"Benim bilgisayarım!" Jeongin, önündeki laptop'u işaret ederken içeri giren ağabeyi kaşlarını çattı.
"Ne yapıyorsun?" Jeongin gülerek şifreyi sorduğunda Chan yanına gidip kardeşini öpmeye başlayıp sıkıca sarıldı. "Ne yapıyorsun, ha, ne yapıyorsun?" Jeongin kıkırdayarak omuzlarını kaldırıp ağabeyini boynundan uzaklaştırmaya çalıştı.
"Şifre ne?" Chan kardeşini son kez öpüp şifreyi girdi.
"Ne yapacaksın?"
"Among us oynayacağım." Jeongin oyunu açarken güldü.
"Chris, Chris değil. Neden Chris?"
"Adım bu." Chan gülerek dolaptan bardak alıp su doldurarak içti. "I.N yazalım, evet." Chan kardeşine onaylamaz bakışlar atarak mutfaktan ayrıldığında kapı çalmıştı.
Kapıyı açıp sevgilisine gülümsedi. "Günaydın güzelim."
"Hani bendim güzelin? Al işte, öldüm!" Jeongin mutfaktan bağırırken Seungmin gülerek içeri girdi.
"Ne oynuyor?"
"Among us, Hyunjin'le başlamışlar." Seungmin göz devirerek montunu askılığa astı, kış gelmişti artık. "Hyunjin nerede?"
"Arabayı park ediyordu. Çantamı da getirecekmiş, bugün centilmen biraz." Chan garip bir bakışla kapıyı açıp bırakıp sevgilisine arkadan sarıldı.
"Bu çocuk daha geçen akşam hastaneden çıktı."
"Ne yapayım çıkarmak istediğini söyledi. Direttim dedim bak sen sakatsın, sen taşıyamazsın yok inat etti. Jeongin'e şov yapacak herhalde." Seungmin Chan'nın kolları arasından sıyrılıp kendini koltuğa bıraktı.
"Yarası açılırsa döverim onu." Seungmin omuz silkince Chan gülerek boynunu esnetti.
"Sürekli boynunu esnetip duruyorsun, kafan kopacak."
"Ağrıyor." Kapının kapanma sesiyle Chan kapıya ilerlemiş, Hyunjin'in elinden çantayı almıştı.
"Selam."
'Ya, selam. Bu ne lan, ağır şeyi taşımaya çalışıyorsun."
"Sen de mi ya, gücüm kuvvetim yerinde benim inanmıyorsunuz bana." Hyunjin büyüğüne söylenerek montunu çıkarırken geniş gömleği açılmış, kanlanan sargı bezi ortaya çıkmıştı.
"Beni sinirlendiriyorsun Hyunjin, yaran kanıyor." Jeongin koşarak mutfaktan çıkarken yaşadığı düşme tehlikesini yok sayarak gözlerini büyüttü.
"Ne demek yaran kanıyor? Ne yaptın yine Hyunjin? Sana beni kaldıramayacağını söylediğim için mi yapıyorsun? Güçsüzsün demedim ki, yaran var kaldırma diye dedim ben onu." Jeongin kollarını ince bele sararken Hyunjin montunu asamadan küçük sevgilisine sarıldı.
"Jeongin, pansuman yap şu saf aşığına." Chan göz devirerek salona geçerken Seungmin sırıtıyordu.
"Ne aşağılayıp duruyorsun ilişkilerini, çok sevimliler. İkisi de çocuk ruhlu biraz." Chan sevgilisinin çantasını orta sehpaya bırakıp göz devirdi.
"Biri ağlak, biri salak. Nesi çocuk ruh?"
"Jeongin'i hala bebeğim diye seviyorsun. Hyunjin de tıp okuyor." Chan omuz silkerek yere oturup kimya kitabını açtı.
"Çok konuştun sen, gel buraya. Çözdün mü bütün testleri."
"Yetişmediler ki, o kadar çok ödev mi verilir be! Acımasızsın." Chan gözlerini kısarak sevgilisine döndü.
"Öyle mi beyefendi? Konuşturtma şimdi beni. O testleri çözebileceğini söylemiştin, geçen gece yanımda yatarken." Seungmin gözlerini kısarak sevgilisine baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaçak damatlar
Fanfiction"Seul'e bir bilet!" "Seul'e bir bilet!" "Seul'e bir bilet!" Üç genç ve takım elbiseli adam bir anda bağırdığında resepsiyondaki kadın şaşkınlıkla baktı. ' Hyunjin, Seungmin ve Minho farklı sebeplerden dolayı kendi düğünlerinden kaçarlar. (harf hatal...