.
Seungmin, sınav yaklaştıkça keyifsizleşmiş, stresi ve endişeleri arttığı için kendini sevgilisi dahil herkesten soyutlamıştı. Chan, uzun ısrarlar sonucu onu dışarı çıkarmayı başardığında, onu mutlu etmek için sakin bir yere getirmişti.
Şehrin biraz dışında kalan kıyıda ayakkabılarını çıkarmış, bileklerine çarpan tuzlu suda yürüyorlardı. Seungmin bunun çok saçma olduğunu düşünse de Chan'ı daha fazla kırmamak için kabul etmiş ve yavaş yavaş rahatladığını hissetmişti.
"Şimdi, konuş bakalım küçük köpüş. Hadi herkesi anlarım, benden neden uzaklaştın?" Seungmin karşısına geçip geri geri yürüyen sevgilisinden gözlerini kaçırdı. Sağlam bir cevabı yoktu.
"Netlerimin daha da yükselmesi için uğraşıyordum. Üzgünüm, benim için yaptığın her şeyin hakkını vermeye çalışırken yanlış yöntem kullandım." Chan karşısındaki gence ellerini uzattığında Seungmin iki elini de kavramıştı sevgilisinin.
"Güzelim, gergin ve stresli olduğunda sana yardımcı olamayacaksam neden varım? Jeongin de seninle aynı şekilde zor bir dönemde ama Hyunjin'i uzaklaştırmak yerine daha çok yanına çekti. Neden böyle yapmadın?"
"Bilmiyorum, yani, yoğunsun. Seni aptalca bir sebeple meşgul istemedim." Chan bir anda durduğunda Seungmin de durmak zorunda kalmıştı.
"Aptalca mı? Seungmin, hakkındaki her şey benim için çok değerli ve sen kendi endişelerine aptalca mı diyorsun? Dört sene sonra, sıfırdan başlayarak sınava hazırlandın ve son birkaç hafta kala endişelerin baş gösterdi diye aptalca mı oldu bu durum? Gördüğüm en güçlü insansın sen, Seungmin. Bana anlattığın ailenin, benden önce kaçtığın düğünün ve dört sene sonrasında üniversiteye hazırlanmanın altından güzelce kalktın ve dişini sıkman gereken son birkaç haftan kaldı. Seninle gurur duyuyorum." Seungmin gülümseyerek sevgilisine bakarken Chan ona bir adım yaklaştı.
"Bir daha bana bir sorununu söylemezsen, bozuşuruz."
"Chan, çok gergin hissediyorum. Bu son şansım."
"Nefes aldığın sürece son şansın değil. Düştüğünde elinden tutup kalkmana yardım etmeyi bekleyeceğim, eğer kalkamıyorsan elinden tutacağım." Chan, sevgilisinden güzel bir gülümseme kazanmıştı.
"Chan, sen olmasaydın buraya kadar bile gelemezdim." Seungmin ellerini sevgilisinin ellerinden çekip sıkıca boynuna sarıldığında Chan onu kucağına alıp koşmaya başlamıştı.
"Endişelerini bağır!"
"Düşeceğiz!"
"Bağır sen!" Seungmin gülmemeye çalışıp Chan'a sıkıca tutundu. Kalçasına çarpan su damlalarını hissedebiliyordu, Chan yüzünden fazlaca ıslanıyordu.
"Sınavdan çuvallamaktan korkuyorum! Eğer çuvallarsam bana kızarsın diye de endişeliyim! Umutlarını ve çabalarını boşa çıkarmak istemiyorum çünkü her şeyden önce harika bir insansın! Eğer kötü olursa, benden ayrılmandan korkuyorum!" Chan, anında durup sevgilisine baktı.
"Bekle, ne?" Nefesi düzensizken konuştuğunda Seungmin gözlerini gözlerine dikti. "Neyden korkuyorsun?"
"Bendem ayrılmandan. Sınavda batırırsam, benim için çok uğraştın ama karşılığını veremediğim için..." Chan, elini sevgilisinin ensesine çıkarıp hafifçe okşamaya başladı.
"Ben, senden böyle saçma bir sebeple ayrılır mıyım Seungmin? Kim soktu bunu aklına?"
"Felix, emeğinin karşılığını alamadığında çok sinirlendiğini söylemişti bir keresinde." Chan, kucağındaki kendi yavaşça yere indirip dudaklarını dudaklarına bastırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaçak damatlar
Fanfiction"Seul'e bir bilet!" "Seul'e bir bilet!" "Seul'e bir bilet!" Üç genç ve takım elbiseli adam bir anda bağırdığında resepsiyondaki kadın şaşkınlıkla baktı. ' Hyunjin, Seungmin ve Minho farklı sebeplerden dolayı kendi düğünlerinden kaçarlar. (harf hatal...