Harry Potter ve Kutup Tilkisi

Kalan Kısmın Özeti

Artık her yeni bölüm olmayan bölümler yayınladığımda utanıyorum çunkü hem yazmıyorum hem de umutlandırıyorum. Gerçi okuyan kaldı mı onu da bilmiyorum.

Kafamda çoktan lurgulayıp sonunu getirdim ama yazıya geçirmek fazla tembel ve isteksizim. Ayrıca eski bölümler de gözüme cok cringe geliyor ve düzeltmem gerekiyor.

Başlarda başka birine devretmeyi düşündüm ama anlatım tarzına güvendiğim kimse yok. Bu yüzden en azından yarım kalmışlığı azcık da gidersin diye kalan kısmı özetleyeceğim ve yaptığım resimleri koyacağım.

6.sınıf:

Lina yaz tatilinde Celum'larda kalıyor. Bazı geceler rüyasında kendini ormanın derinliklerinde yüzlerce yıl öncesinden kalma harabeleri gezerken buluyor: yıkık dökük evler, kamelyalar, sarmaşıklar dolanmış heykeller, su basmış küçük kayıklar, çiçekli dereler, lavanta tarlaları, büyük taştan arenalar...

Okulun açılmasına birkaç gün kala rüyasında harabeleri keşfederken bir mağaraya sürükleniyor. Kilometrelerce su dolu yeraltı mağaralarında ilerliyor. Mağaranın sonunda masmavi yaprakları olan dev bir ağaç, üsten hafifçe yapraklara inen ay ışığı ve ağacın dibindeki düz kayanın üstündeki diadem...

Tam diademe dokunacakken rüyadan uyanıyor.

Bu sıralarda da anneannesi Amity'nin üstündeki baskısı da artıyor. "Kesinlikle bir Ravenclaw olmalısın. Ailemize yakışan bu." 

Lina yedinci kattaki ihtiyaç odasına giderken Dumbledore'un kapısındaki heykeller onu çağırıyor.

Odaya girdiğinde Amity ve Mons(adını tam hatırlayamadım) da oradalardı. Mons konuk sandalyesinde sessizce otururken Amity yükses sesle Dumbledore'a bir şeyler söylüyordu.

"Tekrar bina seçimi yapmalı. Eminim bir hata olmuştur. Şapkayı bana ver Dumbledore."

Lina bir süre fark edilmeden dinlemeyi düşündü ama çoktan fark edilmişti. Amity bir anda yumuşamış gibi bir tavır takındı.

"Ah canımıniçi! Ben de güzeller güzeli biricik torunumu arıyordum. Gel tatlım biraz öne." Lina'yı sırtından ittirerek öne getirdi.

Asasıyla şapkayı aldı ve ellerinde tuttu. "Bir hata yapıldığının hepimiz farkındayız. Ama endişelenme tatlım. Artık olman gereken yerde olacaksın." Seçmen şapkayı Lina'nın kafasına taktı.

Şapka kısa bir süre sessiz kaldı, ardından "Slytherin!" dedi ve tekrar sustu.

"Ama bu mümkün değil! Benim melekten daha saf, daha ihtişamlı torunum nasıl olur da Slytherin olabilir! Bu şapka kesinlikle yalan söylüyor Dumbledore. Kurtul şu çöpten artık" dedi ve secmen şapkayı Lina'nın kafasından alıp bir köşeye fırlattı.

"Onlara aldanma sen tatlım. Her zaman en iyisini hak ediyorsun." Amity asasını salladı ve Lina'nın yılanlı yeşil kravatı maviye dönüştü.

Lina tam itiraz edecekken arkadan Snape'in sesi duyuldu. "Okul malını fırlatamazsınız Bayan Celum." Secmen şapkayı asasıyla yerine koydu.

Lina, Snape'in orda olduğunu fark etmemişti bile.

"Öğrencimin bina seçimi konusunda bir yanlışlık yapıldığını sanmıyorum. Ki zaten seçmen şapka da bunu onaylıyor."

"Ne cüretle torunumun zihnini bulandırırsın! Sensin öyle degil mi, onu buna sen ikna ettin! Sen kendini ne sanıyorsun? Ben onun anneannesiyim, sense hiçbir şeyi! Torunumdan uzak dur ve gidip öğretmenlere yaraşır şekilde giyin! Yarasa gibi geziyorsun ve biricik torunum asla senin gibileri örnek almamalı! Dumbledore, nasıl oluyor da böyle tipleri öğretmen diye alırsın?"