❄️HESAPLAŞMA❄️

747 25 3
                                    

Kalbim hızla artıyordu. Buğra karşımda ölü gibi duruyordu. Bana baktı. Gözünden bir damla yaş aktı. İçeriye girdi. Dümdüz gidip koltuğa oturdu. Bense ona öylece baktım.

Sanki ruhunu kaybetmiş gibi boş boş bakıyordu. Onu bu hale getiren neydi?

Elini tuttum ve konuşmaya başladım.
"İyi misin?"

Boş boş baktı.
"Bilmiyorum." Yüzü kaskatı kesilmişti. Ne oldu bu adama böyle?
Yavaşça geri çekildi. Gözlerime baktı. Buz gibi soğuktu gözleri,bakışları...

Daha sonra kafasını dizlerime koydu ve konuştu,
"Bana bir şeyler anlat. Sana ihtiyacım var bebeğim. Bir tek sana."

Derin bir nefes aldım. Ona ne olduğunu bilmesemde ona bir şekilde yardım etmem gerekiyordu.
Yada ben öyle istiyordum.

Elim saçlarına gitti. Yavaşça saçlarını okşamaya başladım. Göz kapakları yavaşça kapandı. Kirpikleri çok güzeldi. Tıpkı yüzü, gözleri gibi.

Derin bir nefes aldım. Ve sessiz bir ses tonuyla konuşmaya başladım,

          ❄️❄️❄️

"Sesinin güzel olup olmadığı umrumda değil.
Bana şarkılar söyle.
Gözlerinin ne renk olduğu umrumda değil. Bana çocuğunu parka götüren bir baba gibi sevgiyle,düşecek korkusuyla korumak ister gibi bak. Yüzünün güzelliği umrumda değil. Parmaklarımın yanağından çenene kadar olan o çizgide gezmesine izin ver. Orası benim dünyamın ekvator çizgisi. Teninin rengi umrumda değil. Sana vücudundaki bütün kanı kırmızının en güzel tonuyla yüzüne oturtacak kadar saf sevgiyle bakmama izin ver.."

Ben bunları söylerken, dudakları hafifçe yukarıya kıvrıldı. Baş parmağımda yavaşça dudağını okşadım.
Elimi tuttu. Ve avucumu dudaklarına bastırdı. Gözleri hafifçe aralandı. Yattığı dizlerimden doğruldu ve ayağa kalktı. Peşinden bende kalktım.Bir süre öylece bakıştık.

Ellerimi yanaklarına götürdüm ve dudaklarına bir öpücük bıraktım.
Dudaklarından ayrıldığında yine aynı duygusuz ifadeyle bana baktı.

Beni kendine çekip dudaklarıma yapıştı. Elleri belime indi ve bana sıkıca sarıldı. Bir süre öyle kaldık.

Benden ayrıldığında ikimiz de nefes nefeseydik. Alnını alnıma bastırdı ve konuşmaya başladı,
"Teşekkür ederim."

            ❄️❄️❄️

Sabah uyandığımda kafam kazan gibiydi. Ama gel gelelim birde okul vardı. Birde bugün fizik sınavı var.
Kesin sınavdan kalacağım.

Çantamı aldım. Tam aşağıya inecerken kapı çaldı.
Gelen Güneş'ti. Sabah sabah müthiş bir neşeyle konuşmaya başladı,
"Hadi geç kalacağız, çabuk ol."
Yersiz neşesi beni de neşelendirdi.
"Neden bu kadar neşelisin?"
"Her zamanki halim balım."
Montumu hızlıca üzerime geçirdim. Ve Güneş'le beraber okula gittik.

          ❄️❄️❄️

~Buğra Kandemir~

Hızlıca hazırlandım. Kuytu'ya gidip bu herifi yollamak lazım. Yoksa başıma bela olacağı belli.

Bunca yıldır yanımda olmayan adam şimdi niye çıkıp geldi?
Belki de pişman oldu?
Bugün sınav vardı. Acele etmem lazım. Hızlıca yola koyludum. Acaba başıma neler gelecek?

Kuytu'ya vardığımda içime bir karartı düştü. Hiç olmadığım kadar heyecanlıydım. Belki de nefret.

İçeriye girdiğimde Semih beni bekliyordu. Hiç geçilmeden konuştu,
"İçerde. Seni bekliyor."
Sessizce kafamı salladım. Bu adama ne istiyorsa verecek ve ondan kurtulacağım.

İçeriye girdiğimde sandalyede bacak bacak üstüne atarak oturuyordu.
Beni beklediği barizdi.
"Hoşgeldin oğlum." Adam sanki sinirlerimi bozmaya uğraşıyordu.
"Ben senin oğlun değilim."
Bunun üzerine bastırarak söyledim.
"Ne istiyorsun?"
Güldü. Bir ruhsuz gibi.
"Seni istiyorum evlat. Seni..."
Ne?
"Ne diyorsun? Anlamıyorum."
Yine aynı alaycı ses tonuyla konuşmaya devam etti,
"Seninle işbirliği yapmak istiyorum. Beraber mal kaldıralım."
Evet. Bir bu herif eksikti.
"Ben seninle hiçbir şey yapmam. Siktir git şimdi buradan!"
Bağırmaya başlamıştım. Kulağım çınlamaya başladı.
Bu herif dayanılmazdı.
"Peki ya annen öğrenirse? Sence hala seninle kalır mı?"
Sinirlerine hakim olamadım ve yüzüne şiddetli bir yumruk indirdim.
"Kes sesini adı herif!"
Vurduğun yumrukla sandalyeyle birlikte yere devrildi.
Ve gülmeye başladı.

"Görüşeceğız evlat. Bana kendi ayağımla geri geleceksin."

            ❄️❄️❄️

Sınav için çok heyecanlıydım. Birazdan sınav başlayacak. Ama Buğra yoktu. Galiba sınava girmeyecek. Ben kalan konulara odaklanırken Güneş bana bakarak sırıtıyordu.
"Niye sırıtıyorsun?"
Konuşmaya başladı,
"Sende benim gibi sınava sıkı çalışsaydın sense benim gibi durmadan sırıtırdın."

"Hmm. Ben anladım seni. Sınava hazırsın tabii. Bense hala bu notlarla boğuşuyorum. Ama tebrik ederim. İlk defa benim zorlamam olmadan ders çalışmışsın."

Bunu söylerken bende gülmeye başladım. Benim gülmemi taklit ederek,
"Ha ha ha ha , ne kadar komik. Sınavda görüşeceğiz seninle."

Ben hala gülmeye devam ederken zil çaldı. Evet. Ben yeterince güldüm. Şimdi gülme sırası hocadaydı.
Kapı aralandü ve Buğra içeriye girdi. Hemen ardından hoca da sınıfa girdi. Ve müthiş sınavımız başladı.

Sınava girdiğimizde bir süre kağıtla bakıştık.
Harika. Hiçbir şey bilmiyorum.

Soruların bazılarına cevap vermeden de genel olarak fena değildi.
Ama durumum parlak da değildi. Sınav kağıdını hocaya teslim ettim. Çıkarken Buğra'yla göz göze geldik. Hala iyi olmadığı gözünden belliydi.

Peki ya ben? Ben ne yapacağım?



Bu bölümlük bu kadar. Şimdiden beni destekleyen herkese teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız.❄️❄️

ASİL ŞEYTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin