Uçaktan ineli çok olmamıştı ki, iner inmez emlakçı aramaya koyulmuşlardı.
Hyunjin havalimanından çıktıktan hemen sonra bankada neyi var neyi yok hepsini çekmişti, her ihtimale karşı. Seungmin altın alyansını bozdurup kendisine bir süre yetecek kadar para almıştı ve Minho sadece onlarla beraber oradan oraya yürümüştü. Ailesinden kalan mirası çarçur ediyordu her zaman, bozdurması ya da güvenceye alması gereken bir şey yoktu.
"Bu ev daha düzgün görünüyor."
"İki odası var, üst katta hepsi. Alt kat mutfak ve salondan oluşuyor." Emlakçı evi gezdirirken en geniş odaya girdiklerinde Hyunjin tehditkar bakışlarla iki gence döndü. "Burası benim odam diğerini bölüşün. Kendi eşyanızı alın, toparlanıp gideceğinizde onlarla beraber gidersiniz." İki genç de onu onaylayıp emlakçının peşinden yürümeye devam ederlerken Hyunjin ıslık çalarak evini izliyordu. Güzel bir daireydi, sessiz bir semtte, ulaşımı oldukça kolay olan temiz bir evdi. Tek yapmaları gereken evi temizleyip, boyayıp yerleşmekti.
Emlakçının çene çalmasına dayanamayan Hyunjin ofladı. "Burayı tutuyoruz. Halledelim artık şu işi."
"Pekala, ofise geçip ödemeyi halledelim." Emlakçı kapıyı açıp evden çıkarak hepsiyle arabasına bindikten sonra soluğu kendi ofisinde almıştı. Hyunjin'le gerekli belgeleri hallederlerken Minho ve Seungmin dışarıda onu bekliyordu.
"Bir an önce şu ayakkabılardan kurtulmalıyım. Burada ucuz yerler var mıdır?"
"Vardır herhalde, alışverişe gideriz zaten o zaman bakarsın." Seungmin yüzünü buruşturup içeride para ödeyen Hyunjin'i işaret etti. "Benim gideceğim yerlere gitmek isteyeceğini sanmıyorum."
"Herkes zengin olmak zorunda değil, saygı duymalı." Seungmin kendisine gülümseyen çocukla çatık kaşlarını düzeltti.
"Teşekkür ederim, sana hala paranı veremedim."
"Önemli değil, arkadaşın sana yardım etmiş gibi düşün. Bir iş bulup düzene oturana kadar sakın bana borç falan deme. Şimdi de, sonra da sıkıştığında yardım ederim sana. Küçük bir şehirden koskoca bir şehre geldik." Seungmin olabilecekmiş gibi daha da gülümserken içine dolan güven duygusuyla Minho'ya sarıldı.
"Sanırım son zamanlarda böyle içten bir desteğe ihtiyacım vardı, para önemli değil, yardım etmek istemen bile yeterince güvende hissettiriyor." İkisi gülümseyerek birbirine sarıldıktan sonra açılan kapıyla geri çekilmişlerdi birbirlerinden. Hyunjin ikisine bakıp elindeki üç anahtarı salladı.
"Artık bir evimiz olduğuna göre alışverişe gidelim."
"Öncesinde rahat kıyafetler alabilir miyiz?" Minho konuştuğunda Hyunjin onaylamıştı.
"Buralarda Bershka nerededir burada acaba?" Hyunjin cebinden telefonunu çıkarıp konumunu açarken Seungmin surat astı, biliyordu böyle olacağını.
"Hyunjin, karışmak istemem ama ailenin kaçtığın için sana para göndereceğini hiç sanmıyorum. Daha uygun fiyatlı bir yerden alışveriş yapsak çok daha iyi olur." Minho iki bütçe arasında denge sağlamaya çalışırken Hyunjin kaşlarını çatarak bir süre düşünmüş, ardından onaylayarak telefonunu Minho'ya uzatmıştı.
"Daha uygun bir yer bul öyleyse." Minho başıyla onaylayıp bir süre düşündükten sonra en uygun fiyatlı mağazanın adını arama kısmına yazdı. Neyse ki yirmi dakikalık yürüme mesafesindeydi. Yola iyice bakıp telefonu sahibine uzattıktan sonra yürümeye başladı.
"Daha önce duymadım burayı."
"Gucci, Bershka, H&M'den başka bir şey giydiğini sanmıyorum." Seungmin gülerek konuştuğunda Minho da kıkırdamıştı. Aşağılamak istememişti ama sanki öyle olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaçak damatlar
Fanfiction"Seul'e bir bilet!" "Seul'e bir bilet!" "Seul'e bir bilet!" Üç genç ve takım elbiseli adam bir anda bağırdığında resepsiyondaki kadın şaşkınlıkla baktı. ' Hyunjin, Seungmin ve Minho farklı sebeplerden dolayı kendi düğünlerinden kaçarlar. (harf hatal...