❄️ACI❄️

538 17 2
                                    

Yazarın anlatımıyla:

Evdeki telaş git gide artmaya başlamıştı.
"Hayatım getir haydi valizleri!" Aysel'in telaşlı sesi evi doldururken Buğra ve Turna şaşkınlıkla birbirlerine baktılar.
"Hadi uçağı kaçıracağız!"
Güngör Aysel'e nazaran gayet sakindi.
"Sakın ol hayatım yetişiriz merak etme." Aysel bebekle büyüyen karnıyla valizlere elini attı.
Buğra annesi valizlere tam uzanırken elinden kaptı ve arabaya taşıdı. Doğum için yurt dışına gideceklerdi. Buğra geri döndüğünde Aysel oğlunun bebek gibi tanklarını sıkmaya başladı.
"Yakışıklı oğlum benim."
Buğra rahatsız olmuşcasına kafasını salladı ve annesinin ellerinden kurtuldu.
Bu hareketi Turna'nın yüzünde büyük bir gülümsemeye sebep oldu.
Onun güldüğünü gören Buğra'da gülümsedi.

Kocaman aile vedalaştı Aysel ve Güngör bebek için yola koyuldu.

              ❄️ ❄️ ❄️

Uyandığımda başım dönüyordu. Hemen ardından ensemde müthiş bir ağrı hissettim. Etrafı net bir şekilde göremiyor odaklanamıyordum ve ilk birkaç saniye yarı baygın gibiydim. Bacaklarımı harekett ettirmeye çalışıyordum fakat güçlü bir şey onları birbirine bastırıyordu. Tahriş olmuş cildim çok açıyordu.

Biraz kendime geldim ve ellerimin bir iple sıkıca bağlı olduğunu gördüm. Boğazım o kadar kuruydu ki yutkunmak bile acı veriyordu. Kuru dudaklarım çatlamıştı. Ağzımda metalik bir tat vardı.

"Uyan tatlım. Hadi." Boğuk bir ses kulaklarımı kes ve yavaşça başımı kaldırdım.
"Selam tatlım. Uzun zamandır görüşmüyoruz."
Etrafımda köpek balığı gibi daireler çizmeye başlayıp ara sıra saçlarıma ve açık kalan tenime dokunuyordu.
"Neden buradayım?"
Kendimi zorlayarak konuşmaya devam ettim.
"Daha zamanım var. Bana dokunmayacağına söz verdin." Gözlerimin içine baktı ve öfkeyle parlayan simsiyah gözleriyle konuşmaya başladı.
"Buğra'ya birşey söylemeyeceğin hakkında da konuşmuştuk."
Gitgide gerilen bedenim buna daha be kadar karşı koyabilir bilmiyordum.

Murat yavaşça önümde çömeldi.
"Tatlım o kadar büyük sorunlarım var ki sen bir sorun olarak görünmüyorsun bile. Ama büyük balığı yemeden küçük balikla başlamalıyım."
Boş gözlerle ona baktım.
"Anlamadım?"
Murat kıkırdamaya başladı. "Yardım istemeye hakkın olmadığı konusunda seni uyarmıştım."
"Polisten bahsediyorsan, hayır başvurmadım bile."
Murat'ın yüzündeki gülümseme aniden soldu.
"Doğru. Ancak olası tüm riskleri umursamayan ve birçok bağlantısı olan bir adamdan yardım istemişsin."

Güçlükle yutkundum. Acıyan parmaklarımı her hareket ettirdiğimde sandalyeye batıyordu.

"Buğra. Beni sıkıştırmaya çalışsa da bunu asla başaramayacak."

Bunu söylerken sesi çok tehditkâr çıkmıştı.
Murat korku dolu gözlerime baktı.

"Aşk uğruna mı?"
"Saçma sapan konuşuyorsun."

Kısa bir sessizlikten sonra konuşmaya devam ettim;
"Merak ediyorum. Madem Buğra'dan bu kadar korkuyorsan beni kaçırmaya nasıl cüret edersin?"
Murat'ın yüzünde çirkin bir gülümseme belirdi.
"Ondan korktuğumu mu sanıyorsun? O uzun zamandır beni bulmaya çalışıyor."

Tam konuşacakken hızlı bir el hareketiyle susmamı işaret etti. Elini cebine attı ve bir bıçak çıkardı.
Gözlerim irice açıldı ve içimde bir korku dalgası yükseldi.
Açtığı bıçağın sivri ucunu yanağıma bastırdı ve hırlamaya başladı.
"Biraz oyun oynayalım mı?"
Sandalyeye bağlı elim titremeye başladı. Gözündeki yaşlar ard ardına akmaya başladı ve yapabildiğim tek şey başımı iki yana sallamak oldu.

                                      ❄️❄️❄️

Bıçağın sivri ucu yanağımı keserken yediğim dayakla bayılmama ramak kalmıştı.
"Artık dayanamıyorum."
Kısık sesimi duyunca yüzünde bir gülümseme belirdi.
Yavaşça kafamı kaldırdım. Gözlerinin içine bakarken beklemdigim bir anda elini kaldırdı ve yüzüme tokadı patlattı.

Tokatın şiddetiyle sandalyeyle beraber yere yığıldım. Patlamış dudağıman ve burnumdan yavaşça kan akmaya başladı. Artık korkmuyorum bile. Tek isteğim ölüp kurtulmaktı.
Buğra beni bırakmazdı.

Kafamı Murat'a doğru çevirdim. Eline bulaşan kanımı cebinden çıkardığı mendille siliyordu. Beni sandalyeyle yerden kaldırdı ve yanındaki adamlardan biri ona bir şişe verdi. Muhtemelen ilaç şişesiydi. Daha başıma ne gelebilir diye düşünürken konuşmaya başladı.
"Buğra'da bunlardan satıyor biliyor musun? Ama nereden bilebilir ki bunun en sevdiği şeyin sonu olacağını?"

Söyledikleri kafamı iyice karıştırmaya başlamıştı.
"Ne bu?" Güçlükle çıkan sesimi ben bile zor duyuyordum.
"Sonun tatlım." Bunu söylerken simsiyah gözleri daha da koyulaştı.

Eline aldığı ilaç şişesinden avucuna hap doldurdu. Ve bana yaklaştı. Benden daha güçlüydü. Ama o ilaçları içmeyecektim.
Hırsa kafamı sallamaya çalıştım ve ağzımı kapadım Murat  bir hareketle elini boğazıma götürdü ve sıkmaya başladı. Ağzıma attığı hapları yutmak zorunda kaldım.

"Ne bu?"
Güldü.
"Artık benim oyuncağım olacaksın Turna."
"Hmm."
Yaptığım tek şey acıklı acıklı inlemek oldu. Kalkıp gitmek istedim ama felç oluştum sanki. Elimdeki ve ayağımdaki ipleri çözdü.
Çenemi tutup başımı yukarıya kaldırdı ki onun yüzüne bakabileyim. Eliyle adamlarına çıkmalarını işaret etti.

Adamların hepsi dışarıya çıktığında Murat belindeki kemeri tek hareketle çıkardı. Fermuarlı açtı ve pantolonu indirdi.
Kaba ellerini belimde hissettim. Onun elleri arasında sanki bez bir bebek gibiydim. Korku yaşları gözlerimden taşarken inlemeye devam ettim.
"Lütfen yardım edin." Artık yalvarıyordum.

Beni soydu. Kafam ıslak ve soğuk zemindeydi. Yavaş yavaş kurtarıcı karanlığa daldım. Beni bu dalgınlıktan silah ve siren sesleri uyandırdı.
"Ne?"
Kalkamadım. Fırsattan yararlanıp Murat'ı kendimden uzaklaştıramadım. O an yapmak istediği şeyi yapamadan kalktığını anladım ve içeriye kimse gelmeden adamlarının yanına gitti.

Kaçmıştı.

O sırada birileri içeriye daldı. Ama ben yoktum. Bedenim pes etmişti. Kollarım ve bacaklarım boşaldı. Göğsümdeki yanma hissi git gide büyüdü.
Biri beni sırtüstü çevirdi ve yavaşça parmak uçarıyla yüzüme dokundu. Sonunda gözlerimi açabildim ama önünde sadece bilinçsizce hareket eden gölgeler vardı.
"Çekilin!"
Birinin güçlü kolları beni hızlıca kavradı.

Kadifemsi ses. Aynı erkeksi koku. Simsiyah gözler.
Buğra...

Beni kollarıyla sıkıca sardı. Alnını alnıma dayadı ve fısıltıyla konuşmaya başladı;

"Özür dilerim. En çok ihtiyacın olduğu zamanda yanında olamadığım için. Bunları benim yüzümden yaşadığın için. Dayan meleğim hepsi geçecek. Hepsi bitecek. Ve sen yine güleceksin."

ASİL ŞEYTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin