Öncelikle merhaba :) İyi ki bölmüşüm bölümü diyorum zira şuan 15 bin kelimelik ikinci part ile geldim. Konuları bölmek için hem de sizleri sıkmamış olmak için böyle düşünmüştüm.
Bu arada geçmiş olsun mesajlarınız ve yorumlarınız için hepinize çok teşekkür ederim. Söyleyecek daha bir ton şeyim var, nereden başlayım bilemedim ama şunu söylemeden geçemeyeceğim. Bir önceki bölümü atarken başıma gelen şeyleri anlattım uzun uzun. Doğum günümü unutmuşum :)
Buralarda değilken 25 yaşına bastım. Bir önceki yaşımdan pek bir hayır göremedim, malum, ama umarım bu sene hepimiz için çok güzel olur. Bu sene hiç mum üflemedim, sanırım totem yapacağım.
Daha fazla uzatmak istemiyorum ancak öncesinde yeni bir instagram sayfası açtık. Bölümlerle ilgili videolar, alıntılar paylaşırız diye düşünüyor ve sizi artık bölümle baş başa bırakıyorum. Yine çenem düştü... :)
Instagram : _semender_wattpad
Bölüm şarkıları:
Onur Gügercinoğlu : Sen bir Aysın
Barış Manço: Dönence
Anathema : Lost Control
Müzeyyen Senar : Huysuz ve Tatlı Kadın
***********
Kadir'in tarif ettiği mavi binaya doğru yürürken beynimi kemiren düşüncelerden bunalarak yolun kenarına doğru geçtim. Çantamdan çıkardığım kendi telefonumdan, esasen aramam gereken, Bir'in numarasını tuşladım. Uzun bir süre çalan ve neredeyse kapatmak üzere olduğum telefon açıldı.
"Çirkin?" dedi Bir şaşkınlıkla.
"Sıkıntı yok Bir. " dedim rahat bir sesle. "Ben Sekiz'i aradım ancak yine açmadı. Oralarda mı?"
"Yok, söylemiştim ya sana sabahtan çıkmış diye. Henüz gelmedi. Bir şey mi var ?"
Sekiz bana neden yalan söylüyordu? Hayır, doğru soru şuydu; Sekiz ne haltlar karıştırıyordu? Bir'in şüphelenmesini kesinlikle istemediğim için hissettiklerimi bir kenara bırakıp konuştum.
" Aramalarımı iki eli kanda da olsa cevaplar biliyorsun. Yine aradım ama ulaşamadım. Merak ettim yalnızca. "
"Meraklanma ya, çıkar bir yerden. Her zamanki Sekiz işte. " dedi kıkırdayarak.
"Haklısın. O zaman kapatıyorum ben... Ha bu arada Bir, son yaşanılanları biliyorsun. Onu merak ettiğimi bilmesini istemiyorum. Bu konuşma aramızda kalsın. "
Bir küçük bir duraksama yaşadı. Merak ettiğimi düşünmesini istememem onlar için doğal bir durumdu ancak asıl sorun zaten tam olarak merak etmemdi. Merak ettiğim ise Sekiz değil, Sekiz'in ne haltlar karıştırdığıydı ancak şuan bunun peşine düşebilecek durumda değildim.
"Merak etme Çirkin, sırrın benimle güvende."
Telefonu kapatıp çantama attığımda tekrar binaya doğru yürümeye başladım. Sekiz'in ne yaptığı hakkında kesinlikle bir bilgim yoktu ancak Bir'in de bilmediğine emindim. Kendi başına bir işler peşine düşmüş olmalıydı ancak içimdeki huzursuzluk dağ olup büyüdü. Yine de bugüne düşünelecek epey şey biriktiği için bunu erteleme kararı aldım.
Köşeden döndüğüm anda kaşıma çıkan binanın önüne geldiğimde çantamdaki telefonu çıkarıp rehberden seçtiğim ismin üzerine dokundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Semender
AksiKarşımdaki sandalyede elleri arkadan kalın halatlarla bağlı olan adamın acı kahve gözlerine baktım. Zira kendileri bu cılız bir ampulün aydınlatmaktan ziyade sadece göz kırptığı izbe mekanın içinde hedefinden hiç şaşmadan benim gözlerime dikilmişti...