On dört

2K 209 116
                                    




Çok beklettiğim için üzgünüm ama ilhamım yine götüme kaçtı galiba bulamıyorum çünkü dkdkdkdkc

İyi okumalar


Felix

Hastanede beklerken dudağımı dişlemekten alıkoyamıyordum kendimi. Çocuklar ile ilik uyumu testi için gelmiştik. Hyunjin ise kemoterapi alacaktı...  Çok korkuyordum kimsenin iliği uymayacak diye... biz kardeş olmadığımız için uyma ihtimali çok azdı. Tabi yazar size kıyar mı? Asla kıyamaz. Jeongin odadan çıkınca gülümseyip yanımıza geldi ve bana sarıldı.

"Birimizden birisinin iliği uyacak üzme kendini Felix..."
Gözümden akan yaşa engel olamadım. Hyunjin'e bir şey olma düşüncesi beni deli ediyordu.

Chan son kişi olarak odaya girmişti. Sonuçlar yarın çıkacaktı. Hyunjin bize doğru geldiğin de bitik ama hala dik duruşuna karşı gözlerimden bir kaç yaş süzüldü. Bu kadar zamandır kötüydü ama bana asla bir şey farkettirmemişti.

Gidip elini tuttuğum da bana sarılmaya çalışmıştı ama izin vermemiştim. Taemin bunun çok tehlikeli olduğunu söylemişti. Ve öğrendiğim de göre -ki bu kadar geç sorduğum için kendimi dövmek istiyordum- Taemin Hyunjin'in psikiyatri doktoruydu. Bu yüzden onu tanımıyordum daha önceden.

Hyunjin kaşlarını çatıp beni kendine çekti ardından derin bir nefes alıp saçlarımı öptü.
"Bir daha benden kaçma!"
"Hyunjin... kaçmadığımı biliyorsun ama senin için tehlikeli!"
"Umrumda değil? Sana sarılamazsam niye yaşıyorum amk?"

Sinirle burnundan soluduğun da gülümsemiş ve yanağına minik bir öpücük koymuştum.
"Sakin ol! Hadi eve geçelim çok durduk dışarda. Yorulma."
Hyunjin başını sallamış ve odadan çıkan Chan ile görüşüp hastaneden çıkmıştık.

Arabaya bindiğimiz de Hyunjin'in telefonu çaldı.
Hyunjin uyuya kaldığı için telefonu alıp ben açtım.
"Oğlum?"
Babamın sesini duyunca arabayı zar zor toparlayıp kenara çektim. Hyunjin'i kontrol ettiğim de hala uyuduğunu görünce telefonu tekrar kulağıma götürdüm.

"Efendim baba?"
"Yongbok? Sen misin?"
"Evet baba Hyunjin uyuyor şu an."
"Hyunjin nasıl oldu? Biz yarın oraya geleceğiz"
Siktir. Koca bir siktir!
"Aynı baba. Gelin tabi bekleriz."
"Dikkat et abine bir şey olursa sorumlusu sen olursun!"
Gözlerimi devirip görmediğini bilsemde başımı salladım.
"Tamam baba kapatıyorum hastaneden geldik."
Telefon yüzüme kapanınca kaşlarımı çattım. neden benden bu kadar nefret ediyor asla anlamıyordum.

Arabayı tekrar çalıştırıp eve sürdüm geldiğimiz zaman Hyunjin'in koluna dokunmam ile hemen gözlerini aralamıştı.
"Geldik mi?"
"Evet, istersen taşıyabilirim seni?"
Gözlerini devirip arabadan indiğinde bende arkasından inip arabayı kilitledim.

Yazarınız bebeksu'dan.

Felix, Hyunjin'in koluna girmiş ve birlikte eve girmişlerdi. Felix, Hyunjin'in salondaki koltuğa uzanmasını sağlamış ardından odasına geçmiş ve üstüne rahat şeyler giymek için dolabını açmıştı. Hyunjin'i bekletmemek amacı ile bir şort ve bol uzun bir tişörtü alıp giyinmişti. Odasından çıkıp mutfağa gitmiş ve Hyunjin için yiyecek bir şeyler hazırlamıştı. ardından tepsiye tabakları yerleştirip ilaçları da tepsiye koymuş ve mutfaktan çıkmıştı.

"Hyunjin?"
Hyunjin, Felix'in sesini duyunca telefondan başını kaldırmış ve gelen afetine gülümsemişti.
"Böyle yaparsan alışırım amk."

Felix omuz silkmiş ve Hyunjin'in yanına oturmuştu.
Felix ilaçlardan aç karna olanı açıp Hyunjin'in ağzına tıkmıştı. Ardından tepsiyi Hyunjin'in kucağına vermiş ve kendisine kahve yapmak için mutfağa gitmişti.

Kahvesini alıp odaya girdiğin de Hyunjin'in yemeğini bitirdiğini ama ilaçlarını içmediğini görünce kaşlarını çatıp yanına oturdu.

"Hyunjin... sevgilim neden ilaçlarını içmiyorsun?"
Hyunjin omuz silkmişti. Felix göz devirip hapı aldı ve Hyunjin'in dudaklarının arasına yerleştirdi.
Hyunjin gülümseyip dudağını araladığın da Felix ilacı ağzına atıp suyu uzatmıştı.

Hyunjin sudan bir kaç yudum alıp bardağı Felix'in elindeki tepsiye bırakmıştı. Felix tepsiyi mutfağa götürüp Hyunjin'in yanına tekrar geldi.
"Kahve ister misin? Ya da başka bir şey?"

Hyunjin başını iki yana sallamış ardından Felix'in yanına gelmesi için koltuğa iki kez vurmuştu. Felix gülümseyip Hyunjin'in yanına oturdu ardından ona döndü.

"Babamlar gelecekmiş yarın..."
Hyunjin büzülen dudakları görünce eğilip dudaklara minik bir öpücük bıraktı.
"Ben buradayım ve... eskisi gibi olmayacak sevgilim... tamam mı? Üzme kendini."
Felix gülümsemeye çalışıp başını salladı ve Hyunjin'in kolları arasından çıktı.
"Ne yapmak istersin?"

Felix bir kaç saniye düşündü ve dudaklarını araladı,
"Oyun oynayabiliriz... yormaz değil mi seni?"
Hyunjin başını iki yana sallamış ve telefonundan Among us oyununu açtı. Felix de gelince ikisi birlikte oyuna başlamışlardı.
Felix bir kaç dakikalığına unutmuş ve Hyunjin göğüsüne yaslanmıştı. Hyunjin ise acısını umursamadan Felix'in saçını öpmüş ve oyuna tekrar dönmüştü. Ve saatler boyuda oyun oynamaya devam etmişlerdi...


Çok uzun olmadı çünkü diğer bölüm kaos geliyor onu uzun tutacağım... ilhamımı bulan bana mesaj atsın lütfen kayboldu çünkü ckdkdkdkd

Love you için güzel planlarım var birazcık daha uzatma kararı aldım çünküüü seviyor gibisiniz bende bitirip kursağanızda bırakmak istemedim. Yarın bölüm yazmak istiyorum bakalım...

Sağlıklı kalın yazarınız sizi seviyor muah 💘

*düzenlenmedi*

Angel ~Hyunlix~ ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin