yok şuan benim için. Benim yüzümden hepsi. Kendimi ailem hakkında bir şeyler öğrenmek için onu peşimden sürükledim. İlk başından onun ile benim bir bağım olduğunu bilmeliydim. O tablonun birinin annemde diğerinin Yoongi'nin annesinde olduğunu öğrendiğim zaman anlamalıydım. Yoongi'yi böylelikle peşimden sürüklemezdim. Başımı Yoongi'ye çevirdim hala kendinde değildi.
"Özür dilerim Yoongi. Çok özür dilerim "
÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷
Hastanenin önüne geldiğimde Mark ve Minsoo kapının önünde bekliyorlardı. Mark hemen Yoongi'yi tekerlekli sandalyeye oturttu. Asansöre bindik. En üst kattaki odalardan birine Yoongi'yi yatırdık.
Yoongi'ye Minsoo serum bağladı ve sakinleştirici iğne vurdu.Odadan çıktık."Anlat bakalım nedenYoongi bu hâlde?"
"Ben annem hakkında bir kaç bilgi öğrendim."
Tüm herşeyi Mark'a anlattım. Yoongi'nin neden böyle olduğu konusunda hâlâ bir sonuca varmadım.
"En son bulduğum adrese gidecektik ama Yoongi adrese baktıktan sonra böyle oldu. Sürekli benden özür diledi. O adreste her ne varsa Yoongi'nin annesi benim annem ve en önemlisi Yoongi ile benim hakkımızda geçmişimiz ilgili olduğunu düşünüyorum."
"Peki ne yapmayı düşünüyorsun?"
Gözlerimi kapattım başımı duvara yasladım derin bir nefes aldım. Tüm bu yaşadıklarımın bir rüya olmasını istedim tek gerçeğin Yoongi olmasını istedim. Ablamın hiç kaybolmamasını diledim. Annem hakkında öğrendiklerimin bir yalan olmasını istedim. Gözlerimi açtım Mark bana dolu gözlerle bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAY PİSKOPAT MYG
FanfictionBu kitabı benim için değeri çok ama çok önemli olan güzel insana hediye ediyorum iyiki doğdun Swag Kebelekim 16.09.2004 16.09.2020 Eğer kitabımı okuyacaksan lütfen oy ver😚😚🤗🤗 18 yaşında hayatın gerçek yüzünü gören Eun Joo okul ihtiyacını karşıl...