18 - Mirapontus

593 80 56
                                    

İyi Okumalar!  :)
___________________

(?.04.2009)
Fırtınalı bir nisan gecesiydi. Çocuklar çoktan uyumuştu. Lina hariç.

"Baba?" Harry gazetesini okurjen cevap verdi: "Sen daha uyumadın mı? Geç oldu Lina, uyu artık."  "Ama ben... Ben korkuyorum." Küçük kız burnunu çekti. Mor renkli, papatyalı tulum pijaması ve peluş gri kedisiyle çok tatlıydı. Omuzlarına düşen siyah saçları dağınık; tatlı, uykulu ve korkmuş gibi bakan masmavi gözleriyle babasına bakıyordu.

Harry okuduğu gazeteden başını kaldırmayıp "Yat artık Lina."  "Ama-" Vazgeçti. Belli ki ilgilenmiyordu. Mutfakta telefonla konuşan annesinin yanına gitti.

"Anne?" Ginny Potter bir yandan telefonla konuşuyor, bir yandan da mutfağın camından fırtınayı izliyordu. "Belli ki Lina'yı duymamıştı. "Anne?" Yine duymadı.

Lina tekrar babasının yanına gitti. Hâlâ gazetesini okuyordu. "Baba?"  Bu sefer Lina'ya bakarak "Ah, uyu artık Lina. Saat çok geç oldu."  "Ama be-"  "Uykun olmadığını biliyorum ama yatma vaktin çoktan geçti. Git ve uyu artık." Lina pes etti. "Peki."

Koşar adım odasına gitti. Kapıyı kapattı ve yatağına yatıp peluş kedisine sıkıca sarıldı. Uykusu vardı ama uyuyamıyordu. Korkuyordu.

Şiddet yağan yağmur camı adeta dövüyor, her şimiek çaktığında odanın içi birkaç saniyeliğine aydınlanıyordu.

Birden çok şiddetli bir şekilde gök gürledi ve çok parlak bir ışık yayıldı. 

Küçük kız korkuyla yorganını üstüne çekti ve peluş kedisine daha da sıkı sarıldı ve gözlerini sımsıkı kapattı. Korkuyordu. Gerçekten korkuyordu ve birinin gelip ona sarılarak sakinleştirmesine ihtiyacı vardı. 

Şimdi titremeye de başlamıştı. Gök gürlemeleri artmış, yağmur hızlanmıştı. İçinden fırtınanın dinmesi için dualar ediyordu ama nafile.

Korku iliklerine kadar işlemişti ve şimdi ağlıyordu. Ağlıyordu ve ağladıkça yağmur da hızını arttırıyordu. Hıçkırmaya da başladı. O her hıçkırdığında gök şidettle gürüldüyor, şimşek havayı adeta yarıyordu.

Bütün gece boyunca böyle devam etti. Yağmur gece boyunca durmadan hızlanmış ve gök gürlemeleri sürekli artmıştı.

...

"Bana hissettirdiklerinin on katını sana hissettireceğim Potter."

(15.09.1994)

Lina kara gölün kıyısında bekliyordu. Saat yediye geliyordu. Harry koşarak Lina'nın yanına vardı. "Ne yazık ki tam zamanında geldin Potter. Birkaç saniye gecikseydin yeni cezanı almış olurdun." dedi Lina hayal kırıklığına uğradığını belli ederek. 

"Neden buradayız?"  Çünkü," Lina yavaş yavaş Harry'nin etrafında yürüdü. "Sana vereceğim ceza için en uygun yer burası. Aslında Akdeniz kıyılarında bir yer düşünmüştüm çünkü orası orada daha nadir şeyler var. Ama maalesef okul buna izin vermez." diyerek iç çekti. Harry'ye yaptıracağı şeyi kendisi birkaç dakikada yapabilirdi ama Harry'nin yorulmasını istiyordu. Tüm o yaşadıklarından sonra bu hafif bile sayılırdı. 

"Göle atla."  "Ne?"  "Göle atla." diye tekrar etti sabırla. "Neden?"  "Yeni bir ceza almak istemiyorsan bir daha lafımı ikiletme Potter." Harry sabır diler gib nefes aldı ve sonra verdi. Cübbesini çıkardı ve hemen yanına, yere attı. Kazağını da çıkarmaya yeltendi. "Ne yaptığını sanıyorsun sen? Bir kızın önünde üzerini çıkarmaya utanmıyor musun?"  "Ama kıyafetimle girersem batarım."  "Umurumda değil. Böyle bir ahlaksızlık kabul edilemez. Çabuk göle atla."

Harry Potter ve Kutup TilkisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin