BÖLÜM 6
Bazen ne istediğimize karar veremediğimiz anlar olur. Uğruna savaş verdiğimiz onca şeyin nedenini bazen bilmeden savaşır dururuz. Acaba Merve için de durum böyle miydi? Yani… Nedenini bilmeden savaşmak mıydı? Peki Mir Ali? O da… Karar veremeyen tarafta mıydı? Yanağının içini kemirerek koltuğunda dönerken kaşlarını çatmaktan başı ağrıyordu artık. Hayatının karmaşıklaşmasını istemiyordu. Bunu hiçbir zaman da istememişti. O sadece… Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. O sadece huzurlu bir hayat istiyordu. Belki biraz deli dolu, heyecanlı ama asla karmaşık değil. Kim isterdi ki zaten böyle bir şeyi? Sinirinden dişlerini sıkarken başını iki yana salladı. Bu kadarı kendisi için bile çok fazlaydı. Eğer Mir Ali değersiz olduğunu düşünüyorsa Merve hakkında çok yanılıyordu. Ona gereken süreyi tanıdığına inanıyordu. “Sana da aptal sorununa da yazıklar olsun!” diyerek gözlerini açıp tavana baktı. Sonra da ani bir kararla ayağa kalktı. Biraz çıkıp hava almalıydı. Çantasını bırakmış olduğu yerden alarak arkasını döndüğünde kapısının vurulmasıyla dudaklarını birbirine bastırdı.
“Evet!” diye bağırdı biraz aksi çıkan sesiyle. Çokta havasındaydı aslında. Birilerine bağırması karamsar ruhuna çok iyi gelebilirdi öyle değil mi?
Elçin’in içeri gireceğini zannettiği sırada Mir Ali’yi görünce yüz ifadesi allak bullak oldu. Eh, en azından içinden hissettiği buydu. Mir Ali’ye nasıl gözüktüğünü tam olarak kestiremiyordu! Ancak Mir Ali’ye sorsanız Merve’nin yüz ifadesi için… Çarpık derdi. Sanki kendisini görmekten memnun olmuşla olmamış bir arada kalmışta, bunu nasıl göstereceğini bilemiyormuş gibiydi. Öte yandan onu özlemişti de. Allah affetsin, deli gibiydi.
“İyi misin?” diye soran adama kaşlarını kaldırırken “Neden soruyorsun?” diye sordu.
Mir Ali, içeri girip kapıyı kapattı. Sırtını kapıya yasladığında “Odanı değiştirmişsin.” Dedi “Sabah seni görmeye gelmiştim ama taşındığını söylediler.”
“Eh çok uzağa gidememişim demek ki değil mi?” diye soran Merve, elindeki çantayı masasının üzerine bırakarak iç çekti. “Önemli bir şey mi vardı?” diye sordu.
“Evet,” dedi Mir Ali “Var. Sen.”
Merve “Ben mi? Neyim önemliymiş peki?”
Mir Ali, ona bakıyordu. Merve’nin başka zaman olsa buna bir itirazı olmazdı ama içinde bulundukları tüm o karmaşıklık yüzünden şu an da çok rahatsız oluyordu. Mir Ali’nin bakışları ona bakmakla kalmıyor sanki tüm hislerini o delici meneviş gözleriyle tüm bedenine yayıyordu. “Bana şöyle bakmayı keser misin!” diye çıkıştığında “Seni seviyorum” dedi genç adam. Merve, duydukları karşısında gözlerini kırpıştırırken sinirle kıkırdadı. “Bunu gösteriş tarzın takdire şayan değil mi?” dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK LABİRENTİ ( Kuyu Serisi #1)
Fiction généraleÖzlemek... Tedavisi olmayan bir hastalığa yakalanmak gibiydi. Geçmiyordu. Bitmiyordu. Birini uzaktan sevebilmenin ötesinde özlemin ucu bucağı olmuyordu. Yakıyordu. Ağlatıyordu. Merve, Mir Ali'nin gidişinin ardından bir kırık kalple baş başa kalmıştı...