"Lunapark mı?"
"Hm, çok uzun zamandır gelmiyordum. Sakin ve genelde boş olan bir yer." Hyunjin arabadan indiğinde Jeongin de peşinden inip elini tutmuştu.
"Boyum kadar ayıcık kazanma klişesi hariç tüm klişelere onay veriyorum." Hyunjin gülerek küçüğüne bakıp onu ilk olarak atış poligonuna sürükledi.
"O zaman önce boyun kadar ayıcık alacağız."
"Ya, saçmalama! O kadar da değil." Hyunjin, sabahtan aldığı biletlerden birini uzatırken Jeongin utançla kolundan tutup çekiştiriyordu. "Hyunjin!"
"Sevgilim, bir izin verirsen atış yapacağım."
"Ya, bu çok saçma istemiyorum."
"Şu tilki ve lamayı istiyorum. Kaç tane vurmam gerekiyor?" Hyunjin sevgilisini durduramayacağını düşünüp direkt sorduğunda Jeongin durup, işaret ettiği oyuncaklara bakmıştı. Çok şirinlerdi.
"Dokuz atış."
"Pekâlâ, hadi başlayalım." Hyunjin silahı gözünün hizasına getirip oradan oraya giden ördeklerden beş tanesini vurduktan sonra Jeongin'i önüne çekti.
"Daha önce atış yaptın mı?"
"Okçuluk yaptığım olmuştu."
"Yine de göstereceğim nasıl atacağını, klişe çünkü." Jeongin başını arkaya atıp Hyunjin'in ellerini kollarında hissettiğinde kıkırdamıştı. Beş atışın beşini de denk getirdikten sonra tilki ve lamayı aldılar.
"Sana geçen gün lamaya benzediğini söylerken şaka yapıyordum."
"Ben seni tilkiye benzetirken hiç şaka yapmıyordum." İkisi, taşımak istemedikleri için ellerindeki oyuncakları arabaya bırakıp ilerlemeye başladılar. El ele tutuşmuş, tek tük insanın olduğu lunaparkta yapacak bir şeyler arıyorlardı.
"En son dönme dolaba binelim."
"Öpüşür ve eve döneriz." Hyunjin sevgilisinin onu tamamlamasıyla gülerek çarpışan arabaları gösterdi.
"Pekâlâ, seni ezeceğim Hyunjin." Jeongin koşarak platforma ilerlerken, Hyunjin de gülerek peşinden gitmişti.
~~~
"Yüzünde ketçap var." Minho uzanıp Jisung'ın yanağındaki ketçapı başparmağıyla aldıktan sonra parmağını emip kolasından içti.
"Buradan sonra dondurma yiyelim."
"Kış ayındayız. Dondurma yazın yenir."
"Kim karar verdi buna? Ben, şimdi yiyeceğim." Minho sevgilisine gülerken başıyla onayladı.
"Peki, şimdi yeriz."
Son dilimlerini de yiyip ellerini yüzlerini yıkadıktan sonra dışarı çıkmışlardı. Jisung sevgilisinin elini kavramış, Minho ise ellerini cebine sokmuştu. Sahil boyunca yürümüş, dondurma satan kimseyi göremeyince market market gezmişlerdi.
Jisung pes edip sahildeki banklardan birine oturduğunda Minho beş dakika beklemesini söyleyip ortadan kaybolmuştu ve yaklaşık yirmi dakikadır ortalıkta yoktu. Jisung endişelenmeye başlamıştı.
"Of, telefonunu bende bırakıp gitmek nedir?" Ellerini cebine koyup ayaklarını ileriye utanarak sallarken etrafa bakınıyordu surat asarak. "Önce dondurma bulamadım şimdi sevgilimi kaybettim." etrafa bakarak gördüğü insanları saymaya başladı. Korkmaya başlamıştı. Çıkarıp saate baktıktan sonra ofladı. Yarım saat olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaçak damatlar
Fanfiction"Seul'e bir bilet!" "Seul'e bir bilet!" "Seul'e bir bilet!" Üç genç ve takım elbiseli adam bir anda bağırdığında resepsiyondaki kadın şaşkınlıkla baktı. ' Hyunjin, Seungmin ve Minho farklı sebeplerden dolayı kendi düğünlerinden kaçarlar. (harf hatal...