FOREIGN

11

Yeni bölüm geldii 💃🏼
Umarım beğenirsiniz canlar~

Seungmin duyduğu cümleye karşı ne diyeceğini bilmeden ona bakan çocuktan gözlerini çekmişti. Söylenen sözlerle emindi genç, altında bir anlam aramaması gerektiğinin ama yine de içi bir hoş olmuştu. İlk defa tanıdıkları dışında birisi onun için böyle güzel sözler sarf ettiğindendi sanırım kalbinde bir kıpırdanma hissetmişti ve elini nereye koyacağını bilemeden pantolonunda bir ileri bir geri gezdirmeye başladı.

Hyunjin'de bir an da diğer gencin kendisinden bakışlarını çekmesiyle kendine gelmiş ve söyledikleri sözleri tartmıştı, yanlış anlaşılmaya çok açık konuşmuştu. Çocuğa kendini doğru bir şekilde ifade edebilmek için konuşmaya başlamadan önce sahte bir öksürük ile boğazını temizledi. "Yani şey.. bilirsin küçük çocuklar.. şey, umm." cümlesini kuramamasıyla birlikte kendine bir tane vurmak istedi o an. Düzgün bir cümle kurabilmek için derin bir nefes alarak "Şey yani normalde dışarıya karşı atarlı birisin ve seni öyle görünce insan bir şaşırmıyor değil." demişti. Cümlesini bu sefer hiç durmadan ve kekelemeden söylediği için mutluydu genç. 

Seungmin duyduğu sözlerle az önce kendi içinden geçirdiği düşüncelerin doğru olmasıyla biraz kırıldığını hissetmişti ama hak veriyordu da gence, o öyle herkes tarafından sevilen biri değildi. "Sadece yakın olduğum insanlara kendimi açarım, gerisi pek umrumda değil." Ayaklarını kendine çekerek kafasını da dizine doğru koyarken söylemişti sözlerini, çocuğa bakmak yerine yerdeki çimleri izleyen genç. "O hallerini gördüğüme göre beni de mi yakın olduklarım kategorisine koyuyorsun?

Seungmin duyduğu soru ile afallamıştı, uzun saçlı doğru söylüyordu. Onun o hallerini gören çok az insan vardı ve bunlardan biri de yanında konuştuğu çocuktu. "Bilmiyorum ki, öyle misin?" Çocuğa bakarken söylemişti sözlerini, öyle kısık konuşmuştu ki yanındakinin duymadığını bile düşünmüştü, bir umutla söylediği cümleden sonra farkında olmadan yanındaki çocuğa masum bir şekilde bakmaya başladığında Hyunjin bir şey fark etmişti. Yanındaki çocuk ilgiye açtı, küçücük bir ilgi tohumuyla bile dünyaya karşı takındığı maskesini düşürüyordu.

Yanlarındaki diğer iki gençte ilk tanışma anlarını konuşurken gülüşüyorlardı. O günlerin üzerinden çok bir zaman geçmemesine rağmen yine de aptal bir ergen gibi davrandıklarının farkındaydılar. Gülüşmelerinden dolayı ikisinin de yanakları ağrımaya başladığını fark ettiklerinde biraz gülüşmelerine ara vermek için kendilerini durdurmaya çalışıyorlardı. Ortam sessizleşince artık başka konuya geçmelerinin de farkındaydı ikili ve bunun için ilk atılan kişi Changbin oldu. "Çillerini neden gizledin?"

Felix ona sorulan bu soru ile yanındaki gence garip bir şekilde bakmıştı. Böyle bir şey soracağı aklının ucundan bile geçmemişti. "Şey, ben onları pek sevmiyorum o yüzden okul dışından makyajla gizliyorum." sesinde biraz utanmışlık vardı çünkü kusurlarından bahsedilmesi hiç hoşuna gitmiyordu. Diğer genç ise duydukları karşısında şakacı bir şekilde bağırarak konuşmuştu. "Sevmiyor musun? Eğer onlar olmasaydı sana nasıl hitap edecektim ben?" Çilli olan onun dedikleriyle suratını astı, işte en çok bunu sevmiyordu. Diğerleri ona her zaman çirkin özelliği ile hitap ederdi, istemiyordu çilli olan kimsenin öyle konuşmasını. "İnsanların kusurlarımla bana ithafen konuşmasını hiç sevmiyorum, çok çirkinler çünkü."

"Ah, sevmeme nedenini anlıyorum ama kendine haksızlık yapıyorsun. Kusur dediğin şey aslında seni diğerlerinden ayıran en güzel özelliktir. Hem ben senin çillerini seviyordum, gizleme bir daha." Felix çillerine iltifat eden gencin sözleriyle vücudundaki tüm kanların yanaklarına toplandığını hissetmişti. Ben bile çillerimi sevmezken nasıl olurda o kusur dediğim aptal benekleri sevebilirdi ki? "Kusurlara sahip olmayan insanlar her zaman böyle nasihatlar vermeye kalkışır." Changbin kendini haklı çıkarmaya çalışan çocuğa  gözlerini devirmişti. Karşısındaki çocuk doğal güzelliğinin farkında olmadığını belli edercesine yakınıyordu ki, daha fazla onun kendisini kandırmasına dayanamayarak gencin tam gözlerinin içine bakarak konuşmasına başladı.