34 - BÖLÜM

71 69 0
                                    

*Düş gücümün bulunmadığı son sığınağım mazilerim...*

Hayatın bazı gerçekleri vardır.  Bu gerçekler bazen anlaşılmaz veya anlaşılmaması istenir. Örneğin şuan zorunluluktan bazı şeyler yapmak durumundayız. Veya bazen bir şey almak ve kazanmak için diğerlerinden fazla emek harcarsın. Ya da fazla zarar görürsün. Keder bazen insanın sonu olur. Acılar iz bırakır tende ve bu iz silinmez. Size küçük bir anı olur sizinle yaşar ve siz ölünce oda sizinle ölüp yok olur. Her şeyi bazen zamana bırakmamak gerek. Bazı şeyleri anında yapmalıyız. Hızlı hareket edip hızlı düşünmeliyiz bazı anlarda. Ve bu anlarda belki de büyük kararlar alıp kendinize ya aydınlık bir yol çizeriz ya da karanlık olan bir uçuruma sürükleriz kendimizi.

Ya da kendi kurgusu size ait olan bir hayat yaşarsınız. Kaygısızca, kedersizce...  Ama bazen de zorunlu olarak bir kurguda karakter olur ve o karakteri yaşatmak zorunda kalırsın. 001 gibi ve 008 gibi bizden geriye kalanlar ipuçlarını bulmuş ve bizlerin bulmasını bekliyordu peki biz mi ne yapıyorduk? 8.katta girilmeyen odalara girip o ipucunu bulma peşindeydik. Zorlu bir süreçti. Her zaman ki gibi. Zihin bazen yorardı bazende yitirirdi. Ben şuan her ikisini de yaşıyorum. Bitik bir haldeyim ve yorgunluğuma rağmen devam ediyorum aramaya. Deren de benden farklı değildi. Oda aranıyordu. Bakalım kısa sürede bulabilecek miydik?   Deren’ le  odalardan birine girmiş ve oyunu kaldığı yerden devam ettirmiştik. Bakalım şimdi ne olacaktı?

Odaya giren Deren önce sessizce önündeki masada duran anahtarlara göz gezdirdi. Zorlu etap şimdi başlıyordu. Bakalım bu odadan başarıyla mı çıkacaktı yoksa başarısızlıkla mı çıkacaktı? Zaman gösterecekti her şeyi . Kapıdan uzaklaşarak küçük adımlarla yürümeye başladı. Ardından masada duran kırmızı halkalı olan anahtarı gözüne kestirdi ve ona doğru ilerledi ve onu alıp solunda duran raflara ilerledi.

Tek isteği bu rafta o ipucunu bulmaktı. Seçtiği anahtarı küçük sandıkların anahtar deliğine sokup ona uygun olup olmadığını kontrol etti. Sabırla ve temkinli bir şekilde tüm anahtarlarda bunu denemeye devam etti. Eninde sonunda bir olup sandığı açacak ve ardından içi boş ise diğer sandığa geçecekti. Her türlü bu sandıklardan birindeydi o ipucu . Zaman ilerlemeye devam ediyor ve Deren açtığı 14. Sandığa rağmen hala bulmuş değildi bir ipucu. Stresten gerilen bedeni ve titreyen elleri ona hiç mi hiç yardımcı olmuyordu.

Ama içindeki umut ışığı yitirilmiyor bulacağına emindi. Tek korkusu ilk girdiği odada ki gibi burda da ipucunu olmamasını düşünmekti. Kırmızı halkalı sembol olan rafı bitirmiş ve sarı anahtarlığı almış sarı halkalı sembol olan rafa geçmişti. Açtığı 19.  Sandığa rağmen bulamamıştı. Daha önce sandıkları açtığı anahtarları hakaldan çıkarıp yere atmıştı. Böylelikle daha kolay anahtarları ayrıt ediyordu. Birkaç dakika sonra sarı raftaki tüm sandıkları açmıştı ama bu sandıkların içerisinde de bir şey yoktu. Arkasına dönerek masada kalan son mavi anahtarlığı almış ve karşısında olan mavi halkalı sembole ait olan rafa ilerlemişti.

Karşısında duran rafa kısa bir göz attıktan sonra gözüne kestirdiği rafa ilerleyerek oyuna kaldığı yerden devam etmişti. Elinde tuttuğu anahtarı alıp sırasıyla aynı işlemi bu sandıklarda da denemeye koyulmuştu. İlk sandıkta aynı umutsuzluğu yakalamıştı. İkincisinde de üçüncüsünde... On dokuzuncusunda da yavaş yavaş aynı şanssızlığı yakaladığını düşünürken biraz önce küçük sandığın anahtar deliğine koyduğu anahtarla sandığı açtığında karşılaştığı manzara onu fazlasıyla mutlu ediyordu. Parmaklarıyla sandığın içinde ki kağıdı ve  kapıyı açacak olan anahtarı çekip aldı ve derin bir nefes alıp verdi. Olmuştu. İpucuyu sonunda bulmuştu. Gözlerini kapatıp birkaç saniye yaşadığı olayı sindirmeye çalıştı.

VIP ODALAR •NOİR•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin