On beş

2K 215 331
                                    


Dikkat bölümde şiddet içeriği vardır! Rahatsız olan okumasın.!

Yorum atın çünkü yorumlarınızı okumayı çooooook seviyorum 🥺💖

*ayrıca ben bu ÇOCUĞUN GÜLÜŞÜNE AŞIĞIM AMK!

İyi okumalar 😚💖

Felix

Gözlerimi kapının sesi ile aralamıştım. Hızla doğrulup yanımda uyuya kalan Hyunjin'e baktım. Salak kafam! Çocuğun üstüne uyumuştum resmen, kim bilir canı ne kadar acımıştı. Gözlerim dolarken zil tekrar çalınca göz yaşlarımı elim ile silip koltuktan kalkıp dış kapıya geldim.

Kapıyı araladığım da annem, babam ve küçük kardeşimi görünce derin bir nefes alıp kapıyı tamamen açıp kenara çekildim.
"Hoş geldiniz..."
"Felix!"

Kollarımı minik kardeşim için kocaman açıp biraz eğildim. Bana sıkıca sarıldığında gözlerim dolmuştu. Bu ailede beni seven tek kişiydi sanırım.

"Hyung nerde?"
Dudaklarımı aralayacaktım ama annemler içeriye geçmişti bile.
"İçerde uyuyor sarılmamaya çalış tamam mı?"
Jackson, bana gülümsemiş ve yanağımı öpüp koşarak içeriye girmişti.
Kapıyı kapatıp lavaboya adımladım ve yüzümü yıkayıp işlerimi hızlıca halledip mutfağa girdim.

Kahvaltılık bir şeyler hazırlarken mutfağa annem girmiş ve bana sarıldı -sonunda aklına gelebilmiştim- kollarımı beline sarıp gülümsedim.
"Nasılsın oğlum?"
"İyiyim anne sen?"
Başını sallamış ve yanımdaki çayı alıp içeriye geçmişti. Bende bütün her şeyi hazırlayıp masaya dizmiştim.

"Felix... yanıma gelir misin? Lütfen lütfen lütfen."
Jackson'ın seslenmesi ile gülümseyip başımı salladım. Yanına ilerleyip kollarımı ona sardım ve saçlarına minik minik öpücük koydum.

Hyunjin öksürüp dikkatleri kendisine çektiğinde ona döndüm. Kaşlarını çatıp bana baktığında minik bir gülümseme gönderdim ve annemelre döndüm.
"Had kahvaltı yapalım?"
Babam yüzüme bakmadan ayaklanıp kahvaltı sofrasına önümden geçince nefesimi tutmuştum.
Hyunjin ayaklanıp kollarını belime sardı ve yanağıma uzun bir öpücük koydu.

Annemin bize baktığını hissedince hafifçe geri çekildim.
"Hyung... Elini yüzünü yıkada kahvaltı yapalım."
Hyunjin ona Hyung dediğim için kaşlarını çatmış ve bana bakmıştı. Annemelre çaktırmadan başım ile arkayı gösterdiğimde gözlerini devirmiş ve odadan çıkmıştı.

Mutfaktan Hyunjin'in ilaçlarını getirip onun tabağına koyarken Hyunjin içeriye girdi.
Masaya kendi yerine geçince gülümseyip dudaklarımı aralamıştım.
"Önce ilaçların..."
Hyunjin bana bakıp gülümsemiş ve tabağındaki ilaçları ağzına atıp uzattığım suyu alıp içmişti.

"Felix... ilaçlarımı getir çantamdan."
Babamın sesi ile başımı sallamış ve ara yerdeki bel çantasından babamın düzenli kullandığı ilaç kutusunu götürdüm ve yanına koyup geri yerime oturdum.
Babam ve Hyunjin'in konuşması ile geçen kahvaltıda ben tek kelime etmemiştim. Hatta babam inat ile sürekli bir işler çıkarıyordu. En sonunda Hyunjin dayanamamış ve babama ağzını açmıştı.
"Baba! Felix köle değil! Ne istiyorsan rica et en azından."

Babam kaşlarını çatmış masaya elini vurup kalkıp gitmişti.
Hyunjin arkasından gitmek yerine yanıma gelip bana sarıldığında annem kaşlarını çatarak bana bakıyordu.

"Sizin aranızda ne var?"
Dudaklarımı ısırp Hyunjin'in gözlerine baktım.
Hyunjin umursamaz tavrı ile saçlarımı öpmüş ve anneme dönmüştü.
"Sizi ilgilendirmez."
Kaşlarımı çatarak Hyunjin'e baktığımda zil çaldı.

Ondan ayrılıp kapıya geldim ve kapıyı araladım.
"Taemin? Hoş geldi, burada ne işin var?"
Gülümseyip bana sıkıca sarılmış ardından içeriye girmişti.
"Hyunjin'i almaya geldim. Kemoterapisi var... ayrıca sonuçlara bakacağız."
"Oh bende gelmeli miyim?"
"Aslında olabilir.. eğer ilik uyumlu çıkarsa başka testler yapmaları gerekiyor."
Başımı sallamış ve salaona geçmiştim.
"Baba, bu Taemin. Hyunjin'in doktoru."
Babam gülümsemiş ve Taemin'in elini sıkmıştı.
"Hyunjin gidelim mi?"

Hyunjin babamın yanından kalkmış ve başını sallamıştı.
"Felix sende hazırlan."
Başımı sallayıp odadan çıkacakken babamın sesi engel oldu.

"Felix gelmeyecek.. siz gidin halledin."
"Baba Felix'i yanımda istiyorum!"
"Hayır dedim! Zaten hemen geleceksiniz."
Hyunjin bir kaç dakika sessiz kalıp benim yanıma gelmiş ve sıkıca sarılmıştı.

"Bir şey olursa beni ara sevgilim tamam mı?"
Başımı sallamış ve yanağına öpücük bırakmıştım.
Taemin ile ikisini uğurladıktan sonra babamın bana seslenmesi ile salona girdim. Yüzümde hissettiğim tokat ile yere yapışmam bir olmuştu.

"Baba! Napıyorsun?!"
Babam Jackson'ı hızla itip üstüme yürüdüğün de başımı ellerimin arasına aldım.
"Orospu! Sen beni oğlumu nasıl ayartırsın?!"
"Ben.. bir şey yapmadım lütfen vurma baba."
"Sus artık sürtük!"
Karnıma gelen tekme ile dudaklarımın arasından bir kaç damla kan çıktı.

Yere tükürüp ayaklanmaya kalktığımda ardı ardına gelen tekmeler ile gözlerim kapanmıştı. Elim ile vücudumu kapamaya çalışırken koluma gelen tekme ile ağzımdan kocaman bir inleme kaçmıştı.
"Yalvarırım baba... bırak beni."
"Sen hele oğluma bir daha yaklaş.. orospu! Bak ben sana daha nelere yapacağım..."

Yarım saat.. durmaksınız beni dövmüştü.
Sürekli bir şeyler fısıldıyordu ama acım o kadar yüksektiki hiç bir şey duyamıyordum sanki.
Beni kolumdan tutup kapıya attığında ayakta zar zor durmuştum kapı kapanmadan önce duyduğum son ses ise babamın kin dolu sesiydi.
"Şimdi bu evden siktir git! Ve bir daha gözüme bile gözükme!"

Hyunjin

"Christopher ve Hwang Felix'in ilikleri sizin ile uyumlu... çok şanslısınız."
Hızla Taemin'e sarıldım. Tanrıya şükürler olsunki ilik uyuyordu.
"Bay Felix'in değerlerini inceledim kan değerleri çok az düşük ama zaten ameliyat sırasında/sonrasında serum bağlayacağımız için sıkıntı olmaz.. Bay Minho'nun ciddi kansızlığı var..  onu tedavi etmeden size ilik veremez.. Bay Hwang Felix burada mı?"
"Hayır, neden ki?"
"Başka testler yapmamız lazım, Bay Minho da gelirse iyi olur.."

Telefonumun çalması ile cebimden çıkarıp arayanı görünce gülümseyip aramayı cevapladım.
"Bebeğim?"
"Abi.... eve gel... babam-"
"Şu orospuya bak! Bit de utanmadan oğlumun aklını çelmiş!"
"Siktirip gidiyorsun bu evden!"
"Abi... babam Felix'i öldürcek lütfen yetiş!"

Odadan koşar adımlar ile çıkıp gelen taksiye atladım ve eve geldim. Apartman girişinde ayakta zar zor duran Felix'i asla beklemiyordum..
"Felix!"
Beni görünce gülümseye çalışmıştı ama yere yığılan bedeni engel olmuştu buna. Koşup onu kucağıma aldığımda uzanıp alnını öptüm.

"İyi olacaksın güzelim... iyi olacaksın."
"Beni... bırakma... çün... çünkü buna dayanamam.."













Şerefsiz yazar yine yaptı yapacağını... dediğinizi duyar gibiyim.
Evet biraz şerefsizim.
Kendinize iyi bakın, gerekmedikçe evden çıkmayın... ve,

Sağlıklı kalın

*düzenlenmedi*

Angel ~Hyunlix~ ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin