Harry Potter ve Kutup Tilkisi

5 - Draco ile Düello

ilk yayınlanış: 2 Mayıs 2021

SON GÜNCELLENME: 2 Mayıs 2023   (nasıl da denk getirmişim ehe :D 

(15.09.1994)

Günlerden cumartesiydi. Neyse ki başka bir ceza almamışlardı ama Snape sürekli onları izliyordu. Öğlen yemeğindeydiler. Lina kimsenin onu görmemesi için masadan erken kalktı.Lina salondan çıktıktan sonra Alus ve Scorpius da kalktı ve sessizce büyük salondan ayrıldılar. Önce Lina'yı aradılar ama koridor boştu. Aramaktan vazgeçip yedinci kata çıktılar. Planları bu şekildeydi. 

Lina, ihtiyaç odasının kapısının önünde onları bekliyordu. "Sonunda gelebildiniz" "Salondan çıktın ve biz de arkandan çıktık. Hangi ara geldin?"   "Bunun bir önemi yok, kapatalım gitsin. Biri bizi görmeden odaya girelim." Arkasında beliren kapıyı açtı ve içeri girdi. Albus ve Scorpius kısa bir an bakıştılar. İkisi de onaylarcasına kafa sallayıp kapıya adımladılar.

"Boş zamanı sessizce değerlendirmek varken size zihinbend öğreterek harcamaya merkalı değilim ama kimsenin zihninizi okumaması gerekiyor. Gelecekten geliyoruz ve Karanlık Lord dönemindeyiz. Biz geleceği değiştirmesek bile başkaları bizim yerimize değiştirebilir. Bu yüzden zihinbend öğrenmelisiniz.

"Ben konuşurken lafımı bölmeyeceksiniz ve el kaldırarak konuşacaksınız. Derse başladıktan sonra dersle alakasız bir soru soramazsınız. O yüzden sorularınızı ders başlamadan önce sorun,

"ya da sormayın."

Scorpius elini kaldırdı. "Evet?"  "Sen zihinbend biliyor musun?"  Bilmeseydim size öğretemezdim kas kafalı." Bu sefer Albus elini kaldırdı. "Evet?"  "Zihinbend yapmayı nasıl ve ne zaman öğrendin?"  "Bu sizi ilgilendirmez. Bu kadar soru yeterli. Daha fazla vakit kaybetmek istemiyorum."

"Asalarınızı köşedeki masaya bırakın." Albus ve Scorpius asalarını odanın köşesindeki üstünde birkaç kitap bulunan masaya bıraktılar. Çoğunlukla büyü ve iksir kitapları vardı. Odaya şöyle bir göz atınca tüm duvarlar kitapla doluydu. Ne bir pencere ne de asılmış hrhangi bir tablo vardı. Sadece kitaplar, merdivenler ve aydınlatma için mumlar. Odanın köşesindeki siyah tekli koltuk ve yanında duran küçük bir sehpa, ve odanın neredeyse otasındaki büyük beyaz masa dışındda herhangi bir mobilya yoktu. 

"Burasını kendi hayalinden mi dekore ettin?"  "Pek sayılmaz ama denedim."   "Sık sık buraya mı geliyorsun?"  "Çok soru soruyorsun Albus. Odayı incelemeyi bırakın ve buraya gelin artık."  

Tekrar eski yerlerini aldılar. "Öncelikle gözünüz kapalı deneyeceğiz. Sonra da gözünüz açık ve müzik olmadan. Yani anlayacağınız kolaydan zora doğru ilerleyeceğiz. Aranızda bir metrelik mesafe bulunsun." Albus ve Scorpius aralarında bir metre bırakacak şekilde kıpırdandılar.

 "Şimdi gözlerinizi kapatın." Odanın başka bir köşesinde duran bir gramafon vardı. Albus gramafona şüpheyle baktı. Az önce orda olduğunu hatırlamıyordu. Lina asasıyla gramafonu çalıştırdı. Gramafondan çıkan kuş sesleri odanın içinde yankılandı. "Şimdi sadece sese odaklanın. İyi dinleyin. Nefesinizi düzenli alıp verin. Unutmayın ki size zarar vermeyeceğim. Yani istifinizi bozmayın; yaptığınız şeyi yapmaya devam edin.

"Hiçbir şey düşünmeyin. Boşluğu görün. Gözünüzün içindeki boşluğa bakın. Nefesinizin düzenini bozmayın. Sese odaklanın." Lina asasını cübbesinin cebine koydu. Bir elini Albus'a, diğer elini Scorpus'a doğrulttu. "Zihnefend et!" İkisi de yere düştü. "Kalkın." Lina ellerini indirdi. Scorpus doğrulup sordu: "Nasıldık?"  "Anılarınızın sadece birini görebildim ama büyüye karşı dik duramadınız. Yine de ilk sefer için iyi sayılır. Bugünlük sadece gözünüz kapalı deneyelim."