Sebep

118 15 69
                                    

7pmloadingslutlist için...

Keyifli Okumalar 🌈

Luhan

Yorgun bedenim evin kapısı önünde duraksarken içimdeki tüm sıkıntıyı söküp atmak istercesine ciğerlerimdeki tüm havayı dışarı bıraktım sıkıntıyla. Gözlerimi kapatıp kafamı arkaya atarak her hücresi ile dolu olan zihnimi serbest bırakmaya çalıştım. Sehun'la olan konuşmamızdan sonra bir süre daha oradan ayrılamamıştım ve şimdi, saat gece yarısını epey geçiyorken kendimi ancak eve atabilmiştim. Öylesine halsiz ve bitkindim ki sadece günlerce uyumak istiyordum. Uyumak ve her şeyden, herkesten uzaklaşıp düşüncelerimi susturmak.

Elimi cebime atıp anahtarı alıp ses çıkarmamaya çalışarak içeri girdim. Etraf karanlık ve sessiz haliyle herkesin uyuyor olduğunu söylüyordu. Hantal adımlarım beni salona götürdüğünde üzerimdeki ceketi herhangi bir yere bırakarak koltuğa attım kendimi. Başımda feci bir ağrı baş göstermişti ve uzun bir süre geçecek gibi de durmuyordu. O yüzden kafamı koltuğun sırtına yaslayıp kapattım gözlerimi. Saatler önce gördüğüm kızarmış gözler hemen karşımda belirmişti. Hiç görmediğim kadar perişan, hiç görmediğim acı dolu ve çaresiz... Ancak değişmeyen şekilde sevgi dolu hala. Hala anlayamadığım şekilde aynı derinlik ve sıcaklığa sahip. Gözlerimde hissettiğim yanma ile hızlıca araladım göz kapaklarımı. Yutkunarak derin bir nefes aldım. Sehun'un sözleri yankılanıyordu beynimin içinde. Bunca sene içinde yaşadığı onca zorluk bir bir canlanıyordu gözlerim önünde. Annesinin hastalandığını söylemişti. Nasıl bir hastalıktı acaba? Seora teyzeyi severdim. Sıcacık bir anne kişiliğini hepimize en içten şekilde hissetirmekten çekinmezdi. Sehun kadar değerliydik hepimiz gözünde. O yüzden onun adına hayli üzgün hissediyordum.

Babasının iflas ettiğini de bilmiyordum. Babasının pek sıcakkanlı bir adam olduğunu söyleyemezdim. Oldukça sert bir adamdı ve Sehun'u dersleri konusunda onu darladığını hatırlıyorum. Bize karşı bir sempatisi olduğunu düşünmemiştim hiçbir zaman. Yanında bizi gördüğü her an burun kıvıran bir adamdı.

Evlatlıktan reddedilme durumu ise bende büyük bir şok dalgası yaratmıştı. Sehun'un ailesi ile ne kadar süredir görüşmediğini bilmiyorum ancak bunun onun için büyük bir yıkım olduğunu tahmin edebiliyordum. Her liseli gibi babası ile zaman zaman tartışmaları olsa da sıcak bir ailesi vardı ve Sehun ailesini her zaman el üstünde tutardı. Onlara karşı geldiği ya da sesini yükselttiği bir zaman olduğundan şüpheliyim. Buna rağmen evlatlıktan reddedilmesi inanılır gibi değildi. Böyle bir şey olmuşsa bile ancak babasından kaynaklı bir durum olabilirdi bu. Çünkü Seora teyze gerçekten pamuk gibi bir kadındı. Onun böyle bir karar vermiş olması mümkün değildi ve bu durumun sebebini sorgulamadan edemiyordum.

Öte yandan çocukların durumu içimi acıtmıştı. Chanyeol her zaman hırslı ve tutkulu bir çocuk olmuştu. Basketbol onun tüm hayatıydı. Şu an ne halde olduğunu tahmin etmek zor değildi benim için ve bu şekilde bir hayatı nasıl kabullenmişti oldukça merak ediyordum. Benden sonra neler yaşanmış, ne acılar atlatmış diye düşündüm üzüntüyle.

Bir de Jongin... Onun hakkında ne düşüneceğimi bilmiyorum gerçekten.

"Luhan?"

Ben düşüncelere dalmışken Kyungsoo'nun basamaklardan indiğini bile fark etmemiştim.

"Benim"

Uykulu bir halde elleri ile karışan saçlarını geriye yatırıp yanıma yaklaştı.

"İyi misin sen? Neredeydin bu saate kadar?"

Oturma odasına girip ışığı yakınca beni nasıl bir halde gördüyse uykulu gözleri açılıp kendine geldi. Beyaz gömleğim kırışmış ve üstten birkaç düğmesi açılmış, her zaman düzenli olan saçlarım kuş yuvasına dönmüş, muhtemelen gözlerim kızarmıştı. Onu bir süre cevapsız bıraktığım sırada ise basamaklardan bir başka ses duyuldu.

GökkuşağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin