37

1K 89 37
                                    


Sıkıcı ve boktan bir iş gününün sabahında patron benim de aralarında bulunduğum aptal ve şansız çalışanlarına beş  sorudan oluşan bir anket dağıtmış ve bu aptal anketleri doldurmamız gerektiğini söylemişti.

Patron bu anketin amacının her ne kadar bizi tanımak olduğunu söylese de buna pek inanmamıştım.Çünkü üniversiteden mezun olduğumdan beri bu dergide çalışıyordum ve patronun beni ya da başka birini tanımak istediğine daha önce hiç şahit olmamıştım.Bu ilginçti.

Vakit kaybetmeden ankete göz attığımda ürkerek geri çekilsem de kovulmak falan istemediğimden anketi doldurmaya giriştim.

          Şirret Dergisi Çalışan Anketi

Ad Soyad : Jungkook Jeon

1.Kendinizi nasıl biri olarak tanımlarsınız?

İyi

Aslında kendimi harika ötesi muhteşem biri olarak tanımlıyor ve kendime bayılıyordum ama patrona karşı mütevazı görünmem lazımdı.

2.Örnek aldığınız şahsiyetler kimlerdir?

Kim Jong Un
Tanrı
Jeon Jungkook

Örnek aldığım şahsiyetlerin başında tabiki Kim Jong Un geliyordu.Tüm insanların ondan nefret etmesi olayını fazla kıskanıyordum ve şu diktatörlük olayı da fena değildi işte.İnsanların Kim Jong Un'a duydukları tutarlı nefrete sahip olmak gençlik hayalim olsa da hayat bana imkansız hayaller kurmamam gerektiğini acı bir şekilde öğretmişti.

İkinci örnek aldığım şahsiyetse kesinlikle Tanrıydı.Evreni ve diğer lanet şeyleri altı günde yaratması olayı bana oldukça  havalı geliyordu ve bu kadar havalı olduğu için onu kıskanıyordum.Daha da iyisi onunla istediğiniz kadar konuşabiliyordunuz ve kimse sizin deli olduğunuzu düşünmüyordu.Çünkü o sizi duyuyordu falan,anlarsınız ya.

Üçüncü örnek aldığım şahsiyetse Jeon Jungkook'tu.Kendime bayılıyordum.Bazen nasıl bu kadar harika olduğumu düşünürken kendimden geçiyordum.Aşırı hassas, kibar ve iyi kalpliydim.Dünyada kaç tane benim gibi insan vardı ki?

3.En sevdiğiniz çalışma arkadaşınız kim?

Jeon Jungkook

En sevdiğim çalışma arkadaşım kendimdim.İşimi iyi yapıyordum ve daha da önemlisi hızlıydım.Kendime bayılıyordum.

4.Patronunuzun en sevdiğiniz ve sevmediğiniz özellikleri nelerdir?

En sevdiğim özelliği zam yapması
En sevmediğim özelliği zam yapmaması

Patronumu tek kelimeyle tanımlamam istenseydi onun için hiç düşünmeden "cimri" derdim.Adam yılda en fazla yüzde ikilik zam yapıyor ve daha kötüsü bundan dolayı mutlu olmamızı falan bekliyordu.

5.Şirret Dergisinde çalışmak nasıl hissettiriyor?

İyi

Şirret Dergisinde çalışmanın nasıl bir şey olduğu ve bunun nasıl hissettirdiği ile ilgili konuşmak benim için gerçekten çok zordu.Burda çalışmak nasıl desem bok gibi hissettiriyor ve modern köleliği dibine kadar deneyimlemenize neden oluyordu.Bazen günde elli sayfaya kadar  yazdığım oluyordu üstüne üstlük öteki çalışanların yazdıklarını da ben kontrol ediyordum.Dergi düzenlemesi bendeydi,yapılan röportajlardan alınan ses kayıtlarını tek tek dinlemek ve sonrasında röportaja son halini verme işi de bendeydi ve bu gerçekten de yorucuydu.

Ama her insan gibi benim de para kazanmam gerekiyordu ve bu işi yapmaya mecburdum.Yinede üniversiteden mezun olur olmaz iş bulmak gerçekten iyi bir şeydi ve bu durumdan memnun olduğumu inkar edemezdim.

Benim gibi gazetecilik bölümünde okuyan öğrenciler son sınıfta mezuniyet balosunun derdine düşerken ben iş aramaya çoktan başlamıştım.Busan'a dönüp aile evinde yaşamak istemiyordum.Bu aptalca olurdu.

Gittiğim her dergi ve gazete ofisi beni tecrübesiz olduğum için çalıştırmak istemezken şans yüzüme gülmüş ve o günlerde yeni bir dergi çıkarma işiyle uğraşan bizim patron karşıma çıkmıştı.

Onunla karşılaştığım ilk anı hala hatırlıyorum.Otobüste elimde tuttuğum iş ilanlarının yazılı olduğu kağıdı okuyarak giderken birden yanıma oturan şişko adam beni korkutmuş ve geri çekilmeme neden olmuştu.

"İş arıyorsunuz galiba?"

Sorduğu soru o an bana çok tuhaf gelse de kibarlığımdan taviz vermeyerek onu yanıtlamıştım.

"Evet aq."

"Ne işi arıyorsun paşam?"

"Gazetecilik mezunuyum aq bu yüzden gazetecilikle ilgisi olan bir iş aramaktayım."

"Tamam yarın gel benim dergimde başla.Kağıtları falan düzenlersin"

"Tamam aq."

Böylelikle ayağıma gelen bu fırsatı tepmemiş ve şirret dergisinde işe başlamıştım.İlk günlerde yalnızca patronun dediği gibi kağıtları düzenliyor fazla bir şeye karışmıyordum ama sonra patron bendeki sınırsız saçmalama yeteneğini keşfetmiş ve bana haftalık iki konu üzerine yazma görevi vermişti.

Sonra o iki konu yavaş yavaş üç,
dört,beş...konu olmuş ve yazdıklarım çok ilgi görünce de patron beni derginin editörü yapmıştı.Harika bir kariyerim vardı.Kendime bayılıyordum.

Jimin'in işe girme hikayesi ise fazla sinir bozucuydu.Jimin mezun olduğu sene iş bulamayıp Busan'a dönmüş ama sonraki sene yeniden benim yanıma taşınmıştı.
Uzun bir süre iş aramış ama tüm kapılar yüzüne kapatılınca ise depresyona girmişti.Birgün ağlayarak dergiye yanıma geldiğinde patron Jimin'i görerek hemen yanımıza damlamıştı.

"Güzel kadın ağlamayın artık."

O an Jimin'de ben de patronun yıllar önce Jimin'le koltuklarını değiştiren o dayı olduğunu anlamıştık.

Jimin burnunu çekerek patrona bakmıştı.

"Ama iş bulamıyorum ki."

Patron arsız arsız sırıtmıştı.

"Düşündüğün şeye bak güzel kadın.Yarın gel burda işe başla."

Ve Jimin gerçekten de ertesi gün Şirret dergisinde işe başlamıştı.









madman | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin