Çoktan beşinci bölüme gelmişiz *alkış efekti*
Umarım bölümü beğenirsiniz bebekler~Vote verip, yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz ajsksjd
—
Farklı mekanlarda olan iki gençte aynı zaman diliminin içerisinde az önceki yaşanan tatsız olayı düşünüyordu. Sınıftaki genç, derslere bir türlü kendini veremediğinden sırasına yüz üstü yatarak ne yapacağını düşüyordu. Normalde insanlarla tartışmayı hiç sevmezdi çünkü tartışmanın olayları daha da çıkmaza soktuğunu düşünüyordu, aynı şu an olduğu gibi.. Bir olay olduğunda, olayı yaşadığı insanlarla derin konuşmaya girerdi. Bazıları ona eşlik eder kavga çıkmadan olay kapanırdı, olay büyüyorsa eğer haklı olsa bile özür dileyip o kişinin yanından ayrılıyordu. Öyle insanlar dünyanın en tehlikeli canlısına dönüşebiliyordu bir an da, çok korkunç.
Felix o çocuğu düşündü bir an, o çocukta bahsettiği gibiydi aslında. Bedeni sanki ruhundaki öfkelerin tüm birikintisine karşı dayanamayıp olay çıkartmak istiyordu. Arkadaşlarına karşı çok korumacı olan genç dış dünyaya karşı kendine bir duvar örmüştü, yaklaştırmıyordu kimseyi. Belki bugün kavga etmeselerdi o çocuğun gözlerinde gördüğü duygu boşluğunu fark edemeyecekti. Gencin ailesiyle ilgili bir problemi olmalıydı.
Kendi kendine konuşan gencin fısıltısını Jisung, anlamasa bile duymuştu. "Efendim bir şey mi dedin?" kafa salladı çilli olan "Hayır şarkı söylüyordum sadece." diğeri ona inanmadım dercesine bakınca büyük bir gülümseme verme gereği duymuştu, Felix.
Çilli gidip çocukla konuşması gerektiğinin farkındaydı. Onun kalbini kırmıştı sonuçta ama o çocukta onun canını yakmıştı niye ilk adımı atması gereken oydu ki. Benim canımın acısı çoktan geçti fakat onun..
Felix öğle arasına çıkmalarına neden olacak zil çaldığında ayaklandı ve arka sıralara doğru küçük adımlarını atmaya başladı. Kuzenlerinin şaşkınlıkla onu izlediğini farkındaydı ama şu an onlara bir şey söyleyemezdi.
Yanlarına gittiği ikili onu fark etmemişti bile. Minho zilin çaldığını duymasına rağmen o güzel uykusundan kalmak istemezken; Hyunjin'de ders boyunca oynadığı oynuna tüm dikkatini vermişti.
Yanlarına giden genç ne diyeceğini bilemediğinden kendisini fark etmeleri için boğazını temizlemişti. İkili sesin sahibini tanıdığından gerek bile duymamışlardı ona dönüp bakmaya. Felix, karşındaki iki gencin de ona tavır aldığını fark edince daha fazla dayanamamış konuşmaya başlamıştı. "Biliyorum bana sinirlisiniz." demesiyle karşısında uyuyan gencin gözünü bile açma gereği duymadan sözünü kesmesiyle cümlelerine devam edememişti. "Kapa çeneni."
"Bakın arkadaşınızın yerini bana söylemeniz lazım, lütfen söyler misiniz?" Hyunjin, çillinin sorusuna oyununu dikkatle devam ederken yanıtlamıştı. "Tabi canım sen istedin diye hemen sana onun yerini söyleyeceğiz."
Felix, biliyordu ki karşındaki ikili onu zorlayacaktı bu konuda; bu yüzden konuya direk girmesi gerektiğine karar vermişti. "Onunla tartışmayacağım eğer tartışırsam istediğiniz kadar dövebilirsiniz beni. Sadece onunla konuşamam gerek."
Yatan genç alaylı bir şekilde gülerek "Git kendi işine bak, çocuk. Changbin şu an seni görürse eğer daha da sinirlenir." Çilli olan, arkadaşlarının yerini söylememekle ısrarcı olan gençlere yüksek sesle "Özür dileyeceğim tamam mı, yeterli geldi mi onun yanına gitme nedenim size?"
Onun bu sözleriyle uyuyan genç gözlerini açmış, diğeri de oyunu oynamayı bırakmış konuşan çocuğa bakmaya başlamıştı. Minho tam konuşmasına başlayacaktı ki karşında dikilen kişinin kuzeni olan sincap çocuk ondan önce davranmasıyla gözlerini devirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FOREIGN
General FictionZengin aileden gelen üç kuzen farklı ülkelerde yaşamlarını sürdürüyorlardı fakat aile şirketlerinde oluşan birkaç problem yavaş yavaş batma eşiğine getirmişti onları. Üç çocuğun eğitim masrafları aileleri tarafından zor zar karşılanmaya başladığınd...