23.23

.7.

 (YENİ BÖLÜM GELDİĞ... VOTE VERİP ARALARDA GÖRÜŞLERİNİZİ YORUMLARLA BELİRTMEYİ UNUTMAYINIZ  <3 )

  Aradan saatler geçmiş, biz kantinde kahvaltı yaptıktan sonra gün boyu derslere girmeye devam etmiştik. 

Ve sonunda son iki ders içerisinde dönemin son sınavı tarih sınavını da vermiştik. Hepimizin üzerinde sınavlardan kurtulmanın vermiş olduğu o mükemmel rahatlamışlık vardı. Çantalarımızı toparladığımız gibi kendimizi koridora attık.

Tüm okul dağılıyordu.

Ceyda; Bişi dicem yalnız tam şu an bu zafer gününü bizi kafede birer kahve tokuşturarak kutlamamış yok mu?

Güldüler.

Evet bizim kafeye gidiyorduk.

Bahçeye indiğimizde tüm kalabalığı yararak kapıya doğru yürüyorduk ki tam sol arka tarafımızdan dünyanın en sinir bozucu sesini duyduk.

AHA HA KİMMİŞ Kİ BU AAA BAKAYIM AA EVET DÜNYANIN EN NEFRET EDİLESİ İNSANI BİRİCİK CEMRE MİYMİŞ BU

😒

Cemre; Atlaaaaaas!

Ciddiyim...Kulağım kanıyor şu an...

Hepimiz aynı anda arkamıza dönüp ona baktık.

Cemre; Selam millet. Nabersiniz?

Kimse bi şey demedi kafa sallamakla yetindik ki zaten umurunda olan kişi de bizler değildik.

İki elini de aynı anda denize düşenin yılana sarıldığı gibi Atlas'a doladı.

Şiddet eğilimli biri değilsin Ceyda. Nefes alıp ver. Derin derin.

Cemre; Atlas. Hadi yürü. dedi Atlas'ı çekiştirmeye çalıştı.

Atlas ise elleri cebinde heykel gibi dikilmeye devam ederken "Ne yürü hadisi?" diye sordu.

Cemre sanki bizden çekinirmişçesine, sadece Atlas'ın duymasını istemişçesine dibine girerek " Ya seni bi yere götürücem işte hadi yürü"

Atlas; Ya ne diyorsun sen ya ne anlatıyorsun iki saattir? Diye çıkıştı. Üzerine;

Cemre; Ya bizimkiler 4 kişilik çok güzel bi randevu ayarlamışlar. Arkadaşların için üzgünüm ama senin için izin alabildim.dedi. Şehvetli bi şekilde göz kırpmaya çalıştı. Bana sorarsanız iguanalara benziyordu o sırada.

Atlas bize döndü. Hepimiz aynı ada gözlerimizi üzerlerinden çektik.

Cemre'nin "hadi...hadi...hadiii" tutturmalarının arasına Atlas'ın "tamam peki" kelimeleri girmesiyle Cemre'nin sevinç çığlığı atması bir oldu.

Arkadaşlar...Bakın ben...Yani...Kusmam gerek...

Cemre zafer kazanmışçasına mutlu bi şekilde Atlas'ı arkadaşlarının yanına sürüklemeye başladı.

Atlas kafanızı bize döndürdü "Görüşürüz" dedi sadece.

Diğerleri ona görüşürüz dediği sırada Atlas'ın bakışlarının bana kaydığını yakaladım. Hiçbir şey demeyerek bakışlarımı çektim ondan. Gitsin. Bende giderim o halde.

Madem o bundan gocunmuyor.

Beni bu halde görmeyi umursamıyor.

Bende yaparım aynısını.

Ne var ki.

Ben, Burcu, Selim, Simay ve Yağız kalmıştık yalnızca. Kapıya doğru yürümeye devam ettik. Aralarında konuşurlarken birden düşüncelerimden kurtulup onlara döndüm;

Ceyda, Siz bu sabah neden öyleydiniz?

Kısa. Kıpkısa bi süre birbirlerine baktılar. Ardından hepsinin ağzından "ne,nasıl,anlamadım" tarzı kelimeler döküldü.

Ceyda; Diyorum ki... Bu sabah Atlas ile ilk kantine yanınıza geldiğimizde neden hepiniz öyleydiniz?

Yağız; Nasıldık?

Ceyda; Ne bileyim ya işte bi gariptiniz.

Burcu; Garip miydik?

Evet der gibi kafa salladım.

Ceyda; Bana bakın lan. Dedim bi adımda yanlarından ayrılıp karşılarına geçtim. Elimi tehditkar bi şekilde onlara karşı sallarken ;

Ceyda; Doğum günümde geçti artık sürpriz parti hazırlıyorlar falan diyip kurcalamama dönemim de bitti... Dökülün bakıyım sizde bi şeyler var.

Selim; Bekle bekle... Sen bizim sürpriz parti yapıcağımız anlamış mıydın?

Hepsi bana kızgın gibi gözlerini fal taşı gibi açarak bakmaya başlamıştı.

Yolun ortasında durmuştuk. Bakışıyorduk.

Aman ben ceyda bi günde pot kırma be kızım.

Diyecek bi şey bulamamanın verdiği tereddütlü ses tınısıyla hafiften kekeleyerek;

Ceyda; Konumuz bu mu şu an?

Hepsi aşağılar gibi ağızlarıyla çık çık yaparken yürümeye devam ettiler. Peşlerinden yürüyerek;

Ceyda; Siz de beni iyice salak yaptınız ama ha...Hem gerçekten konumuz bu değil. Bilmediğim bi şey mi var?

Burcu kolunu omzuma attı,yürümeye devam ediyorduk.

Burcu; Lütfen artık polisiyeyi bırak. Biraz love falan oku olur mu?

Gözlerimi devirdim.

Yapıcak bi şey yoktu.

Zaten önemli bi şeyse bile pek dayanmaz. Çıkar kokusu bi kaç haftaya.