BÖLÜM 26
Uyandığında ki hala canı yanıyordu yalnız olmayı bekliyordu. Dahası yapayalnız olmayı bekliyordu. Uyumadan önce Merve'ye mesaj attığını ve şarjı olmadığından telefonunun kapandığını hatırlıyordu. Ama yalnız değildi. Gözlerini kapatmadan önce en son Asil'le konuşuyordu. Ve şimdi onu Merve'nin kucağında otururken görmek bozulan sinirlerine de hiç iyi gelmiyordu. "Bence beni kıskanıyor." Diye mırıldanan çocuğun suratındaki gülümsemeyi elinin tersiyle bozmak istemesi onun kötü bir adam olduğunu mu gösterirdi acaba?
"Bence de" diyen kız arkadaşına ne demeliydi peki? Tamam şu anda endişeli ve ağlamaklı bir tepkiyi kaldıramazdı ama bu tepkisizlikte neyin nesiydi? İnsan az biraz ah vah derdi...Durdu. Aklına gelenlerle kendisine inanamadı. Dirseklerinin üstünde doğrularak, bacaklarını çaprazlayarak oturduktan sonra derin bir nefes aldı. Merve ile Asil susmuşlar hareketlerini seyrediyorlardı. Elleriyle yüzünü sıvazlayıp gözlerini ovuşturduktan sonra onlara baktı. "O neden senin kucağında?" diye sordu Merve'ye. Merve'nin gözleri gülümseyerek Asil'e döndüğünde Mir Ali'nin bakışları kısıldı bu sefer. "Ama çok tatlı değil mi?"
Asil "Yakışıklıyım ben."
Merve "Hem de nasıl."
Mir Ali "Acaba annem kılıcı savurup beni öldürdü mü ya? He? Yoksa bu sahnenin gerçek olma ihtimali bile başımı ağrıtıyor şu an." Dedikten sonra yataktan aşağı indi. Çıplak ayaklarla zemine basıp bekledi. Başının dönmediğine karar verdikten sonra odanın içinde dolaşmaya başladı.
Merve "Ne yapıyorsun?"
"Eşyalarımı arıyorum. Telefonum nerede?"
Merve "Korhan Bey'e verdim şarja koysun diye. Neden?"
"Eve gidiyorum ben."
Merve, Asil'i kucağından indirerek adamın karşısına dikildi. "Tamam birlikte gideriz. Zaten öyle konuştuk."
Mir başını çevirerek kızın gözlerinin içine baktığında onun ne halde olduğunu ilk kez o an fark etti. Az önce ağlamasını ya da endişelenmesini istemediğini söylerken içten içe tam tersinin olmasını istiyor oluşu hem sevinmesine hem de bunu istediği için kızmasına neden oldu. Elindeki gömleği aldığı yere bırakıp, kızın yüzünü avuçladı. Gözlerinin içine bakarken "Çok ağlamışsın." Dedi. Merve'nin güzel gözleri yeniden sulandı. Burnunun ucu, kaşlarının etrafı kızarınca onun yeniden ağlayacağını fark ederek onu kendisine çekti.
"Sana bir şey oldu sandım." Dedi.
Mir Ali, saçlarını okşuyordu. "Ödüm koptu. Sabahın köründe, sana uluorta saldıracağını düşünmemiştim."
Mir Ali'nin bakışları az ileride, ayakta dikilmekte olan erkek kardeşine kaydı. Yüzündeki gülümsemenin yerinde yeller esiyordu. Bembeyaz olmuştu. "Ben iyiyim." Dedi. "O da hak ettiği yerde." Başını çevirerek kızı boynundan öptü. Saçlarını kokladı. Gözleri Asil'in üzerindeydi. Başını hafifçe aşağı eğdiğinde çocuğun nefes almasıyla göz kırptı. "Hiç uyumadığım kadar iyi uyudum." Dediğinde Asil "Ne kadar iyi?" diye sordu merakla. Halini fark edince dudaklarını birbirine bastırdı ama Mir'in cevabını deli gibi merak ettiği o kadar belliydi ki genç adam bakışlarını ondan çekmeden "Çok iyi." Dedi "Kendimi güvende hissettim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK LABİRENTİ ( Kuyu Serisi #1)
Fiksi UmumÖzlemek... Tedavisi olmayan bir hastalığa yakalanmak gibiydi. Geçmiyordu. Bitmiyordu. Birini uzaktan sevebilmenin ötesinde özlemin ucu bucağı olmuyordu. Yakıyordu. Ağlatıyordu. Merve, Mir Ali'nin gidişinin ardından bir kırık kalple baş başa kalmıştı...