escia28 için...
Keyifli Okumalar 🌈
Sonraki iki günde de önceki iki günün aynısı yaşanmıştı. Sehun binadan çıktığı her an Luhan'ı kapının önünde görmüş, ancak görmezden gelerek yoluna devam etmişti bir şekilde. Luhan otobüs durağına varana kadar onun peşinden koşturarak yanında yürümüş olsa da bugün Chanyeol'ün arabası ondaydı. Gün içinde Chanyeol yanına uğrayarak anahtarı ona bırakmış ve işi olduğunu söyleyerek oradan ayrılmıştı. Belki binanın otoparkına bıraksa daha iyi olurdu Sehun için ama malesef cadde üzerindeki arabaya ulaşmak için yine bir Luhan engeline takılacaktı. Nitekim binadan çıktığında ilk gördüğü kişi yine Luhan olmuştu. Genç adam her ne kadar çaresizce Sehun'a yeniden sesleneceğini bilse de bu kez beklediğinin aksine söyledikleri gözardı edilmemişti. Onun yerine Sehun aniden arkasını dönerek Luhan'ın şaşkın bakışları arasında bileğini yakalamış ve arabaya kadar sürüklemişti onu. Ardından kendisi de hışımla kapıyı açıp arabaya binmişti.
"İlk ve son kez konuşacağız ve her şey bitecek Luhan"
Luhan daha şaşkınlığını üzerinden atamadan Sehun arabayı çalıştırıp park yerinden ayrılmıştı bile. Nereye gittiklerini dahi soramamıştı ancak bunu umursamıyordu zaten. Sehun bir kez olsun ona bu şansı vermişken şu an heyecanı her şeyden önce hissediliyordu. Gidecekleri yere varana kadar sesini çıkarmadan Sehun'a söyleyeceği şeyleri tekrar etti içinden. Dört günün sonunda nihayet Sehun daha fazla dayanamayıp ona konuşma şansı verdiği için bunu en iyi şekilde kullanması gerekiyordu.
Bir süre sonra araba tanıdık gelen sokaklara girmeye başladığında içindeki heyecan yerini özlem ve yeni bir pişmanlığa bırakmıştı. Bu yollar onların gizli yerlerine, depoya giden yollardı. Lise zamanında kâh gülüşerek kâh koşturarak kâh elele yürüdükleri yollardı buralar. Yutkunarak özlemle ve pişmanlıkla kavrulan yüreğini bastırmaya çalıştı. Gözleri yeniden yanmaya başlamış, o seneler yaşadıkları her bir anı gözleri önünden geçer olmuştu. Sehun bunu onun daha fazla acı çekmesi için mi yapmıştı bilmiyordu ancak büyük bir acı çekmeye başladığı gerçekti. Eğer o aptallığı yapmamış olsaydı şu an Sehun ile çok daha farklı bir halde buraya geliyor olabilirlerdi. Daha mutlu olabilirlerdi.
Nihayet araba deponun karşı kaldırımında durduğunda Luhan, arabadan hızla inip depoya ilerleyen Sehun'un aksine ağır hareketlerle tekrarlamıştı onu. Gözleri çok eskilerden kalan bir tanıdığı görür gibi ağır ağır dolaştı deponun her bir noktasını dışarıdan. Derin, içli ve titrek bir nefes alıp içindeki yangını biraz daha körükledi. Yavaş adımları açık kapıya ilerleyerek ardından usulca kapattı kapıyı. Olduğu yerde durup her bir köşesi anılarla dolu olan deponun içinde göz gezdirdi bir süre de. Değişen tek bir şey yoktu, hala bıraktığı gibiydi her şey. Gördükleri göğsünü sıkıştırıp nefesini ağırlaştırırken dolmuş gözlerinin ardından izledi hepsini. David ile alışveriş yaparken aklına düşen o küçük ancak sıcak koltuklar, ufak çalışma masaları, ortaya yerleştirdikleri soba, yemek yapmak için kullanılan eşyalar, yatak...
İçinde bir ürpertiyle yatağa dokunan bakışlarını camdan dışarı bakan Sehun'a dokundurdu çekingen bir halde. Parmak uçlarından kalbine uzanan bir karıncalanma hissi meydana gelmişti bir an için. Lise zamanında Sehun ile öpüşüp koklaştıkları çok anlar olmuştu. Hatta öpüşmenin biraz ötesine kaydıkları zamanları da az değildi. Ancak ilk kez, liseden mezun oldukları gece, bu depoda, bu yatakta birlikte olmuşlardı. Mezuniyet balosundan erkenden kaçarak demin geldikleri yolu elele katedip depoya gelmişler ve her şey bir anda oluvermişti. O zamandan sonra da birbirlerinin bedenlerinden kopmak onlar için hayli zor olmuştu. Sehun'a dokunmadan yaşayamayacağını hissederdi Luhan o zamanlar ancak yaşamıştı. Yeniden iç çekerek adımlarını koltuklara doğru ilerletti ama oturmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökkuşağı
FanfictionÇünkü dünyanın en korkunç şeyi, bir zamanlar yanında olan insanların seni bırakmasıdır. -Oh Sehun -- 'Kendine iyi bak Luhan. Hoşçakal' -- 'Bu durumda geriye yapılacak tek bir şey kalıyor?' ...