Japonya, ben geliyorum!

5.6K 366 1K
                                        

"Anne anne anne anne acıtıyorsun!" Diye bağırdım, annemin kollarından kurtulmaya çalışırken.

"Ne kadar da çabuk büyüyorsun! Şimdi kalkmış benim küçük Lülüşüm (evet Lülüşüm) değişim öğrencisi oluyor!"

Annem ağlamaya başladı. Ablam da annemi çekip bana sarıldı.

"Seninle kavga etmeyi özleyeceğim küçük şamatacı." Dedi bana.

Hay allahım sanki askere gidiyoruz ya!

"Mantıken değişim öğrencisi değilim, aile değişimi gibi bir şey oluyor o. Ama benim zaten orada gidecek bir dairem var." Dedim ablam beni bırakırken.

Annem endişeli görünüyordu.

"Aman kızım, her gördüğünü yeme. Allah korusun yılan mılan çıkar ulaşamayız sana oradan hemen."

"Tamam anne eksik olma..." Dedim huysuz huysuz.

  Pembe bavulumu kapıdan çıkarırken babam asansörün önünden seslendi. (Evet, pembe. Sevgili teyzem yola çıkacağımı duyunca bana pembiş bir bavul yollayıvermiş kargodan. O kadar şirin bir jestti ki, ona pembeden nefret ediyorum diyemedim. Tabi onun hatrına bu bavulu kullanıyorum.)

"Eylül geliyor musun?!"

"Geliyorum!" Diye bağırdım, bütün komşular da benim geldiğimi anlamış oldu.

  Babam beni arabayla havalimanına bırakacaktı, o yüzden benim Şimşek Mcqueen dediğim sinirli tipli ihtiyar Chevrolet Aveo'ya binerken annemler pencereden bana veda ettiler.

Japonya'ya gidiyorum!

Ya Kore'ye, ya Çin'e yada Japonya'ya gitmek istedim hep. Çekik gözlere hayran olduğumdan mıdır nedir.

  Gerçi hiç tanımadığım ve babaannemin beni götürdüğü altın günlerinde üstüme üşüşen uzak akraba teyzeler hep bana gözlerin çekik çekik ne güzel maşallah derdi ama, ne bileyim ben. O nineler hiç yanılmazmış sözde.

  Neyse, Japonya'yı seçtim, ki bunun 2 sebebi var:

1. Telaffuzu kolay (bana göre)

2. Televizyonda bir kez görüp hayran olduğum bir kahraman orada yaşıyormuş.

  O kişi All Might tabi!

  Adam acayip güçlü, ve ne zaman internette bir habere baksam (dilim gelişsin diye japonca haberler okuyorum) onu görüyorum, tabi ilk başlarda dediklerinin çoğunu anlamıyordum, ama olsun.

  Ayrıca duyduğuma göre bu sene bir kahramanlık okulunda öğretmenlik yapacakmış, GULEYIM MI AGLAYAYIM MI?!

"Eylül, Eylül, Eylül, Eylül Sevi! Kızım napıyosun arkada?"

  Adnan Menderes havalimanını görünce burnumu cama yapıştırmış, havalanan uçakları seyre dalmıştım.

"Şimdi cidden o uçaklardan birine mı bincem ben!?" Dedim burnumu camdan çekerek.

  Evet , ablam bir kaç kere binse de ben hiç uçağa binmemiştim, ve bu ilk olacaktı!

"Yani, Japonya'ya yürüyerek gitmeyi plânlamıyorsan." Dedi babam.

  Babam yer bulunca arabadan indik, o sırada telefonuma mesaj geldi.
         
                      # Güzellik ve diğerleri #  (4 mesaj)

Şşşt kanka
Uçağa bindin mi
Bindiysen bindim de
Gelince de mesaj at

  Ödül'dü, yani en iyi arkadaşım. Kendisi anamdan korumacı, babamdan sahiplenicidir. Sanki kızın karnından çıkmışım.
 
                                  Salak uçağa binsem nasıl mesaj atcam

Japonya'da bir türk kızı 《 BNHA hikayesi 》 [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin