31 - BÖLÜM

106 82 0
                                    

*Ölümden bir şey umarak ruhumuzu sattık..*

Zihnimi tırmalayan sorular artık canımı yakıyordu. Artık neyin ne olduğunu anlamakta güçlük çekiyordum. Canım çok yanıyordu. Bu o kadar derin bir sızıydıki artık bedenim bu acının altında kalıyordu bitiyordu.

Her acıda benden sökülüp alınan duygularımdan dolayı ben her şeyimi yitiriyordum. Ruhsuzlaşıyordum. Her şeyi hemen kabullenip hiçbir itiraz dahi etmiyordum. Acıyla bütünleşmiş oluğumu düşündükçe  kavrıyor bu düşünceme hak veriyordum.
Aslında ben kendime en büyük zararı verip geceyi böyle tamamlayıp sabaha her şeyi unutmuş olarak kalkıyordum. Kabul mu edemiyorum yoksa bile isteye bu döngüyü sağlıyordum.
Her şey karanlıklarda, korkularda belli olurdu. İnsan karanlıkta kalınca korkularının farkına varır ve korkularını da karanlık sayesinde ifşa olmasını sağlar.

Silinen hayal ürünlerim beni ikilemde bırakırdı. Acılarıma sarılmak ve onları kanadığı yerden onarmak isterdim. Geriye dönüp hayli üzüldüğüm anılarımı zihnimden silmek isterdim.
Ve en çok ta korktuğum anlarda bedenimle zihnimi o yerden alıp götürmek isterdim.

En olmaz isteklere uyandım gecenin birinde kulağıma fısıldanan kısık bir mırıltı. Gerçekleri kulağıma fısıldayıp çevremdeki sahtelikleri fark etmemi istiyordu. Bu sesin iyi ya da kötü veya yaralı olup olmadığını bilmiyordum.
Amaçsızca denilenler itaat ediyordum.
Benim yararıma olup olmadığını bilmeden. Ruhumun çığlık çığlığa yapma demesine rağmen duymuyor. Duymamak için kulaklarımı tıkıyordum. Ruhumu dinlemediğim zaman tarafsız bir hüzünle solgunlaşıyor. Karamsarlığa adım atıyordum.

Bilip bilmeden her denileni yerine getirmenin ağırlığını bedenimde var olan yaralarla ödüyordum. Zihnimin yorgunluğunu önemsemiyor. Düşüncelerle dolup taşmasını sağlıyordum. Artık zihnim işlevini hasar vermesi beni fazlasıyla etkiliyordu.

Şimdi bulunduğum bu odada karşımda duran timsahın uyanmaması için elimden geleni yapıyordum. Sessiz bir şekilde etrafı karıştırıyorum. Çekmeceleri, tabloları hatta kitapların içlerine bile bakıyordum.
Ama aradığımı hala bulmuş değildim. Derin bir nefes alıp kendimi sakinleştirmek için çaba sarf ettim. Ama olacakların bana zarar vereceğini bilmek bu çabamı olumsuz kılıyordu.
Yavaşça ilerleyerek odada tur atarken yanlışlıkla ayağım uyuyan timsaha değmişti. Uyanmaması için bildiğim bütün duaları ettim o an. Korkudan hemen geri geri giderek uyanıp uyanmadığını kontrol ettim.

Dikkatli bakındıktan sonra hala uyumaya devam ettiğini fark ettim. Yere kıpırdamadan uyumaya devam ediyordu sanki şuna ölü gibiydi. Tekrar odada tur atacakken timsahın bedeninin altında parıldayan şey dikkatimi çekti. Bedenimi ona yaklaştırıp daha yakından bakamaya çalıştım. Ne kadar dikkatli baksamda ne olduğunu anlayamamıştım.   Gereksiz bir şekilde yaptığım şeyin süreden çaldığını düşününce gözlerimi timsahtan çekip odada bulunan masaya ilerleyecektim ki aklıma gelenle olduğum yerde kalakaldım. Bunu yapmış olamazdı değil mi? Bu delilikti. . Bu ölüme adım atmaktan bir farkı yoktu. Yavaşça arkama dönüp timsaha baktım.
Kıpırdamadan uyumaya devam ediyordu.

Bunu yapmak istemediğimi anladım ama yapmazsam belki benim için kötü sonuçlar doğuracaktı .Kendimi sakinleştirerek ona doğru bedenimi çevirdim ve zihnimden geçen şeyi uygulamaya döktüm. Yanına yaklaşıp  bedenimi eğip dizlerimin üzerine çöktüm ve sessizce eğilip gövdesinin altına elimi koydum ve  derin bir nefes alarak elimi gövdesinin daha  altına koymaya çalıştım. Daha koyamadan geri çekilip hızla masanın olduğu tarafa gittim. Yapamazdım. Uyanma olasılığı vardı. Her türlü o anahtarı oradan almak  zorunda kalacaktım . Bunu o uyanmadan yapmak zorundaydım.

VIP ODALAR •NOİR•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin