(11 yıl sonra)
Lina Potter on iki yaşındaydı. On bir yıldır Potterlar'la yaşıyordu. Potterlar onu evlat edinmişti ama Lina bu işten pek memnun değildi. Bir Nimisagus olduğunu biliyordu ama bunu kimseye söylememeyi tercih etmişti. Zaten Hermione hâlâ az da olsa ondan şüpheleniyordu. Dedikodu konusu olmak da istemiyordu. Bunun yerine sakin bir hayat sürmeyi tercih etti. Genelde kendi başına vakit geçirirdi. Bazen kimseye çaktırmadan Sırlar Odası'nın açıldığı zamana gidip dev Basiliks ilevakit geçeiriyordu. Kafasını dinleyebildiği en iyi yerlerden biri orasıydı.
Yine bir gece yarısıydı. Lina yatağından kalktı ve sessizce ortak salona geçti. Orada kendisinden başka kimse yoktu. Gözlerini kapattı ve rastgele bir tarih düşündü. Sonra gözlerini açtı. Hala ortak salondaydı. Ama geçmişteydi. Gündüz vakti olmasına rağmen ortak salonda kimse yoktu. Parmağını şıklattı ve Sırlar Odası'na cisimlendi. Koridor boyunca yürüdü ve yılanın olduğu odaya geldi. O kadar sık gidiyordu ki yolu ezbere biliyordu artık.
Sırlar Odası'nda sadece kendisi yoktu: Yerde yatan kızıl saçlı, çilli bir kız ve başında bekleyen, Slytherin formalı bir erkek vardı. Karşısında durdu. "Tom Marvoldo Riddle." Riddle şüpheyle Lina'ya baktı. "Demek beni tanıyorsun. Daha önce karşılaştık mı?" Lina, cevap vermek yerine yılanı çağırmayı tercih etti. Çataldiliyle "Gel buraya." dedi. Koridorlarda tıslama sesi duyuldu. Riddle, Lina'yı tepeden tırnağa inceliyordu. Garip bir çekim alanı vardı sanki. Baktıkça seni yutuyordu adeta. Sesi ise derinden ve her nasılsa kendisi kadar soğuktu. Riddle çataldiliyle "Bana kendini tanıt." dedi. Lina, yeniden ona baktı. O da çataldiliyle konuştu. "Sadece Lina."
Dev Basilisk tıslayarak, onu çağıran kişinin etrafında sürünmeye başladı. Lina yıllardır sürekli geliyor, zamanının kısıtlı olduğunu bildiği için gittikten hemen sonra başka bir Lina geliyordu. Yine de artık zaman dolmuştu ve Lina içten içe üzgündü. Lina elini uzattı ve yılan anlamış gibi, sürünerek başını Lina'nın elinin altına denk getirdi. Lina, yılanın başını okşadı. İkisi birbirine oldukça alışmışa benziyordu, sanki bu dev Basilisk'i Slazar Slytherin değil de Lina buraya getirmişti. Ara sıra gelip onunla konuşurdu bu insan. Yılan ise cevap vermese bile dinlerdi.
Riddle ağzını açıp konuşacağı sırada uzak koridordan gürültülü bir ses yankılandı. Lina, gitme zamanının geldiğini biliyordu. Yılana "Hoşçakal." dedi çataldilinde. Riddle'a son bir kez bakış attı. "Tekrar görüşeceğimizi sanmıyorum. Yine de adımı unutmayacağını biliyorum." dedi dudağının kenarını kıvırarak. Ve sonra ortak salona cisimlendi, kendi zamanına döndü, yatağına yatıp uyudu...
(2 yıl sonra)
Lina artık 13 yaşınaydı. Artık geçmişe gitmiyor, bunun yerine kendi zamanındaki Sırlar Odası'nda vakit geçiriyordu. Yılanın cesedi hala oradaydı ama umurunda değildi. Bazen de karanlık ormanda vakit geçiriyordu. Orada da tuhaf yaratıklar vardı ama onlar da umurunda değildi. Çoğu şeye ilgisini yitirmişti. Belki ergenlikten belki de...
Yaz tatilinin sonlarıydı. Lina iksir malzemsi toplamak için sık sık gittiği ormandan eve yeni dönmüştü. Kapıyı açınca yağlanması gereken kapı ses çıkarsa da kimse gelip bakmadı. Mutfaktan birtakım sesler geliyordu. Birileri tartışıyordu sanırsa. Elindeki çeşitli bitki ve sıvı sepetini kimsenin yanında olmamasından fırsta bilip odasına cisimledi. Ot toplarkan at kuyruğu yaptığı saçlarını açtı ve mutfağa yöneldi.
Bay Diggory ve bakıcısı -aynı zamanda yeğeni- Delphi Diggory, Harry ile hararetli bir tartışma yapıyordu. Gerçi Delphi sadece sessizce duruyordu. Beyaz gümüşi saçları ve hokka burnu dikkat çekiyordu. on dokuz-yirmi yaşlarındaydı muhtemelen. Bay Diggory ise yaşlanmıştı ve başka akrabası kalmadığı için artık huzurevinde kalıyordu. Harry'den bir istekte buunmaya gelmişti: Zamanda yolculuk yapmasını ve oğlunun ölmesini engellemesini istiyordu. Ama bu mümkün değildi. Hem geçmişte değişiklik yapmak büyük felaketlere yol açabilir, hem de bakanlık bütün zaman döndürücüleri imha etmişti zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harry Potter ve Kutup Tilkisi
Fanfiction... "𝑇𝑒𝑚𝑚𝑢𝑧 𝑠𝑜𝑛𝑢 𝑑𝑜𝑔̆𝑢𝑚𝑙𝑢 𝑐̧𝑜𝑐𝑢𝑘 𝑣𝑒 𝑲𝒖𝒕𝒖𝒑 𝑻𝒊𝒍𝒌𝒊𝒔𝒊 𝑂'𝑛𝑢𝑛 𝑠𝑜𝑛𝑢𝑛𝑢 𝑔𝑒𝑡𝑖𝑟𝑒𝑐𝑒𝑘." ... ... İşte oradaydı. Ravenclaw'ın kayıp Diademi... Yukarıdan düşen ay ışığı , tacı gözalıcı şekilde parlatıyordu. Öyl...