Başlamadan önce bir şeyler söylemek istiyorum.
Hikayemi okuyorsunuz, diğer bölüm gelince de okuyorsunuz, ama neden oy atmıyorsunuz? O minik tuşa basarak beni mutlu etmek o kadar zor değil. Yorum yazmaya üşeniyor olmanızı anlıyorum, çünkü ben de yapıyorum, ama eğer hikayeyi beğeniyorsanız lütfen o küçük yıldıza basın ki beğendiğinizi anlayayım. Ben beğenmiyorum cevabı da garip, eğer beğenmiyorsanız neden okuyorsunuz? Kimseyi kırmak istemiyorum, ama sabah akşam düşünüp yazdığım bu hikâyede okumaların yarısı kadar oy gelse ağlamaya başlayacağım.
Herhangi birinize itici geldiyse özür dilerim, şimdi bölüme başlıyorum.
Sınıfta öğretmenin içeri girmesini bekliyorduk, herkes de kendinin kamerada ne kadar havalı göründüğünden bahsediyordu. Izuku sağolsun benim göründüğüm tek yer sedyeyle taşındığım andı.
O sırada Aizawa içeri girdi, ama mumya gibi bandaja sarılıydı.
"Günaydın..." dedi küçük harflerle. (Türkçe hocası style)
"AİZAWA-SENSEİ?! SİZ YARALI DEĞİL MİSİNİZ!!?" Diye bağırdık sınıfça. Hayır anlamıyorum animede yer aldığımız için mi böyle toplu replikler hep aynı oluyor?
Adam gerçekten de mumya gibi kürsüye geçti, bir yandan da mırıldanıyordu.
"UA Spor Festivali yaklaşıyor..." dedi bize.
Spor Festivali mii!!!?
Benim dışımda herkes heyecandan ölüyordu.
Aizawa kısaca bize anlattı, ben de aydınlanmış oldum.
Spor festivalinde yeteneklerimizi karşılaştıracaktık, yani müsabaka gibi bir şey. (Karşılaşma deyince pokemon karşılaşmaları geldi aklıma oradaki ligler de spor festivali gibi). Ama bizim okulların bahar festivali gibi olmasını bekliyordum. Yanında 20 TL olduğu sürece istediğini yapabilirsin. Tabi spor festivalinde 20 TL yerine olağanüstü yeteneklere sahip olmak gerekiyordu.
Teneffüste herkes bunu konuştu, Uraraka fena gaza gelmişti. Kız resmen kişiliğine reset atmış bulundu.
En sonunda merdivenlerden inerken hayatımın sorusu gündeme geliyordu.
"Uraraka-san? Neden kahraman olmak istiyorsun?" Dedi Izuku. Uraraka utanmış gibiydi, ama yine de anlattı. Uraraka para kazanıp ailesine yardım etmek istiyordu, Iida abisi gibi olmak istiyordu, Izuku da en büyük kahraman olup herkesi kurtarmak.
"Peki sen, Lola-san? Neden kahraman olmak istiyorsun?"
Annemizin buzdolabının üstünde tuttuğu uzun oklavalar givi kalakaldım, çünkü bilmiyordum.
"Ben, şey...." kıpkırmızı olduğuma emindim, ama yine de söyleyemedim.
"İyi misin?" Dedi Uraraka.
"Ben...bilmiyorum! Neden kahraman olmak istediğimi bilmiyorum! Bir kaç hafta öncesine kadar kahraman olmam mümkün değildi çünkü!" Diye bağırdım hayvan gibi.
"Ne demek istiyorsun?" Dedi Iida.
"Buraya geldiğimde, düşündüğüm tek şey burayı gezmek, kahramanlar görmekti. Özgünlüğümün etkileyici görüleceği kimin aklına gelir?"
"A-ama..."
"Özgünlük dediğimiz şey bölgesel, yani Türkiye'de özgünlük yaygın bir özellik değil, o yüzden Villain ve Kahramanlar yok, çünkü gerek yok. Bu bağlamda kahraman okulları da çok az. Ve şimdi buradayım, hepinizin çok güzel hedefleri var ama ben burada boş boş kahraman eğitimi ALIYORUM!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Japonya'da bir türk kızı 《 BNHA hikayesi 》 [TAMAMLANDI]
FanficBir türk japonya'ya gelse ne olurdu? Üstüne bir de UA'ye kabul edilse? Bunu öğrenmek için hikayeyi okuyun ^-^ Kapak tasarımı @AydakiSakuraaa 'ya aittir ♡-♡