Pazar sabahı Seungmin kalkmış, Felix'in attığı yüzlerce mesajdan sonra Hyunjin'in kıyafetlerinden bir şeyler giyme kararı almıştı. Hyunjin odasının açılan kapısıyla başını yataktan kaldırıp kaşlarını çatarak Seungmin'e baktı. Seungmin uyanan arkadaşına telefonunun ekranını gösterip hafifçe salladı.
"Felix bugün kafeye güzel gitmemi isteyen birkaç yüz tane mesaj attı. Uyandırdığım için özür dilerim."
"Sorun değil." Hyunjin yatakta doğrulup yüzünü sıvazladı. "Yardım ister misin?"
"Sorun olmayacaksa..."
"Otur da hazırlanmana yardım edeyim." Seungmin Hyunjin'in yatağına oturup beklemeye başladı. Felix, yanında test kitabı görürse yakacağını söylediği için de huzursuzdu, Felix'in planı her neyse hiç hoşuna gitmemişti daha şimdiden.
"Hyunjin, çok abartma tamam mı?"
"Giyiniş tarzını biliyorum tabii ki de, merak etme sana en uygun kıyafetleri seçeceğim."
"Hiç hoşuma gitmiyor bu durum." Hyunjin arkadaşına gülerken birkaç parça kıyafeti yatağının üzerine bıraktı.
"Yüzümü yıkayana kadar giyinmiş ol." Hyunjin odadan çıkarken Seungmin kıyafetlere garip bir bakış atıp pes ederek üzerini değiştirmeye başladı.
Altına giydiği deri, kenarlarında leopar desenli bir şerit olan siyah pantolon ve geniş saten gömleği üzerine geçirip bütün düğmelerini kapattı. Hyunjin yüzünü yıkamış, saçlarını toplarken odaya girmiş ve Seungmin'e gülmüştü. Şu an bile güzel görünüyordu ama Felix'in beğeneceği şekilde değildi.
"Üç düğmeni aç."
"Olmaz."
"Açmazsan koparacağım, aç düğmelerini."
"İkisini açarım." Hyunjin onu onaylayıp çekmeceden takı ve makyaj kutuları çıkardı. Seungmin gömleği açıp aynadan kendisine bakarken rahatsızca kıpırdandı.
"İçine bir şey giyeyim, çok ince bu."
"Ya sen Rahibe Terasa mısın? Gayet güzel oldun. İçine kat gömleğin uçlarını." Seungmin oflaya oflaya gömleği içine katmış, Hyunjin'e oldu mu der gibi bakmıştı. Hyunjin göz devirdi. "Zevksiz misin rahibe misin bilemiyorum şu an."
"Çok açık bu, nasıl rahat ediyorsun?"
"Hwang Hyunjin olmak böyle bir şey bebeğim. Yaklaş." Hyunjin kendisine yaklaşan gencin beline kemer takıp üzerine zincirler geçirmişti. Gömleği hafifçe yukarı çekip birazını içinden çıkardıktan sonra güzelce yerleştirip geriye iterek köprücük kemiklerini ortaya çıkardı. Saçlarını da düzeltip orman gibi kokan parfümünü çocuğun boynuna ve göğsüne sıktı.
"Utanıyorum."
"Jeongin olmasa sana aşık olurdum, kapat çeneni."
"Döverim seni." Seungmin dibinde duran çocuğun beline vurduğunda Hyunjin gülerek makyaj malzemelerini çıkardı. Yüzüne BB krem sürdükten sonra kirpik diplerine hafif dumanlı bir makyaj yapmış, dudaklarına vişneli balm sürmüştü.
"Çok güzel oldun."
"Felix ortalığı karıştırmaya çalışıyor ve sen ona yardım ediyorsun. Sadece birkaç güzel kıyafet giyecektim. İdol müyüm ben?" Hyunjin aynada kendini inceleyip söylenen çocuğa gülerek dışarıda üşümemesi için omuzlarına deri ceketini bıraktı.
"Akşam seni böyle göreceğim. Düğmeleri kapatma." Seungmin oflayarak onaylamış, odadan çıkmıştı. Aradan birkaç saniye geçtikten sonra odasını toplayan Hyunjin'in yanına tekrar geldi. "Ne giyeyim ayakkabı olarak?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaçak damatlar
Fanfic"Seul'e bir bilet!" "Seul'e bir bilet!" "Seul'e bir bilet!" Üç genç ve takım elbiseli adam bir anda bağırdığında resepsiyondaki kadın şaşkınlıkla baktı. ' Hyunjin, Seungmin ve Minho farklı sebeplerden dolayı kendi düğünlerinden kaçarlar. (harf hatal...