12

1.2K 140 30
                                    

Bölüm içime hiç sinmedi, geçiş bölümü gibi düşünün lütfen.

Umarım beğenirsiniz~

Üç kuzen apar topar çıktıkları partiden sonra hızlı bir şekilde kaldıkları eve gelmişlerdi. Düşündükleri gibi büyük babaları uyumamıştı fakat onları beklediğinden filan değildi. Aile şirketlerinin artık eski gücünü yavaş yavaş kaybettiğini farkındaydı yaşlı adam ve aldığı haber bu düşüncesini kanıtlar nitelikteydi. Şirketi belki de batmaktan kurtaracak iki büyük proje için başka şirketlerle anlaşmaya çalışıyorlardı, hatta anlaşmaya olumlu bakarlarken bir an da ne olduysa iki şirkette projeyi iptal etmek istemişlerdi. Bu durum zaten sallantıda olan şirketi iyice bozguna uğrattığı için yaşlı adamın gözüne uyku girmemişti. Gençlere durumu belli etmek istememişti fakat yıllardır emek verdiği ekmek teknesinin hafif hafif çöktüğünü görmek yaşlı adamı üzüyordu. Büyük babalarının yanında bir süre ona destek olmak için duran üç genci yataklarına gönderen kişi yaşlı adamdı. Küçük olanların bunları kafaya takarak üzülmesini istemiyordu.

Üç genç odalarına giderken hepsi de aynı şeyi düşünüyordu. Bundan sonra ne olacaktı? En önden giden Seungmin içindeki huzursuzlukla birlikte adımlarını durdurarak diğerlerine döndü. "Bugün beraber uyuyalım mı?" Normalde partideyken tek başına kalıp düşünmek istemişti fakat eve geldiğinde o düşüncelerinin üstüne daha büyük bir yük binince gencin içini korku kaplamıştı. Seungmin normalde onlardan böyle bir istekte bulunmadığından dolayı diğerleri de anlamışlardı gencin tedirginliğini. Bu yüzden Felix ona doğru giderek arkasından sarılmıştı. Konuşmak yerine sarılmayı tercih etmişti, tabii ki ona güç vermek için sarılırken de kafasını sallamayı da unutmamıştı.

Jisung'ta huzursuzdu ama şu an belli ederse ortam daha da kasvetli bir hâl alacağından neşeli bir şekilde onlara "Seungmin'in odasında kalalım. Şerefsiz en önce gelip, en güzel odayı da kapmış." demişti. Ona boşuna ortamın neşesi demiyordu iki kuzen de. Her zaman aynı şu an olduğu gibi üzgün ya da huzursuz hissetseler, çocuk aniden modlarını yükseltmeye çalışırdı. Seungmin kuzenin kendisi hakkında söylediği sözlerle kendini tutamamış ve bir kahkaha atmıştı. "Kaç saat yol çektim ben bu odayı sizden önce kapabilmek için  biliyor musun?" Onun sözleri ile diğerleri de gülmüştü çünkü konuşan genç garip bir yüz ifadesiyle onlara bakıyordu.

Üç genç pijamalarını giyerek Seungmin'in odasında tüm gece olanları ve geleceklerini hakkında uzun bir konuşma yapmış ve o gece birbirlerine sımsıkı sarılarak uyumuşlardı, kaygılarını düşünerek.

*

Sınav haftalarının yaklaşmış olması öğrencileri etkilediği gibi öğretmenleri de fazlasıyla etkiliyordu. Diğer hafta başlayacak olan sınavlar yüzünden konuların yetişmesi için tüm öğretmenlerin kuyruğu sıkışmıştı. Bu yüzden derslerde gençleri fazlasıyla sıkıyorlardı. Doğrusu sınıfta çoğu kişi bunu pek önemsemiyor, uyuma işlemlerine devam ediyordu. Seungmin ve Felix öğretmenlerinin ağzından çıkan her cümleyi kelime kelime not almaya çalışırken; Jisung sadece dinliyordu, onun dersi anlaması için sadece bir kere konuyu öğretmeninden dinlemesi bile yetiyordu.

Arka sıradakiler ise kendi halindeydi. Sınıftaki öğretmenin varlığını bile unutmuşken oynadıkları oyun yüzünden Hyunjin, Minho'ya karşı farkında olmadan bağırmıştı. "Aptal, senin yüzünden kaybettik oyunu." Sesi fazla çıktığı için tüm sınıfın ve öğretmenlerinin hedefi olmuşlardı. Hyunjin tüm gözlerin ona döndüğünü fark edince küçük bir baş hareketi ile mahçupça özür dilemişti.

"Sizi rahatsız ediyoruz biz burada sanırım, gençler. Gidin dışarıda daha konsantre şekilde devam edin oyununuza."

Öğretmenlerinin söylediği sözle ikili bir an da panik olarak dışarı çıkmalarına gerek olmadığını, bir daha böyle bir hata yapmayacaklarını söyleyerek yakınıyorlardı fakat Changbin böyle bir girişimde bulunma gereği duymuyordu çünkü öğretmenlerinin onu görmediğini sanıyordu.

FOREIGNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin