Şarkının sözleri başladığında okumaya başlayın ve bittiğinde başa sarabilirsiniz :)
DÜZENLENDİ!
~
"Rüya görmek senin için neden bu kadar önemli?" Diye sordu genç kadın, kafasında milyon tane soruyla boğuyormuş gibi bir ses ve görüntüyle. "Rüyalarımda hala birilikteyiz ." diyerek yanıtladı onu umursamıyormuş gibi bir görüntü sağlasa da kelimelerinin canın yanan adam.
Kafamı onaylamayarak sağa sola salladım ve oflayıp baygın bakışlarımı televizyona diktim. İzlediğimiz film altını çizmem gerekirse aşk konulu bir filmdi ve ben filmin ilk on beş dakikasında olmamıza rağmen sıkıntıdan dudaklarımı ısırıp somurtma aşamasına geçmiş bulunuyordum.
"Hayatımda böyle saçmalık görmedim." Baygın ve sıkılmış bakışlarının eşliğinde sanki 'burada zorla tutuluyorum her an kaçıp gidebilirim.' Der gibi rahatsız oturup televizyona düşen yansımasıyla bakışıp kendi kendine konuşan tabii ki Ekin'di.
"Şıhht!" Beyaz oldukça kısa eteğiyle sarışın hemşireleri andıran Sara, gözlerini en sevdiği kıyafetine bakıyormuş gibi aşkla kısmış ve kucağında tuttuğu ince pikeyi elinde toplayıp çenesinin altına dayamıştı. Benim sağ tarafımdaki ikili koltuğa bacaklarını uzatmış ve Ekin 'in bacaklarını kestiğini iddia ederek bir pikeyi de kucaklamıştı.
Ben mi? Kardeşimle konuşmamı sonlandırıp odamızın koridorunda kavga eden Sara ve Ekin çiftini görmezden gelip odaya ilk giren olduğum için üçlü koltuğu hakkımla kazanmış ve şuanda da bağdaş kurup 'Bunun için mi en büyük koltuğa kapak attım, ben.' bakışlarımı ekrana göndermek dışında bir şey yapmıyordum.
"Hadi lan oradan, " Deyip kahkaha attı birden Ekin. "Bu şerefsiz, her gece o cılız kızı siksen düşünmez."
Gözlerimi devirdim, bugün on beşinci kez. Sara yeşil gözlerini sinirle kıstı ve film başladığından beri ilk defa filmi durdurup girdiği etkiden sıyrıldı ve Ekin'e döndürdü bakışlarını. "Nedenmiş o?" sesi merak duygusunu örtmek istiyormuş gibi yüksek çıkmıştı.
"Kıza baksana," dedi televizyonda durdurulan filmi işaret ederek. "Aptalın teki."
"Senin aptal anlayışın, oldukça yakışıklı ve seksi bir adama yüz vermeyen güzel bir kız mı?" Diye cevapladı onu Sara hala sinirli olduğu için uzun cümleler kurarak. "Ama hep öyle olur dimi? Elde edilemeyen kızlar aptaldır." Son cümlesini itici bir şeyden bahseder gibi yüzünü buruşturarak söylemiş ve Ekin'in anında yüzü gerilmişti. Ekin'in, Sara'ya bana ya da herhangi birine sinirlenmediği kadar çok sinirlenip tepki göstermesi garip gelmişti.
"Ne diyorsun yeşil?" Ekin sinirden kasılan çenesi yüzünden tıslayarak konuşmuştu. Derin bir nefes aldım ve kafamı oturduğum krem rengi koltuğun sırt kısmına, yani geriye doğru bıraktım. Sıkılmıştım.
"Diyorum ki, zor kızlar hala var ve sizler onlar için çabalamıyorsunuz!" Sesi gittikçe yükselen Sara'nın yüzünü göremiyordum ama yeşil gözlerin sinirle açıp ve ellerinin titremeye başladığını tahmin edebiliyordum, tıpkı birazdan titrek çıkacak sesini tahmin ettiğim gibi.
"Neden kendimi yorayım?" Sinirini umursamazlığa bulayan Ekin, Sara'yı ciddiye almayı sonlandırınca derin bir nefes daha koydum ortaya, en azından birimizin aklı başındaydı. Kafam hala geriye yaslıyken gözlerimi kapattım ve burada yokmuşum gibi davranmaya devam ettim.
"Haklısın, neden yorasın ki? Neden bir kere olsun etrafına bakıp birilerini fark edesin ki?" Karanlığımda yankılan Sara'nın sesi de en az Ekin'in ki kadar umursamaz çıkmıştı çıkmasına da eminim öyle hissetmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefes
ChickLitSiyahtı düşüncelerim. Siyahtı umutsuzluğum, duygularım, bitmişliğim. Siyahtı çığlıklarla dans eden kırgın ruhum. Onca kırıklığın arasında siyah ve sarhoş bir melekti, aşk. Kurtarabilecek miydi beni? Kaybetmiş ve pes etmiş bir ruhu adam edebilecek...