Ameliyattan daha yeni çıkmıştım.Hemen odama geçip hastanın dosyasını güncelledim.Hastayı ölümcül bir tehlike altındaydı ama kurtarmayı başarmıştık.Saat gecenin 3'üydü.Hastanın çok fazla yakını yoktu.Ziyarete gelenler şu an burda değildi.Hastanın durumunu birilerine açıklamak zorunda değildim bu da hastaneden sonunda ayrılabileceğim anlamına geliyordu.SONUNDA!
Gecenin 3'ü.Daha doğrusu saat 3 sabah oluyor ama ağız alışkanlığı işte.Yağmur yağıyor.Ne hoş değil mi?
Son derece lüks arabama atladım.Yağmurun camlara değmesinin sesi hoş gelmişti.
Birden aklıma yağmur gibi düşünceler inmeye başladı.O kadar güçlüydüler ki arabayı sürmemi bile engelliyorlardı.En sonunda arabayı sağa çektim ve arabadan indim.
Kafamı yağmurlu gökyüzüne çevirdim ve düşüncelerin beynimi işgal etmesine izin verdim.Gözlerimi kapattım.
Tekrar açtığımda o bilindik yerdeydim.Mahkeme salonu.Benim mahkeme salonum.
Karar vermem gerektiği zaman gözlerimi kapatır ve bu mahkemede canlandırırdım kendimi.
Tam salonun ortasındayım.Sağ tarafımda avukat ben sol tarafımda ise başka avukat ben ve tam karşımda da hakim ben vardı.
Sol taraftaki avukat ben hiç susmadan konuşuyordu.
"Bu hayata neden geldik?Bizim babamızı öldürdüler.Masum olduğu halde kıydılar onun canına.Biz neden şimdi oturmuş başkalarının babalarını kurtarıyoruz?-"
Sağdaki avukat ben araya girdi:"Çünkü o acının nasıl bir şey olduğunu biliyoruz.Başkalarının o acıyı yaşamasını istemiyoruz"
Soldaki avukat ben hiç durur mu?Yapıştırdı cevabı : "Bizim en kıymetlimiz öldü başkaları yaşasa ne olur?"
Arkamdan bir ses geldi.Seyirci koltuklarında küçük ben hıçkırarak ağlamaya başladı.Onun bu halini görünce içim acıdı.
"Bak şu çocuğa! Onu üzdüler! Onu ağlatıyorlar! Kimse de çıkıp onun üzülmesini önemsemiyor!Kimse çıkıp onun babasını kurtarmadı.Biz niye kurtarıyoruz?" dedi soldaki avukat ben ağlayan küçük beni göstererek.
"Çünkü doğru olan bu" dedi sağdaki avukat ben tane tane.
"Başkalarının doğrusu kimin umrunda?Önemli olan bize doğru gelen şeydir." dedi soldaki ben isyan edercesine.
"Ne yapmak istiyorsun açık açık söyle," dedi sağdaki avukat ben soldaki avukat beni anlamaya çalışarak.
"Ben diyorum ki;Birileri bizim babamıza kıydı.O cürreti gösterdi.Biz neden göstermeyelim?" dedi soldaki avukat ben kendinden emin bir şekilde.
"İntikam mı almak istiyorsun?" dedi hakim ben.İlk defa konuşmuştu.
"Onun gibi bir şey-" hakim ben hemen sözünü kesti "Babamızı öldürenlerden intikam aldık.Şu an hapisteler.Başka bir şey yapamayız."
"Onlardan intikam almaktan bahsetmiyorum.Hayattan intikam almaktan bahsediyorum-" bu sefer sağdaki avukat ben araya girdi.
"Masumların canını alarak yakınlarını üzerek mi intikam alacaksın?Üzüntülerinden zevk mi alacaksın?" dedi anlamayarak.Soldaki avukat benin gözleri ışıldadı.
"Yaklaştın.Şimdi bir düşünelim:Biz olmasaydık şu an kaç kişi ölmüştü?Diyelim ki biz doktor olmadık.Bizim kadar başarılı başka doktor yok.Kurtardığımız onca insan ölecekti değil mi?Ama ölmediler kurtardık.Birinin canını kurtarırken başka birinin canını alıp olayı eşitlesek?"
"Neden eşitleme gereği duyalım ki?Bunca yıl boşu boşuna mı doktorluk okuduk biz?Kendine gel bizim amacımız insanları kurtarmak,öldürmek değil." dedi karşı çıkarak.
“Mafya ağasıyla evlenelim demiştim.Hatırlatırım."Meslek seçimi yapmam gereken zamanki mahkeme gözlerimin önünde canlandı.Haklıydı soldaki avukat ben "Hayatımızda biraz aksiyon olsun.Köye taşınalım mafya babasıyla evlenelim.Hem zengin oluruz hem de havalı" demişti.Bu fikri duyduğumda ne kadar güldüğümü hala hatırlıyorum.
"Evet ben dedim.Başka kimse bizim çektiğimiz acıyı çeksin istemedim.Senin fikrinden 100 milyon kat daha iyidir." dedi ellerini göğsünde kavuşturarak.
"Ben insanları kurtarmaktan sıkıldım.Hayatımız hep aynı tekdüze içerisinde geçiyor.Farklı bir şey yaptığımız yok.Hem polis hem doktor aynı anda olabiliriz." dedi küçük bir çocuk edasıyla.
"Polis mi?" dedi hakim ben anlamayarak.Ben de anlamamıştım.
"Başkalarının canlarına kıyanlara kıyalım.Yargılayalım ve cezasını keselim.Bu hakim boşuna mı burda duruyor?" dedi hakim beni göstererek.
"Ben burda kendimizi yargılayıp bir sonuca varmak için burdayım.Başkaları umrumda değil." sözleri biter bitmez salona alev alan ben girdi.
Sanki beni yanan bir kulübenin içine kilitlemişler ve benim her yanımın alev almasına rağmen sakince o kulübeden çıkmış ve sanki alev almamışım gibi davranıyordu.
"Şu ana kadar yaptığımız hangi işten zevk aldık?Herşeyi denedik.Ama beni söndürmeyi başaramadınız.Bir de bunu deneyelim?" Dedi aynı sakinlikle.
Hakim ben düşünceli düşünceli önündeki kağıtlara eğildi.
Sağdaki avukat ben "Saçmalamayın biz doktoruz!İnsan kurtarmak öğretildi bize öldürmek değil!-"
"Öğrenmenin yaşı yoktur" dedi soldaki ben çenesini havaya kaldırarak.Duyduğum düşüncelere inanamamıştım ama hoşuma da gitmişti.
"Saçmalamayın!Bu suç!Yakalanırız!Hayatımız kararır!" hâlâ bizi tam tersine ikna etmeye çalışıyordu.Gerçekten yakalınırsak ne olacaktı?
"Küçükken oynadığımız ajancılık oyunlarından öğrendiklerimizi uygulama zamanı o zaman." dedi soldaki avukat ben sırıtarak.
"O eğitimler bizi korumaya yetmez.Hayatımızın devamını mapusta geçirmek istemiyorum!" ben de istemezdim herhalde.
"O zaman biraz da mapus hayatı çekeriz.Eminim çok aksiyonludur.Ara da bir değişiklik iyi gelir." dedi soldaki avukat ben.Hala gülüyordu.Beni ve hakim beniikna ettiğini düşünüyordu.
"Çocuk gibisin!" diye bağırdı sağdaki avukat ben.
Soldaki avukat ben bu söze çok sinirlendi.
"EVET ÇOCUK GİBİYİM ÇÜNKÜ BİZİM ÇOCUKLUĞUMUZU ÖLDÜRDÜLER! ŞİMDİ DE O YAŞAYAMADIĞIM ZAMANLARIMI YAŞIYORUM ÇOK MU BU BANA?" diye payladı sağdaki avukat beni.
Sağdaki avukat ben buna şaşırdı.Adeta dili tutuldu.Ağzını açıp tek kelime etmedi.
"Alt tarafı kurtardığımız canlar karşılığında kötü bir insanın canını alacağız.Belki de kimse o canın yokluğunu fark etmeyecek bile.Bence bu suç bile sayılmamalı." Sağdaki avukat ben sandalyesine oturdu.O bile düşünmeye başlamıştı.
"Şu küçük çocuğun acısını kan dökerek alabiliriz kanları kurtararak değil.Bak alev bize.Hala alev alev.Kurtardık da insanları noldu?Hala biz yanıyoruz.Olan bize oluyor!" sol taraftaki avukat haklıydı.
Beni ve sağdaki avukatı ikna etmeyi başarmıştı.Sıra hakimdeydi.
"Bu kadar mı korkuyorsunuz farklı şeyler yapmaktan?Yarın ya da başka bir gün bu hayattan göçüp gideceğiz.Bir daha da gelemeyeceğiz.İçimizdeki alevi södnürmeden gitmeyelim.Babamızın kanı yerde kalmasın." bunlar soldaki avukat benin son sözleri oldu.
Hakim tokmağıyla masasına vurdu ve "Karar!" dedi.
Oturanlar ayağa kalktı.
Hakim sağındaki boşluğa döndü ve "Yaz kızım," dedi.Anında orda zabıt katibi olan ben belirdi.Tam sekreter tipi vardı.
Heyecanla hakim benin ağzından çıkacak karara odaklandık.
"Karar;hayatımızda bazı şeylerin değişmesine,kurtardığımız her can karşılığında bu dünyadan bir kirli canın gitmesine ve bu sayede içimizdeki alevin sönmesine karar verilmiştir."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐂𝐫𝐢𝐦𝐢𝐧𝐚𝐥𝐬 | 𝐓𝐡𝐞 𝐔𝐦𝐛𝐫𝐞𝐥𝐥𝐚 𝐀𝐜𝐚𝐝𝐞𝐦𝐲 𝐅𝐚𝐧𝐟𝐢𝐜𝐭𝐢𝐨𝐧
Fiksi PenggemarKapak=@weturnpurple "1989 yılının Ekim'inde, hamile bile olmayan 43 tane kadın aniden mucizevi bir şekilde doğum yapar. Milyarder Sir Reginald Hargreeves bu çocuklardan 7 tanesini evlatlık edinir ve dünyaya kurtarmaları için The Umbrella Academy" ad...