Kadın olmak zordur. Zayıflarsın, kemiklerin sayılıyor derler, kilo alırsın, kendini saldın derler. Güneşten çillerin çıkar, güneş kremleri sıralarlar. Kendini korursun, bembeyazsın güneşlensene derler. Yemek yaparsın, aman bu da domestik çıktı diye sallarlar arkandan, Yapmazsın, kadın dediğin pilav yapamıyorsa neye yarar derler Evini kendin temizlersin, kafayı temizlikle bozmuş derler. Bir yardımcıyla halledersin, öyle ben de ev bakarım derler. Çocuğun olur, bu da bir çocuğu oldu, şaşırdı derler. Çocuk istemezsin, böyle de kadın mı olur diye kınarlar, Evlenirsin, bu da beyimci çıktı diye fısıldaşırlar. Evlenmezsin, kim alır bunu diye dalga geçerler. Makyaj yaparsın, o kadar makyajı bana yapsalar Lady Di olurum derler. Yapmazsın, hasta misin sen, bir ruj sür bari diye akıl venrler. Güzel buluyorlarsa, bir açığını bulmaya çalışırlar. Çirkin buluyorlarsa, seni oradan ince ince vururlar. Bir kadının istediği gibi olmasına asla izin vermezler. Etiketlerle dolaşırsın girdiğin her yerde. Oysa tek isteğimiz kendimiz gibi olmak ve bütün bunlar düşünmemektir. Birçoğu için inanılmaz gelebilir ama, kadınların da hayatta istekleri, dertleri ve düşünmek istedikleri vardır. Hitit tarihi okumak, örgü örmeyi öğrenmek, kamp yapmak, yüksek lisansı için alan seçmek, ayaklarını uzatıp krem dahi sürmediği yüzüyle yoldan geçenleri seyretmek gibi. Yaşasın kadın olmak!
❄️❄️❄️
Sabah alarmın sesiyle kendime geldim. Gözlerimi ağzımda yavan bir tatla açtım. Hemen telefona uzanıp alarmı kapattım. İstemeye istemeye de olsam yataktan kalkıp kahvaltıya indim.
Herşey çok yolundaymış gibi.
Sabah erkenden Aysel Teyze ve babam masanın başında gülen yüzlerle bana bakıyorlardı.
Babam konuşmaya başladı, "Günaydın kızım."
Bende aynı gülümsemeyle cevap verdim.
"Günaydın babacığım."
Yutkundum ve biraz tedirgin bir ses tonuyla sordum,
"Buğra nerede?"
Aysel Teyzenin bir anda yüzü asıldı.Buğra'ya birşey olmuştu? Herkes sessizce bana bakıyordu.
"Baba ne oldu? Benim bilmediğim birşey mi var?"Aysel Teyze konuşmaya başladı.
"Buğra dün gelmedi. Bugün de görmedim. Arada kafasını dinlemek için kaybolur oratadan. Mutlaka haber verirdi.Onu merak ediyorum.
Eskiden de kafasını dinlemek için gittiği bir ev vardı. Ama bana mutlaka haber verirdi..."
Aysel Teyzenin lafını yarıda kestim ve söze daldım,
"Adresi verir misiniz? Onu bulabilirim."
Derin bir nefes aldım.
"Lütfen."
Aysel Teyze ve babam birbirlerine baktılar. Babam yavaşça kafasını salladı.
Aysel teyze bana baktı, derin bir nefes verdi ve adresi bir kağıda yazıp bana verdi.İçimdeki karanlığı hisstemeye başladığımda bu karanlığın sebebinin o olduğunu biliyordum.
Buğra...
Nefesini hissettiğim ilk andan beri... Gôzlerindeki karanlık benim ışığımdı.
Gerginlik tüm bedenimi sardığında adamın varlığına ihtiyaç duyduğum apaçık ortadaydı. Tek isteğim onu bulmak ve nefesini yeninden tenimde hissetmekti.
Üzerime aceleyle hırkamı geçirip dışarıya çıktım. Soğuk hava bedenimi bıçak gibi keserken soğuğu aldırmadan arabaya doğru yürüdüm. Neyse ki Salim abi beni arabada bekliyordu ve gitmek için vakit kaybetmedik.
Yaklaşık yarım saattir yoldaydık. Gerginliğin yavaş yavaş bedenimi sarmaya başladığını hissettiğimde kuruyan dudaklarımı yaladım. Tırnaklarımı avucuma geçirdim. Canımın yanmasını aldırmayıp yola bakmaya devam ettim. Salim amaca gerginliğimi fark etmiş olacak ki bana endişeli bir ses tonuyla sordu;
"İyi misin kızım?"
Manzaraya daldigim için Salim amcanın senini duyunca irkildim.
"İyiyim Salim amca."Değilim. Hem de hiç iyi değilim. Ve onun sesini duyana kadar iyi de olmayacağım.
Salim amca derin bir iç çekti ve sakin bir ses tonuyla konuşmaya devam etti.
"Merak etme kızım. O gayet iyidir. Eminim."Daha sonra derin bir sessizlik oluştu. Tarifini edemediğim bir sessizlik.
En büyük çığlığım olan sessizlik yine beni ağına düşürüp kalbime ağrılarını saplamaya başladı.
Araba durduğunda egdigim kafamı kaldırdım. Arabanın kapısı açtım. Salim amca bana seslendi.
"Buradayım kızım bekleyeceğim sizi."
Ona gülümsedim ve kapıyı kapattım. Aynı soğuk yine beni karşılarken rüzgarın uğursuz melodisi kulağımı doldurdu.
Soğuğu engellemek için hırkamun ucunu birleştirdim. Ve avcumu birbirine sürttüm.
Derin bir nefes alıp emin adımlarla eve doğru yürümeye devam ettim.Kapının önüne geldiğimde içimdeki endişe beraberinde korkuyu da getirdi.
Kendine zarar vermezdi değil mi?
Kapının aralık olması beni şaşırtmıştı. Buğra çok tedbirli biriydi. İçeriye adımımı attığında aynı soğukluk devam ediyordu. İçerideki eşyaların tamamen dağılmış olduğunu görünce gözlerim iri iri açıldı vazo parçası olduğunu tahmin ettiğim birçok eşya etrafa saçılmıştı.
Tam adım atacakken güçlü bir el bileğimi yakaladı ve beni içeriye çekti.
İçimdeki korku büyüyordu.
Beni tutan elin Buğranın olduğunu görünce rahat bir nefes aldım. Bana simsiyah kararmış gözleriyle bakıyordu.Yorgundu.
Derin nefes aldı ve bana sarıldı. Ellerim titremeye başladı. Ne yapacağımı bilemeden ellerim onun bedenini sardı.
Elleri yavaş yavaş belime gidince vücudum yay gibi gerildi. Gerginliği farkedince yavaşça geri çekildi. Bana uykusuzluktan kızaran gözleriyle bakıyordu.
Bu adam bana ne yapıyordu?
Çatalkaşan sesiyle "Neden geldin?"
"Seni merak ettim. Nerelerdeydin? Çok korktuk." Ruhsuz ruhsuz gülmeye başladı."Beni senden başka kimse merak etmemiştir. Etselerdi beni bulurlardı."
Beni senden başka kimse merak etmemiştir...
Bu sözcükler kulağımda yankılanırken bana yorgun bir bakış attı ve bana doğru bir adım attı.
Geri adım atmacaktım.
Ne kadar dirensem de duvara doğru bir adım attım ve onunla duvar arasında sıkışıp kalmıştım.Yüzü yüzüme çok yakındı.
Nefes alışverişi boğazımı yakıyordu. İki parmağıyla çenemi tuttu ve yüzünü yüzüme hizaladı. Yakındı. Hemde çok yakındı.
Buğra yavaşça gözlerini kapattı ben de ona ve aramızdakilere itaat ederek gözlerimi kapadım.
Dudağıma com yakın bir yere minik bir öpücük kondurduğunda kalbim yerinden çıkacaktı. Ve sessizce fısıdadı:
"Titriyorsun meleğim..."Meleğim...
Meleği miydim?Soğuktan ve heyecandan titremeye başladığını anlamış olacak ki beni sessizce yatağa götürdü beni porselen bir bebek gibi yatağa bıraktı ve üzerime siyah nevresimin yorganını örttü. Ve anlıma bir buse bıraktı. Beni incitmekten korkuyor gibiydi.
Yavaşça yorganın bir ucunu kaldırdı, yanıma uzandı bir süre sonra belimde aynı güçlü eli hissettim. Beni kendine çekti ve bedenini bedenime bastırdı.
Ve sessizce fısıldadı."Kuyuma hoşgeldin güzelim..."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİL ŞEYTAN
Fiksi Remaja~ASİL ŞEYTAN~ Beni belimden tutup kendine çekti. Dudaklarıma yapıştı. Sanki kaybetmekten korkuyor gibiydi. "Seni istiyorum güzelim. Sadece seni..." Az önceki kalpsiz adamdan eser yoktu. Bedenlerimiz adete birbirlerine tutuklu gibiydi. Yutkundum ve...