On yedi

1.9K 202 186
                                    



Bu kapak taslaktaki bebek kitabımın kapağı sizce nasıl olmuş aşklarım? Love you final olduktan sonra bu kitabımı yayınlayacağım...

İyi okumalar ♡

Bir kaç saat sonra

Felix

"Bu halde ondan ilik almamız mümkün değil."
"OROSPU ÇOCUĞU!"

Tanımadığım bir ses ardından Hyunjin'in bağırma sesi izle gözlerimi araladım.
"Hyunjin?"
Hyunjin sesimi duyunca bana dönmüş ve kollarını direk bana sarmıştı.
"Güzelim... iyi misin?"
Başımı sallamış ve doktora dönmüştüm.

"İlik uyumlu çıktı mı?"
Doktor başını salladığında sevinçle kahkaha atmıştım.
"Hyunjin! Sevgilim duydun mu uyumluymuş!!"
Hyunjin dudak büzdüğünde bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım.
"Neden üzgünsünüz?"
"Sen ilik veremezsin Felix... yani en azından şimdilik veremezsin!"

Doktorun bu dediği ile kaşlarımı çattım. Şimdilik veremezsin de ne demekti? Doktor anlamadığımı farkettiğini dudaklarını araladı.
"Bu durumda vermen tehlikeli.."
"Umrumda değil! Hemen testleri başlatın."

Hyunjin başını olumsuz anlamda salladığında kaşlarımı çattım.
"Vereceğim Hyunjin!"
"Hayır Felix! Asla duydun mu?"

Doktora döndüm onu umursamadan çünkü ne olursa olsun ilik verecektim.
"Hyunjin... iliksiz ne kadar yaşayabilir?"
"Bir kaç ay belki..."
"Tamam ameliyatı istiyorum. Bu benim kararım değil mi?"

Doktor başını salladığında Hyunjin elini komidine vurmuştu.
"Asla! Duydun mu Felix! Asla bana ilik vermeyeceksin!"
"Nedenmiş o?"
"Acı çekmeni istemiyorum... zaten benim yüzümden yeterince acı çektin.."

Gözlerim dolduğunda doktorun çıkması için doktora baktım.
"Bizi biraz yalnız bırakabilir misiniz?"
Doktor başını sallayıp odadan çıkınca Hyunjin'e döndüm.

"Hyunjin... bak bana."
Hyunjin gözlerini yerden kaldırıp bana baktığında uzanıp dudaklarına öpücük koydum.
"Seni seviyorum... ve asla göz göre göre ölmene müsade etmeyeceğim! Duydun mu beni?"

"Felix... acı çekeceksin!"
"Umrumda değil.. sen iyi ol yeter tamam mı?"
Başını olumsuz anlamda salladığında tekrar dudaklarını öptüm. Ama bu sefer uzun sürmüştü ayrılmam.

"Beni seviyorsan kabul edeceksin... ölmene müsade edemem..."
"Tamam... ama ameliyattan sonra kendini yormayacaksın tamam mı? Bana söz ver Felix!"
"Tamam... merak etme."
"Söz ver dedim!"
"Söz sevgilim... söz."

Hyunjin sevgilim kelimesi ile gülümseyip bana sarılmıştı. Bende derin bir nefes alıp gözlerimi kapadım.

Bir kaç gün sonra

Felix

Son hazırlıklar yapılmış ve Hyunjin'i de yanıma yatırmışlardı. Testler düzgün çıkmıştı, ilik vermemde bir engel yoktu şükürler olsun.

"Felix?"
"Efendim Hyunjin?"
Başımı Hyunjin'e çevirdim.
"Seni çok seviyorum."
"Bende seni...."

Ona gülümseyip havadan öpücük attım.
O da bana gülümsemiş ardından doktorlar gelip ikimizi de kontrol etmişti.
"Hazır mısınız?"
Başımı salladım. Hyunjin için canımı bile verirdim.

1 Gün sonra

Felix

"Ne zaman uyanacak?"
Diyen Chan ile gözlerimi aralayıp odada gezdirdim.
Doktor, hemşire, Chan ve Minho ayakta konuşuyorlardı.

Doktor: Uyanması lazım ilaçları kestik aslında... Hyunjin uyandı ama Felix...
Minho: O iyi ama değil mi?
Minho'nun dediği ile gülümsedim. Tanrıya şükür düzelmişti. Düzelmiştik.

"Selam..."
Boğazım kuruduğu için sesim biraz kalın çıkmıştı. Doktor sesimi duyunca hızla yanıma gelmişti.
Doktor: Oh şükürler olsun Felix! Ağrın var mı?
Başımı iki yana salladım.
"Hyunjin nasıl? Olumlu sonuç aldınız mı?"

"Evet o çok iyi... uyandı ilikler uydu. Hiç bir sıkıntı yok. Sadece önümüzdeki bir kaç ay sürekli tedaviye gelmesi gerek ve asla kendini yormaması lazım."

Başımı sallamış ve Chan ile Minhoua dönmüştüm.
"Özlemediniz mi beni amk! Neden sarılmıyorsunuz?"
Chan dudak büzdü.
"Doktor yasak dedi."
Doktora döndüm ve şirin gülümsememi yüzüme koydum.
"Lütfen... sadece sarılcaz söz."

Doktor ilk başta hayıe desede sonradan başını sallamıştı. Minho gelip bana sarıldığında gülümsedim.
"İyi ki burdasınız."
Minho'nun kolları arasından sıyrılıp Chan'e sarıldım.
"Hyunjin'i ne zaman görebilirim?"
Doktor: Sende uyandığına göre ikinizi bir odaya alabiliriz.
"Teşekkür ederim."
Doktor başını sallayıp odadan çıktığında Chan'e döndüm.
"Hyunjin nasıl? İyi dimi bakın sakın yalan söylemeyin!"
Chan gözlerini devirdi.
"Çok iyi güzelim merak etme."
Uzanıp alnımı öptüğünde ona kocaman gülümsedim.

Hemşire gelip beni Hyunjin'in odasına götüreceğini söylediğin de ben başka asansör ile çocuklar diğer asansöre ile Hyunjin'in odasına geldik.

Kapıdan içeriye girdiğimizde Hyunjin beni görünce gülümsemişti
"Sevgilim! Ben geldim.. nasılsın?"
"İyiyim güzelim... sen nasılsın? Bir yerin acıyor mu? Ya da ağrın var mı?"
Başımı iki yana salladığımda Hyunjin'in bakışlarındaki acıyı görünce gözümden bir damla yaş düştü. vücudunun acıdığı her halinden belliydi.

Beni odadaki boş yere bıraktıklarında -sedye ile geldik odaya- Hemşire serumumu ayarlamış ve odadan çıkmışlardı.
"Çocuklar bizi biraz yalnız bırakır mısını?"

Hepsi birden baş sallamış ve odadan çıkmıştı. Gülümseyip Hyunjin'e döndüm.
"Hyunjin?"
"Efendim canım?"
"Neyin var?"
"Hiç. Hiç bir şeyim. Çok iyiyim... hele senin iyi olduğunu gördüm. Ölsemde gam yemem."
"Bir şeyin var belli... hadi anlat bana."
Yatakta hafif yan dönüp ona gülümsedim. Derince bir iç çekip o da bana döndü.

"Babamlar... Beni Avusturalya'ya götürmeye gelmişler."

Selaaaammm nasılsınız güzellerim? Ablanız çok yorgun ama idare eder bir bölüm yazdı. Bu kitap için senaryom gözümün önünde ama bilin bakalım kimin yazmaya vakti yok?

Neyse sizi seviyorum, zorunda kalmadıkça dışarıya çıkmayın! Çıkarsanız maskenizi sakın indirmeyin ve kendinize dikkat edin! Öpüyorum kocaman💖

*düzenlemedi*

Angel ~Hyunlix~ ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin