"Farklıydı o. Beni anlaması için duyması gerekmezdi. Ben bakardım. O anlardı."
İki gündür odamdan hiç çıkmıyordum. Okula da gitmedim.
Aysel babamla evlenmeden önce hamileymiş.Bok gibi hissediyorum.
Ben bu haldeyken acaba Buğra ne yapıyordu?Odamdan çıktım. Merdivenlerin ilerisinde olan odasına baktım.
Belki de en iyisi onu yalnız bırakmaktı.
Ses çıkarmadan aşağıya indim.
Midem kazındı. Kendime yiyecek bir şeyler hazırlamak için buzdolabını açtım.
Kısa bir bakıştan sonra kendime bir sandviç hazırlamaya başladım.Sandviçimi alıp televizyonun karşısındaki koltuğa oturdum.
Televizyonda bir komedi programı buldum ve onu izlemeye başladım.Bir süre sonra Buğra aşağıya indi.
"Acıktım. Bana yiyecek birşeyler hazırla."
"Banane. Git kendin hazırla."
Kızmıştı.
"Sinirlendirme beni."
"Allah allah. Babanın uşağı mı var?"
Sinirle iç çekti ve buzdolabını açtı.
Bir süre boş boş bakındıktan sonra buzdolabını kapattı.
Kendimi gülümsemekten alıkoyamadım.Yanıma yaklaştı.
"Bana yemek hazırlar mısınız lütfen hanımefendi?"
"Tabiki de beyfendi." Böyle kibar olun canımı yeyin.Hızlıca ona da bir sandviç hazırladım. Masaya geldi. Gözüyle sandalyeyi işaret etti.
"Otur."
Dediğini yaptım. Sandivçinden bir ısırık aldı ve,
"Beni şikayet edecek misin?"
"Hayır. Bildiklerim benimle kalacak. Söz. Bir nevi kardeş sözü."
Gerildi.
"Sen benim kardeşim değilsin."
Sandeviçini yarım bırakıp gitti.
Bende arkasından öylece bakakaldım.
Bir süre sonra kapı çaldı. Kapıyı açtığımda karşımda kumral saçlı,
Ela gözlü,Dik bakışlı cüretkar elbisesiyle bana bakan bir kız gördüm.
Bu Damla'ydı.
Bende tam hayatımda ne eksik diyordum.
"Merhaba sen Turna olmalısın. Buğra evde mi?
"Evde. Ne vardı?"
"Çağırır mısın?"
Damla Uygar'ın eski kız arkadaşıydı. Uygar ve Buğra'nın arasındaki meselenin sebebi ortaya çıkmıştı.Bir süre sonra Buğra aşağı indi. Yüzü birden asıldı.
"Ne var? Ne istiyorsun?"
Damla sinirlenmişti.
"Konuşmamız lazım. Önemli."
Buğra gayet sertti.
"Burada söyle."
Damla'nın yüzü düştü.
"Bence söyleyeceklerini kardeşinin duymasına gerek yok."
Buğra tepesi iyice attı.
"O benim kardeşim değil." Bu sefer sesi yüksek çıkmıştı.Kızı kolundan dışarıya sürükledi. Tartışmaya başladılar. Normalde insan dinlemek huyum değildir ama ne yapayım işte tutamadım kendimi.
Buğra konuşmaya,daha doğrusu azarlamaya başladı.
"Sana evime gelme demedim mi?"
"Neden? Sevgilimi özledim ve evine geldim?"Ne? Buğra ve Damla sevgili miydi?
"Saçmalamayı kes. Şimdi git buradan."
Damla masum gözlerle Buğra'ya baktı ve Buğra'nın dudaklarına yapıştı.
Buğra'nın elleri Damla'nın sırtına gitti. Bir anda öpüşmeye başladılar. Ve ona sarıldı. Bir süre sonra Damla Buğra'ya veda etti. Ve gitti. Geriye yine ben kaldım.Sanki içimden bir şeyler gitmişti. Kalbim sızlıyor gibiydi.
Öfkeli haydut,karanlık bir at ve nazik aşklar...
Ah evet, o alıngan yakışıklı.Odama çıktığımda olanları düşündüm.
Buğra ve Damla çıkıyordu. Bunlar yetmezmiş gibi onunla yalnızdım.Bütün gece odamdan çıkmadım. Yarınki dersler için çantamı hazırladım. Saat gece 3.30 falandı. Okul vaktine kadar uyumaya çalıştım.
Sabah okula gittiğimde gözlerim ilk Güneş'i aradı. Sınıfa çıktığımda sınıfta dertli dertli pencereden bakıyordu.
"Neyin var?" Üzgün değildi. Sanki daha çok yorgundu.
"Dayanamıyorum artık."
"Semih mi?" Başını salladı.
"Beni çok yoruyor. Artık yapamıyorum. Ondan ayrılacağım."
Haklıydı. Bende bir arakadaş olarak onu en iyi şekilde teselli edecektim.
"Aman boşver. Senin gibi bir kızı üzdüğü için ona bedel ödetmeliyim."
Gülümsedi. "Sen beni anlayan tek kişisin." Ellerimi tuttu.
"İyi ki varsın."Bir süre sonra edebiyat öğretmeni
Seray hoca geldi. Ve anlatmaya başladı. Tabiki dersten hiçbir şey anlamdım. Kafamda bambaşka şeyler dönüyordu. Gözlerim Buğra'yı aradı. En arka sırada oturuyordu. Damla yanımdaydı. Kafamı çevirdiğimde Damla'yla göz göze geldik.
Beni oyacak gibi bakıyordu. Bende önüme döndüm.Evet. Durduk yere düşman edindim.
Öğlen pek iştahlı olamdığım için yemekhaneye gitmedim.
Onun yerine giyinmek için soyunma odasına gittim. Ders beden eğitimiydi.Adet döneminde olduğum için karnım ağrıyordu. Bir an önce aşağıya indim.
Öğretmen
"Evet çocuklar siz ısınma koşullarına başlayın ben hemen geliyorum."
Dedi ve yanımızdan ayrıldı.Koşmaya başladık. Karnım deli gibi ağrıyordu. Birde bu koşu vardı. Bir süre sonra gözlerim kakardı ve dayanamayıp yere yığıldım. Güneş'in sesini duydum.
"Buğra koş! Turna bayıldı."Gözlerimi araladığımda Güçlü kollar beni kaldırıyordu. Bu Buğra'ydı.
Beni revire götürüyordu. Konuşmaya çalıştım.
"Ne oluyor?"
Buğra sözümü yarıda kesti.
"Kendini yorma güzelim."Daha sonra uyandığımda revirdeydim. Yanımda Buğra vardı Güneş ve Damla kapının önünde bekliyordu.
Buğra konuştu,
"İyi misin?"
Zorlukla konuştum,
"Su var mı?" Buğra hızlıca kalktı ve bana su kattı. Ve bana su içirdi.
Ben kendime geldikten sonra gözlerimin içine baktı.
"İyiyim. Merak etmeyin." Güneş ve Damla içeriye girdi. Damla konuşmay başladı"Geçmiş olsun. Bizi korkuttun."
Buğra konuşmaya başladı.
"Siz gidin ben kalırım onunla.
Damla gitmemekte dirensede en sonunda gitti. Ve baş başa kaldık."Güzelim senin derdin ne? Niye hiçbir şey yemedin? Birde üzerine koşuya çıkıyorsun. Hemşire kan şekerinin düştüğünü birde.." sustu. Ve kızardı. Bu halleri hoşuma giderken gülümseme den edemedim.
"Adet dönemideyim. O yüzden fenalaştım." Dedim.
Bana baktı ve yaklaştı. Alnını alnıma bastırdı.
Aklıma Damla ile olan o an geldi. Onu ittirdim.Ve titrek ama bir o kadar yüksek sesle konuşmaya başladım,
"Sakın bana yaklaşma!"
Sustu. Sustum. İkimiz de konuşmadık. Zaten susarak anlaşırdık.
♥️🖤İyi okumalar canlarım♥️🖤
Oylamayı unutmayın🎉

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİL ŞEYTAN
Teen Fiction~ASİL ŞEYTAN~ Beni belimden tutup kendine çekti. Dudaklarıma yapıştı. Sanki kaybetmekten korkuyor gibiydi. "Seni istiyorum güzelim. Sadece seni..." Az önceki kalpsiz adamdan eser yoktu. Bedenlerimiz adete birbirlerine tutuklu gibiydi. Yutkundum ve...