Changbin

7.7K 942 431
                                    

Seungmin ve Hyunjin ilk defa evden Minho'yla beraber çıktıkları için şaşkınlardı.

"Nereye gidiyorsun, seni de bırakayım."

"Kafeye gidiyorum." Seungmin kaşlarını çatarak büyüğüne baktı.

"Sabah sabah?"

"Sen demiyor musun iki buçuk aydır işe başla diye, başladım işte." Minho ön kapıyı açıp koltuğu öne çekerek arka koltuğa oturduğunda Seungmin koltuğu düzeltip arabaya yerleşti. Hyunjin arabayı çalıştırdığında aynadan garip bir bakış attı büyüğüne.

"Nereden çıktı o kafede çalışmak?"

"Felix aradı, yetişemiyoruz dedi, Jeongin okulda Seungmin de ders çalışmaya vakit ayıramıyordur boş adamsın sen gel çalış bizimle dedi, Jisung da benim adıma konuşup tabii çalışır niye çalışmasın diye meydan okudu. Öyle işte çalışıyorum orada."

"Sadece Felix teklif etti desen yeterdi." Hyunjin gülerek arabayı sürerken Seungmin hafifçe arkaya döndü.

"Siz çıkıyor musunuz?" Hyunjin kahkaha atarak arkadaşına baktı.

"Niye herkese aynı soruyu soruyorsun?"

"Anlamıyorum çünkü siz çıkıyor musunuz? Hala çıkmıyor musunuz? Siz de mi? Niye çıkmıyorsunuz, çıkıyor gibisiniz." Seungmin bir Hyunjin'e, bir Minho'ya bakarak ikisini soru yağmuruna tutarken Minho konuştu.

"Seungmin kafamı ütüledin sabah sabah, gece saat kaça kadar soru çözdün?"

"Gece uyudum, sabah altıdan beri çözüyorum." Seungmin önüne dönüp dudak büzdü. "Kimse çıkmıyor mu?"

"Niye bu kadar takıldın?" Hyunjin arabayı durdurmak için yavaşlatırken konuştu.

"Çünkü mutlu olmanızı istiyorum, belli işte seviyorsunuz birbirinizi. Çıkın." Minho gülerek hareketlendi.

"İn hadi Seungmin, in."

"Bana ne, cevap verin önce."

"Çıkıyoruz. Oldu mu? Dün sen tetiği çektiğinde Jeongin beni vurmaya kalktı ama ben önce davrandım. Resmi olarak çıkıyoruz." Seungmin gülümseyerek Minho'ya döndü.

"Henüz değil ama flört evresinde de sayılmayız." Seungmin mutlulukla arabadan inip kafeye ilerledi. Minho da koltuğu itip inmiş, Hyunjin düzeltince sadece el sallayarak kafeye yürümüştü. Felix daha gelmemişti.

"Siz çıkıyor musunuz?" Seungmin aniden gelen soruyla afallasa da, bilmiyormuş gibi yaptı. Minho'nun yanında daha önce hiç Chan konusu açılmamıştı zaten.

"Kimle? Biriyle mi flört ediyormuşum?"

"Salağa yatma, şeytan gibisin."

"Ama gerçekten flört ettiğim birisi yok ki." Minho göz devirdi.

"Chan'ı diyorum, anlamadığımı mı sanıyordun?"

"Şu ana kadar, evet." Seungmin gözlerini kaçırıp ellerini sırt çantasının iplerine sabitledi. Minho uzatmayıp ellerini cebine koyduğunda yaklaşan araba durmuş, Felix görünmüştü. Sevgilisini bir süre öpüp el sallayarak arabadan inmiş, arkadaşlarına gülümseyip kafeyi açmıştı.

"Günaydın!"

"Günaydın~"

"Sana da..." Minho içeri girip kalçasını masalara yasladığında Seungmin göz devirip, yapacağı işleri anlatmaya başlamıştı. Felix mutfağa girerken onlar kafeyi tamamen açmış, çalışmaya başlamışlardı.

Minho gün içinde birçok şey öğrenmiş, Seungmin ders çalışmaya hiç vakit ayıramamıştı. Felix gelip de Seungmin'e mesaiden çıkmasını söyleyene kadar Seungmin yorulduğunun farkında bile değildi. Kafede giydiği açık kahverengi önlüğü yerine asıp pek tercih edilmeyen masaya oturduktan sonra boş oturmamak için atıştırmalık bir şeyler almıştı. Onları yiyerek soru çözerken açılan kapıyla başını kaldırmış, tam karşısından gülerek içeri giren üç gençle keki boğazında kalmıştı. Suyundan birkaç yudum alıp testine geri döndü.

kaçak damatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin