İçimdeki yangın dahada büyüdü,birine bu kadar kızgın olabileceğim aklımın ucundan geçmezdi,ondan nefret ediyorum! Hayır etmiyorsun!,kendinden ediyorsun çünkü onun kollarında huzur buldun.. yine o koca ağzını açmıştı sürtük tarafım ama bukez haklıydı,bana karşı bu
kadar çok nefret besleyen, benim için çok adi planları olan bu adamın kollarında uyumuştum ve huzur bulmuştum,gerçekten kendimden nefret ediyorum ama ondan edemiyorum peki neden? Hayır hayır aptallık veya saflıkla alakası yok bunun, her nekadar bana tüm hikayeyi anlatmamış olsada bu sonucu değiştirmez,onun ailesine olanları değiştirmez yada benim aileme , geçmişimizdekiler ,o büyükler denen şerefsizlerin kurbanlarıydı ve en büyük kurban annemdi! İçimdeki öfke fırtınalı bir deniz misali tekrar kabardı, annem belkide doğduğumdan beri ilkez kahramanım olmuştu, evet şuan aldığım nefesi ona borçluydum o beni kurtarmak adına kendini feda etmişti,yüreğini,kalbini,gururunu hiçe saymış ve sadece bir et parçası,diyerek kendini onlara sunmuştu,benim annem, canım annem kendini feda etmişti tam bir duygu karmaşasına boyanmış durumdaydım,öfke,özlem,anne sevgisi,intikam ateşi,gözlerime biriken yaşları yumruklarımı sıkarak geri gönderdim,kapının açılma sesiyle yüzüme herzamanki soğuk maskemi geçirdim,evet ondan nefret etmiyorum ama ona kızgınım,fakat bütün gerçeği bildiğimi bilmemesi gerekiyo,o adamlardan intikam alabilmem için onun ,istediği an ulaşabildiği bilgilere ve rüyamda bile göremiyeceğim kadar çok olan parasına ihtiyacım var bu yüzden sustum ve sakince oturduğum koltuk yan dönerek ona baktım ve anında pişman oldum ,gerilmiş bedeni ve ateş saçan gözleriyle zaten beni izlediğini gördüm,neydi bunun derdi,gene ne yapmıştım acaba! of,suskunluğumu takınarak onun konuşmasını bekledim,"kimdi o adam?"hiii !,işte bu hiç beklemedeğim bir soruydu,ah şimdi sıçtın Sahra,açıkla bakalım kimdi o adam?? sürtük tarafımı susturdum ve salağa yatmaya karar verdim,"hangi adam?"evet biliyorum çok klasik bir yol ama napim ya!, gözlerini kısıp,bana doğru bir adım attı,daha öncede belirtmiştim ben yaşama güdüsü güçlü bir insanım,onun attığı adımla birlikte koltuktan kalkıp geriye doğru bir adım attım,"beni zorlama güvercin,bugün konuştuğun adamdan bahsettiğimi biliyorsun",tam-mam! tırsmaya başlıyorum,"hımm,haa şu adam" diye saçmaladım,"kimdi o Sahra! tekrar sormayacağım!" hızla yalan uydurmaya çalışırken "hiçkimse"diyebildim,üzerime doğru gelmeye başlayınca içgüdüsel olarak geri geri yürümeye başladım taki sırtım duvara çarpıncaya dek,ah lanet olsun!!,dibime girine kadar yaklaştı,öyleki dizlerimiz birbirine değiyordu,düz ve şekilli burnu,çıkık elmacık kemiklerive dolgun dudakları yüzüme çok yakındı,bir an ne olduğunu anlayamadan eli boğazıma yapıştı ve kuvvetle sıktı,ciğerime giden oksijenin yolu kesilince ellerimle elini çekmeye çalıştım,onu itmeye çalışıyordum ama yerinden bir milim bile oynamadı,nefesizlikten kıpkırmızı kesildim,gözlerim kararacakken elini çekti,anında öne eğilip öksürük krizine girdim,nefes almaya çalışırken ,eli sağ omzumu buldu ve sırtımı duvara çarptı acıyla inledim,"sen beni aptalmı sanıyorsun lan! kimdi o adam ,ne konuştunuz" kükremesiyle b.irlikte gözlerim korkuyla açıldı,aklıma gelen ilk yalanı söyledim,"şe,şey partiden biriymiş,ismi Kenanmış,burda kaldığımızı öğrenmiş,seninle konuşmak için gelmiş ama sen yoktun"tek nefeste bu yalanı uydurup sıraladım,kaşlarını çatıp,inanmayan gözlerle bana baktı,"gerçekten,yemin ederim Kuzey" inanması için dua etmeye başlamıştım,bana doğru eğildi,burunlarımız birbirine sürtüyordu neredeyse,"bu olayın altından birşey çıkarsa,seni mahvederim duydunmu beni"diyerek tısladı,sıcak nefesi dudaklarıma çarparken başımı sallamakla yetindim,bedenini bedenimde çekip bir adım geriledi bende rahat bir nefes aldım,"şimdi hazırlan gidiyoruz" anlamayan gözlerle ona baktım ama bir açıklama yapmadı,yapmasınıda beklemiyordum zaten.
******
Ah buraya ev demek hakaret olurdu,ben ağzımı açmış saray yavrusunu incelerken Kuzey elindeki anahtarla sarayın kapısını açıp içeri girdi,bende salyalarımı toplayıp peşinden girdim, vay anasını be! üç katlı olan saray yavrusunu inceledim, gerçekten ferahtı,krem ve sütlü kahve ağırlıktaydı,fazlasıyla teknolojik ve moderndi,"buradaki işlerim uzadı,uzun bir süre daha buradayız bu yüzden burayı aldım,odan ikinci katta"diyerek beni düşüncelerimden sıyırdı,gözlerine bakmak istemediğim için koltuğa bakarak cevap verdim"peki,ben odama çıkayım öyleyse"cevap vermeyince bende ikinci kata çıktım,hangisinin benim odam olduğunu bilmediğim için sağtaraftaki ilk kapıya yöneldim,odaya girdiğim an hayranlıkla gözlerimi kırpıştırdım,çok güzel tasarlanmıştı,düz beyaz duvarlara,gül kurusu rengindeki minik çiçeklere sahip yatağımın nevresimi eşlik eşlik ediyordu, karşımda duvar olması gereken yerde cam vardı ve balkona açılıyordu,önünde karşılıklı olarak konulmuş ikitane tekli koltuk vardı ortalarında küçük bir masa vardı,odaya krem rengi ve gül kurusu rengindeki minik çiçek desenleri hakimdi gerçekten muhteşemdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFES
Ficção AdolescenteKUZEY DOĞAN" Duygularından arınmış, karanlığa gömülmüş ruhsuz bir beden. SAHRA GÜVEN" Tek başına hayatta kalmaya çalışan doğduğu gün hayatın sillesini yemiş kolu kanadı kırık yaralı bir Güvercin. **** Kader bu defa ağlarını onlar için örmeye başla...