Jeongin odaya gürültüyle girmişti. Okulu olmasına rağmen Hyunjin'i görmeye geldiği için ağabeyinden azar yiyeceğini biliyordu ama umursamadan sabah Felixlerden apar topar çıkmıştı.
Chan gürültüye sıçrayarak uyanıp kısık gözleriyle gelene baktığında kardeşini görünce yerinden doğrulup yüzünü sıvazladı.
"Okulda olman-"
"Hyunjin'i görmem gerekiyordu. Dün bıraktığın toplantıya gideceklermiş Changbin ağabeyler, git sen de. Minho ağabey Seungmin ağabeyin vardiyasına girecekmiş, uyandığında gönderirim onu evine." Jeongin ellerini yıkayıp sevgilisinin yanına ulaşarak dudaklarını yanağına bastırdı.
Chan onlara göz devirip lavaboya geçerek elini yüzünü yıkamış, sırtını gerdirip odaya girmişti ki, Hyunjin'i öpücüklere boğan kardeşini görünce boğazını temizledi.
"İzin verdik de, gözümün önünde saygılı olun bari. Gidiyorum ben, Seungmin uyandığında beni arasın." Jeongin ağabeyini onaylarken onun Seungmin'in alnını öptüğünü görünce sırıtarak izlemiş, ağabeyi odadan çıkınca kıkırdamıştı.
"Benden başka birini öptüğünü hiç görmemiştim."
"Aşk insanlara neler yaptırıyor işte, beni hayatta tutmanı sağladı mesela." Hyunjin sevgilisinin yanağını okşarken Jeongin dudağını dişledi.
"Para cezalarının hepsini ödeyeceğim Hyun, özür dilerim."
"Sorun değil bebeğim, para senden değerli değil." Jeongin gülümsememeye çalışarak gözlerini kocaman açtı.
"Bana bebeğim mi dedin?"
"Sanırım?" Jeongin dudağını dişleyerek gözlerini kaçırdı. "Olmadı mı?"
"Oldu, güzeldi. Hoşuma gitti." Jeongin başını eğip konuşurken Hyunjin başını yana yatırdı.
"Güzel." Hyunjin gülümserken Jeongin yaklaşıp genci gülüşünden öptü. "Dün seni son kez göreceğimi düşünerek gücümün yettiği kadar seni izlemiştim Jeongin. Ağlama bir daha, ağlayınca çirkin oluyorsun."
"Gerçekten mi? Hani hep güzeldim?"
"Öylesin." Jeongin başını yana yatırıp güldü. "Ya ağlarken de güzelim ya da her zaman güzel değilim. Hangisi yalan?"
"Çirkinsin." Jeongin kıkırdarken Hyunjin yana kayıp boşluğu patpatladı. Jeongin oraya kıvrılıp başını sevgilisinin göğsüne koyduğunda Hyunjin konuştu tekrar.
"Kahvaltını yaptın mı?"
"Evet, bolca yedim. Sonra koşarak buraya geldim." Hyunjin sevgilisinin dişlerini acıtmak istemese de, yüzünü avucuna alıp sıkıştırdığında Jeongin yanaklarının ve dişlerinin acımasını önemsemeden izin vermişti. Ölecek sanmıştı, dişlerini acıtsa ne kaybederdi?
"Beyler aile var." Seungmin pürüzlü sesiyle konuştuğunda Hyunjin kolların arasındaki çocuğu sıkıştırmayı bırakıp Seungmin'e göz devirdi. "Dün gece uyutmadınız."
"Ne yaptılar, seviştiler mi?" Hyunjin gülerek küçüğüne bakarken Seungmin göz devirdi.
"He Jeongin, hatta Hyunjin'i de aldık aramıza üçlü yaptık. Ne saçmalıyorsun? Sohbet ediyorduk sadece." Jeongin kendini tutamayıp kahkaha atarken Seungmin lavaboya girmiş, elini yüzünü yıkayıp hırkasını almıştı.
"Gidiyorum ben."
"Dur, gitmeden ağabeyimi arayacakmışsın."
"Ararım yolda, görüşürüz." Kapıdan çıkarken durup odanın içine baktı. "Jeongin, Hyunjin'e yardım edersin, akşama doğru Minho gelecek. O gelince eve dön."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaçak damatlar
Fanfic"Seul'e bir bilet!" "Seul'e bir bilet!" "Seul'e bir bilet!" Üç genç ve takım elbiseli adam bir anda bağırdığında resepsiyondaki kadın şaşkınlıkla baktı. ' Hyunjin, Seungmin ve Minho farklı sebeplerden dolayı kendi düğünlerinden kaçarlar. (harf hatal...