"Ravenclaw'un varisi..." "Ve bu vari, bir kutup tilkisi..." "Ravenclaw'la aynı güçlere sahip biri..." "Ravenclaw'un diademi, güçlerini kontrol etmesini sağlıyor ve aynı zamanda güçlerini arttırıyor..." "Diadem tehlikede olduğu zaman; vari, diademi koruyacak..." "Bu kehanetin ayrıntıları sadece onun alabileceği bir yerde duruyor..." "Ta ki Kutup Tilkisi'ne ulaşana kadar..."
Bayan Celum'un söyledikleri günlerdir beyninde tekrar ederek yankılanıyor, sonra yine başa dönüp aynı şeyleri söylüyordu. Diadem, gücünü kontrol etmesini mi sağlayacaktı? Ama bunu zaten yapabiliyordu -Nadiren de olsa gücü istemsizce etkinleşiyordu ama son zamanlarda bu durum sıklaşmaya başlamıştı-
Diademin tehlikede olduğu doğruydu. İki-üç yıl sonra yok olacaktı.
Sadece onun alabileceği bir kehanet... Bakanlıktaki esrar dairesinde miydi?
"Ta ki Kutup Tilkisi'ne ulaşana kadar..." Kutup Tilkisi... Kafasında en çok yankılanan cümle buydu. Kutup Tilkisi.
Patronusu ve animagusu bir kutup tilkisiydi. Ravenclaw, isim yerine animagus formunu kullanmayı tercih etmişti. Ama neden?"Hadi tatlım, gitmemiz gerek!" diye seslendi Bayan Celum merdivenlerden. "Geliyorum!" Saçını doğru düzgün bağlamayıp pes etti ve açık bırakıp apar topar aşağı indi. Üzerinde mor bir tişört ve mor bir etek, beyaz çoraplar ve siyah ayakkabılar vardı.
"Nereye gideceğimizi hâlâ söylemediniz." "Mons ve ben, diagon yoluna gidip okul kitaplarını ve birkaç şey alacağız. Seni de evde yalnız bırakmak istemiyoruz." "Ben de mi sizinle geleceğim?" "Hayır canım. Seni güvenli bir yere götüreceğiz." "Nereye?" "Tahmin edebiliyor musun?" dedi ve göz kırptı. Lina cevabı biliyordu ama belki sandığı yer değildir diye umutluydu. "Hayır." "Yoldaşlık üyelerinin yanında güvende olursun. Seni yarın sabah gelip alacağız.
Grimmauld meydanı 12 numaraya cisimlendiler. 11 ve 13 numaralı ev arasında bir ev daha belirdi. Kapıyı Bayan Weasley açtı. "Hoşgeldiniz!" "Hoşbulduk Molly. Daha önceden de konuştuğumuz gibi, Lina'yı bu gecelek burada bırakacağız." "Evet, elbette hatırlıyorum." Lina'ya baktı. "Ah, ne kadar da güzelsin! Sana hediye ettiğim kazağı beğendin mi?" Lina'nın aklına kazağı şöminede yaktığı an aklına geldi. Ateşler zihninde canlanırken gülümsedi ve cevap verdi: "Evet, çok güzeldi."
Bayan Celum kolundaki saate baktı. "Artık gitsek iyi olur. Hoşçakal tatlım. Uslu dur." diyerek Lina'yı alnından öptü ve Mons'la beraber cisimlendi.
"Gel canım. Harry de az önce geldi." dedi Bayan Weasley. "Şimdi toplantı var. Toplantıdan sonra yemek yiyeceğiz. O zamana kadar diğerlerinin yanında, üst katta durabilirsin." Lina; Harry, Ron ve Hermione'yle aynı ortamda bulunmak istemiyordu. "Tamam." dedi yine de ve üst kata çıktı. Merdiven boyunca ve cinlerinin kafaları duvarda sıralanmıştı. Kapısı açık duran odaya göz ucuyla baktı. Birbirlerine sarılıyordu. Sonra geri çekildiler. "Bize her şeyi anlatmalısın Harry!" "Bırak da dinlensin Hermione." Hermione, Ron'u umursamdı ve devam etti: "Şu bakanlıktaki oturum, inanılır gibi değil! Araştırma yaptım, seni atmaları imkansız!" "Zaten şu anda olanların çoğu haksızlık." dedi Harry.
"Bence hak ediyorsun." Üçü de sesin geldiği yere baktı. Lina kapıya sırtını yaslamış, umursamaz bir ifadeyle onlara bakıyordu. Onlar cevap vermeyince devam etti: "Muggle dünyasında büyü yapmamalısın Potter. Reşit bile değilsin." "Senin burada ne işin var?" diye atladı Ron.
"Neler olduğunu bildiğine eminim!" Harry cevabıyla dudağının kenarı kıvrıldı. "Bilsem ne olur, bilmesem ne olur?" "Ruh emiciler neden bana saldırdı?" "Neden sana söyleyeyim? Meraktan kıvrım kıvrım kıvranmanı izlemek daha eğlenceli."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harry Potter ve Kutup Tilkisi
Fanfic... "𝑇𝑒𝑚𝑚𝑢𝑧 𝑠𝑜𝑛𝑢 𝑑𝑜𝑔̆𝑢𝑚𝑙𝑢 𝑐̧𝑜𝑐𝑢𝑘 𝑣𝑒 𝑲𝒖𝒕𝒖𝒑 𝑻𝒊𝒍𝒌𝒊𝒔𝒊 𝑂'𝑛𝑢𝑛 𝑠𝑜𝑛𝑢𝑛𝑢 𝑔𝑒𝑡𝑖𝑟𝑒𝑐𝑒𝑘." ... ... İşte oradaydı. Ravenclaw'ın kayıp Diademi... Yukarıdan düşen ay ışığı , tacı gözalıcı şekilde parlatıyordu. Öyl...