21 - Snape'in Rüyası

328 61 31
                                    

UYARI!!! BU BÖLÜM "biraz" CANİLİK İÇERİYOR.

Ben cidden tuhaf biriyim sanırım. Ders çalıştıkça yazasım geliyor, çalışmadığım zaman defterimi çıkarmaya bile üşeniyorum. Sanırım yaz tatilinin ortasında ders çalışmama sebep olan şeylerden biri de bu. Bir iki test çözdüm ve o gün 10,5 sayfa yazdım. 🤷🏻

Sizce izlediğim animeler hikaye anlatımımı etkileş midir? Bana biraz öyle geldi. Şu sıralar çok fazla anime izlemeye başladım.

Son kısmı (hikaeyeden sonra) okuyun mutlaka!

Her neyse. İyi okumalar!
--------------------------------------------

Snape dolaptaki düşünseli kazanını çıkarırken kapı çaldı. Gelen Lina'ydı. "Girebilir miyim Profesör?" Snape olumlu anlamda başını sallarken bir yandan da kazanı masaya koymakla meşguldu.

"Erkencisin." "Bir an önce bitsin istiyorum. Benim burada olmama bile gerek yok aslında. Profesör Dumbledore ısrar etti." "Dumbledore kedni oyununa başkalarını da dahil etmeye bayılıyor." "Ben de elimden geldiğince oyunun dışında durmaya özen gösteriyorum."

Snape anılarını düşünseline koydu. "Sen de koymak ister misin?" "Potter'ın benim zihnimi okuyabilecek kadar becerikli olduğunu sanmıyorum." Koruyucu büyümü kimse geçemez.

"Kendine fazla güveniyorsun. Sen de tıpkı baban ve büyükbaban gibisin." "Onları tanıyor musunuz" Koşar adım Snape'in karşısına geçti. Snape cevap vermedi. "İsimleri ne peki?" "Benimle dalga mı geçiyorsun?" "Ne di- Ah!" Lina küçük bir kahkaha attı.

"Bu kadar komik olan ne?" Snape ifadesiz bakıyordu. "Potter benim öz babam değil. Hem zaten hiçbir yönden benzemediğimiz apaçık ortada."

Bu bir çizgifilm olsaydı Snape'in kafasında ampul belirirdi.

"Pekala. Sanırım kendine aşırı güvenenleri sevmiyorsunuz." Lina düşünseline parlak bir ışık huzmesi bıraktı, tekrar Snape'e baktı.

"Hem benim annem Celum. Potter eşi ise Weasley. Aramızda kan bağı bile olamaz." "Celumların kızı olmana imkan yok." "Neden böyle düşünüyorsunuz?" "Geleceten geldin ve Celum ailesinde çocuk yapabilecek yaşta biri yok." "Aslında-"

Kapı çaldı ve Harry nefes nefese içeri girdi. Lina cübbesinin cebinden saatini çıkardı. "Altı dakika geciktin Potter. Gryffindor'dan on puan. " "Sen öğretmen değilsin ama!" "Teftiş mangasındayım ama." Sisni sinsi sırıttı.

"Neden buradasın?" "Kendi isteğimle gelmedim elbette. Neyse ki sadece bir seferliğine."

"Bu kadar dırdır ettiğiniz yeter." "Afedersiniz Profesör." Harry''e döndü. "O hlade başlayalım. Gardını al Potter!" Lina asasını Harry'ye doğrulttu. "Bekle-" Harry daha sözünü tamamlayamadan yere yığıldı.

"Endişelenme," Harry ayağa kalkarken konuştu. "Anırlarına önceden göz atmıştım zaten." Haince sırıttı.

"Özel hayata saygın yok mu?" "Bana görgü kurallarını mı öğreteceksin? Çoktan öğrendim ben." Dedi ve hemen ardından Harry tekrar düştü.

"Görgü kurallarını öğrenmesi gereken biri varsa o da sensin. Derste el kaldırmadan konuşulmaz ve hiçbir şey en az iki defa düşünmeden söylenmez."

Harry tekrar ayağa kalkarken konuştu: "Ben doğruları söyledim." "Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar." Harry tekrar düştü, Lina devam etti: "Söylediklerin doğru olsa bile her şeyin bir zamanı ve yeri var. Doğrular bile her yerde söylenmez."

"Peki ya sana ne demeli?" "Ben mi? Benimle ne alakası var?" "Her yanlışı her yerde söyleyebiliyorsun." "Bak bu konuda yanılıyorsun." Harry yere yığıldı.

Harry Potter ve Kutup TilkisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin