Bölüm 14

217 31 0
                                    

BÖLÜM 14Sabah uyanır uyanmaz ilk işi Elçin'e mesaj atmak olmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM 14

Sabah uyanır uyanmaz ilk işi Elçin'e mesaj atmak olmuştu. Aceleyle kahvaltısını etmiş, annesinin dün akşamın detaylarını öğrenmek için sorduğu soruları es geçmişti. Kapıdan çıkmak üzereyken "Arda!" diye seslendi kız kardeşine "O yağmurluğunu yanına al"

"Sanki ben bilmiyorum! Hem hava güneşli ki!" diyen kız kardeşinin homurtusuna karşılık "Öğleye doğru bozacağını söylediler. Hadi görüşürüz annecim." Deyip kadına havadan bir öpücük atarak dışarı çıktı. Koşturarak taksi durağına giderken bir yandan da cep telefonunu çıkarmış Karaca'ya mesaj atıyordu. Bir işe kalkışacağı zaman bilmekte ısrar eden madem kendisiydi şimdi bilse daha iyi olacaktı. Taksinin molada olup olmadığını öğrendikten sonra, sırası gelene binip şirketin adresini söyleyerek arkasına yaslandı. Derin bir nefes alırken hayatının bugünden itibaren hareketlenmeye başlayacağını hissediyordu.

Mir Ali ise uyandığında başı çatlıyordu. Gözlerinin içi kan çanağına dönmüştü. Yarım saattir yatağın ucunda oturmuş, eklemleri bembeyaz oluncaya dek yatağın kenarlarını kavrayıp, sıkıyordu. Rüya mı görmüştü yoksa bir başka anı mıydı anlam veremiyordu. Üstelik böyle kötü uyanmasına neden olacak bir akşam da geçirmemişti. Koridordan gelen sesleri duyunca kendisine geldi. Ayağa kalkıp, odanın içerisindeki banyoya doğru ilerledi. Kapısını kapatırken kuzeninin "Uyanmış işte." Diyen sesini duydu. Araladığı kapının ardından Menaf'a bakarak "Günaydın" dediğinde onun "Nesrin Hanım, odanda inlediğini söyledi." Demesi üzerine kaşlarını havaya kaldırdı. Menaf bir açıklama bekliyordu.

"Ahlak bekçiliği mi yapacaksın benim başıma Menaf?" diye sorarken kuzeninin yüzündeki ifade görülmeye değerdi.

Menaf "Sen şimdi bana..."

"Sabahın köründe neden banyoya giriyor olabilirim sence?"

Menaf "Çişin gelmiştir belki?"

Mir, gülümsedi. Ardından "Siktir git başımdan" diyerek kapıyı ardından kapattı, banyoya girdi. Ilık suyun altına girerken düşünebildiği tek şey Merve'ydi.

*

Menaf, kuzeninin odasından çıkarak uzun koridor boyunca düşünceli bir halde yürüdü. Bu sabah Mir Ali'nin hıçkırıklarını duyduğunda hala ders çalışmaktaydı. Onu yerinden kalkmasına neden olacak kadar kuzeni öyle boğuk sesler çıkarmıştı ki odasının önüne kadar gelmiş, içeri girip onu daha da beter bir hale sokmamak için kapısının önünde beklemişti. Kaşları çatılmış bir halde merdivenlerden aşağı inerken, sahanlıkta kendisini endişeyle bekleyen çifte baktı. Nesrin Hanım, Mir Ali'nin odasına girmek konusunda bütün bir sabah boyunca Menaf'ın başının etini yemişti.

"İyi." Diyen genç adam salona doğru yürürken Korhan da kendisini takip etti. Uzun sırtlı, bakıldığında bir tahtı andıran rahat koltuğuna otururken "Merve onun tetikleyicisi" diye homurdandı. Başını çevirdi ve Korhan'la göz göze geldiler. Adam da karşısındaki koltuğa oturunca Menaf bileğindeki lastikle saçlarını arkasında at kuyruğu yaparak derin bir nefes aldı. "Mir onunla tanışınca başladı atakları. Ve görüldüğü üzere yeniden başladı." Dedi. Kaşları çatılmış, sesinde aksi bir ton vardı.

"Arkadaş olduğunuzu sanıyordum." Diyen Korhan'ın sesiyle gülümsedi genç adam "Öyle zaten. Merve'yi bir arkadaş olarak çok seviyorum ama Mir için uygun olduğunu düşünmüyorum. Keza Mir de onun için iyi değil. Öfkeyi bırak güven sorunları var. O kız gözünün içine bakıp doğruları söylüyor olsa bile, ona inanmayacak ve öfkesinin ardına sığınacak."

Korhan "Onunla konuşuyor."

"Sadece istediği şekilde." Dedi Menaf "Bu yetmez."

Korhan "Yalnızlık Mir Ali Bey için büyük bir kefaret."

Menaf, alay eder gibi güldü. "Ben onun mutlu ve iyi olmasını istiyorum. Bu sabahki hıçkırıklarını sende duydun. Of Allahım!" diyerek başını arkaya yaslayıp, bekledi. "Berat, Merve'nin Nevzat'ı araştırması için Elçin'e mesaj attığını söyledi." Diye homurdandı.

"İnsanların özeline biraz saygı duyabilirsiniz bence." Diyen adamın sesinde gizli bir kahkaha saklıydı. Bu yüzden Menaf gülümseyerek Korhan'a baktı. "Merve'nin de istediği zaman nasıl bir çatlak olduğunu pekâlâ biliyoruz değil mi? Ama boyundan büyük bir işe kalkışıyor olduğundan haberi yok."

"Neyden bahsediyorsunuz?"

Mir Ali, içeri girdiğinde Korhan yerinden kalkacak gibi oldu ancak Mir'in eliyle "Otur lütfen" demesiyle yerinde kaldı. Karşılarına geçip oturdu. Odanın içerisinde müthiş bir kahve kokusu vardı. Derin bir nefes alırken içemeyecek olmasına hayıflanmamaya çalışarak arkasına yaslandı ve Menaf'a baktı.

"Merve'den." Dedi kuzeni "Ona dün Nevzat'tan bahsettiğin için bu sabah uyanır uyanmaz Elçin'e, onu araştırmasını istediğini belirten bir mesaj atmış. Muhtemelen kritik yapmak üzere şirkete doğru yola çıkmıştır bile."

Mir Ali, kızsın mı gülsün mü bilemedi. Şaşkın bir halde Menaf'a bakınca onun "Kendi güvenlik sistemimiz var." Demesi üzerine kaşlarını çattı. "Berat ile Cihan, o konuda bir numaralar. Annemin her yaptığımdan haberinin olmamasını nasıl sağlıyorum sanıyorsun?" diye sorunca Mir "Bunu bilmek istemiyorum." Diyerek arkasına yaslandı. Korhan bakışlarını üzerine dikince "Haydi sor." Dedi.

"Merve Hanım'la konuşacak mısınız?" diye sordu adam.

Mir Ali "Bilmiyorum," dedi "Ama bir süre Nevzat'ı fiilen aramaktan vazgeçeceğim."

Hem Menaf hem de Korhan kaşlarını çattılar. "Neden?" diye sordu Menaf.

"O benim burada olduğumu biliyor çünkü" dedi Mir Ali. Elleri koltuğun yanlarını sımsıkı kavramıştı. Eklemleri yine bembeyazdı. Dişlerini sıkıp, güçlükle yutkunurken "Alenen karşısındayım. Belki arkamda belki de karşımda yürüyor, bilmiyorum. Ama benim onu aramaya çıkacağım her seferde sadece zaman kaybettiğimle kalacağım." dedi.

Menaf gözlerini kısmıştı. Yeşil gözleri meraklı, kuşkucu bir tavırla kuzenini süzüyordu. "Buna tam olarak ne zaman karar verdin?"

"Uyanınca" dedi Mir Ali "O bana gelecek."

"Nereden biliyorsunuz?" diye sordu Korhan.

Mir Ali'nin yüzünde sahte bir gülümseme oluştu. Oturduğu yerde doğruldu. Koltuğun kollarını tutan ellerini kucağına alırken ellerini ters çevirdi. Masmavi gözleri bileklerine kaydı. Yorgundu. "Çünkü daha önce de geldi." Deyip başını kaldırınca yüzündeki gülümsemeden eser yoktu. Bakışları soğuktu. Yüzü ifadesiz, kaskatıydı. "Yarım bıraktığı işi tamamlamak isteyecek."

"Mir..." diye uyardı kuzeni.

Mir Ali "Bekliyor olacağım" dedi sakin, duru bir sesle "O nasıl bekliyorsa bende öyle bekliyorum."

Kahvaltı için masaya geçtiklerinde Mir Ali "Yorgun görünüyorsun," diyerek Menaf'a baktı. "Ders çalışıyorum." Dedi Menaf ardından az pişmiş yumurtasını kaşıklamaya başladı. Bir süre sonra dayanamayıp, Mir'e baktı. "Anlamıyorum." Dedi "Eğer onu aramak vazgeçtiysen neden sana gelmesini bekleyesin ki? Merve'nin dahil olmak üzere olduğunu bilmiyor musun?"

Mir, kahvaltısını didiklerken düşünüyordu. "İdare edebilirim." Diye mırıldandı "Hem eninde sonunda ona her şeyi anlatmak zorunda kalacağım."

"Kendinden cüzzamlı biriymişsin gibi bahsetmekten vazgeç artık. Yaşamak zorunda kaldıkların için kendini suçlamaman konusunda anlaştığımızı sanıyordum, Mir." Diyen Menaf kucağındaki peçeteyi tabağın üzerine bırakarak kuzenine baktı. "Senin onunla konuşmanı istiyorum çünkü bir şeyleri saklamak zorunda kalmaman iyi hissettirir. Güvenli bir ilişkin olsun istiyorsun o zaman konuşacaksın. Benim istemediğim ve hoşuma gitmeyen şey, Merve'nin işine burnunu sokması."

"Nevzat'ın ondan haberi vardır, Menaf. Emin ol kim olduğunu biliyor."

Menaf "Haklısın ama sence onu kullanarak mı sana gelecek yoksa doğrudan mı karşına çıkacak?"

Mir, omuzlarını silkerek arkasına yaslandı. "Bilmiyorum." Dedi "Ama her iki şekilde de onu bekliyor olacağım."

"O zaman can alıcı soruya geliyoruz sevgili kuzenim" diyen Menaf'ın yüzünde tatsız bir gülümseme oluştu. "Onunla karşılaşınca ne yapacaksın?"

Aynı soruyu dün akşam Merve de sormuş fakat cevap vermemişti. Şimdi soran Menaf'tı ve yine aynı hislerle sarıldığını hissediyordu. "Hesaplaşacağız." Derken bunun ne şekilde olacağını az çok ön görebiliyordu. Fakat artık Merve de hayatında olacağından, bu hesaplaşmanın boyutu hakkında bir şey söylemek istemiyordu. "Dikkatli ol." Dedi Menaf masadan ayrılmadan önce "Merve'yi seviyor olabilirsin ama herkesin hayatında bir tetikleyicisi vardır. Benim durduğum yerden, Merve'nin durumu tam olarak bu. İntikamınla ilişkini ayrı tut. İkinizin de üzülmesini istemiyorum."

"Onu üzmeyeceğim." Dedi Mir Ali.

Menaf, içini çekti. "Altı doldurulmamış, boş cümlelere karnımı doyuralı çok oldu." Diyerek elini omzuna koyup, sıktı ve yanından ayrıldı. Mir Ali yeniden önüne döndüğünde kaşlarını çatmıştı.

AŞK LABİRENTİ ( Kuyu Serisi #1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin