üç damat?

12.7K 1.6K 412
                                    

"Seul'e bir bilet!"

"Seul'e bir bilet!"

"Seul'e bir bilet!"

Üç genç ve takım elbiseli adam bir anda bağırdığında resepsiyondaki kadın şaşkınlıkla baktı. "En yakın uçak az önce kapılarını kapattı. Sonraki uçağa-"

"Evet evet her neyse, sonraki uçağa verin. Yeter ki verin." Genç kadın sarı saçlı olan gence bilet kestikten sonra parmağındaki yüzüğü önüne bırakan gence ters ters baktı.

"Üzerimde nakit yok, kabul edemez misiniz?"

"Maalesef, kart veya nakit işlem alabiliyorum." Seungmin derin bir nefes alıp yüzüğü cebine attıktan sonra oflayarak yüzünü ovdu. Nasıl böyle bir salaklık yapabilirdi, yüzüğü bozdurmak önceden aklına gelmeliydi.

"İki bilet." Kadın iki bileti kesip verdiğinde Minho elindeki bileti Seungmin'e uzattı.

"Pardon?"

"Kaçıyor gibiydin, kader ortağıyız sanırım. Yardım etmek istedim, Seul'da ödeşiriz." Seungmin gülümsediğinde Hyunjin önde, diğer ikisi arkada bekleme salonuna gitmişlerdi. Uçağın kalkmasına daha çok vardı.

"Olayınız ne sizin?" Hyunjin boş bekleme odasında bir yere oturduğunda Seungmin karşısına oturmuş ve ceketini çıkarmıştı. Minho boynundaki kravatı çıkarıp cebine yerleştirirken cevapladı.

"Nişanlım, benden ayrılsın diye onu aldatmışım gibi rol kesmeme rağmen yakamı bırakmıyordu. İki ay sonraki nikah gerçekleşmesin diye kaçıyorum." Seungmin güldüğünde Hyunjin de sırıtmıştı.

"Kaçak damatsın demek. Nikahımı bırakıp geldim, kıza hayır dedim ve şimdi kaçıyorum."

"Neden hayır dedin?" Seungmin merakla sorduğunda Hyunjin omuz silkti.

"Aile içi olan zorlama bir evlilikti. Şirket başkasının eline geçmesin falan filan. Kız ikinci derecede kuzenim ve saçma bir şekilde bu durum hoşuna gidiyordu." Hyunjin yüzünü buruşturarak son cümleyi kurduğunda iki genç gülmüştü.

"Benim de farkım yok, düğünümden kaçıyorum. Babalarımız düşmandı ama kız ağabeyimden hamileymiş. Ağabeyim kazaya kurban gidince ihale başıma patladı, aslında benden 4 yaş büyük ama evlenmemiz için zorluyorlardı. Ben de kaçtım, o ne yapar bilmiyorum." Hyunjin hafifçe alkışladığında Seungmin ona garip bir bakış attı.

"Bu nasıl bir senaryo, helal olsun. Brezilya entrikasını aratmadı." Hyunjin dalga geçerken Seungmin de gülmüş ve araklarını boş koltuğa uzatmıştı. Seul'e indiği gibi spor ayakkabı almalıydı, bu köseleler canını yakıyordu. Bakınca, bir yek onda bu saçma ve rahatsız edici ayakkabıdan vardı.

"Minho, 24 yaşımdayım." Hepsi durup ona garip bir bakış atsa da devam ettirdiler.

"Hyunjin, 22 yaşımdayım."

"Seungmin, yaşıtız." Seungmin derin bir nefes alıp gözlerini kapattığında Minho tekrar konuştu.

"Seul'da ne yapacaksınız?"

"Ev tutmayı planlıyorum, kartımdaki tüm parayı nakite çevirmeliyim." Hyunjin konuşunca Seungmin sırıttı, ne hayatlar vardı öyle.

"Bilmiyorum, elimde alyansımdan başka bir şeyim yok."

"Ev tutmaya yetecek kadar param yok, belki-"

"Benimle kalabilirsiniz, bir süre. Toparlandığınızda ev bulursunuz kendinize." Hyunjin demek istediği şeyi anlayıp önce söylediğinde iki genç gülümseyerek teşekkür etmişti. Sarı saçlı olan, bileğindeki saate bakıp ayaklandı. "Anons geçecekler şimdi, hadi gidelim."

İki genç de onu takip ederek uçağa binecekleri yere yürürken, Seungmin son kez doğup büyüdüğü şehre baktı. İyi kötü idare ettiği bu şehirden çok uzakta, çok daha pahalı bir yerde yaşamaya çalışacaktı, daha bugün tanıdığı iki kader ortağıyla.

kaçak damatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin