On altı

1.9K 199 96
                                    


Medyaya aşığım

İyi okumalar

Yazarınız bebeksu'dan

Hyunjin minik bedeni kucağına almış ve yoldan geçen taksiye binmişti.
"En yakın hastane! Çabuk ol!"
Hyunjin bakışlarını kucağındaki bebek suratlı sevgilisine çevirdi. Ardından kendisine lanet etti. Nasıl aklına gelmemiştiki babasının onu dövebileceği!

Elini minik çocuğun yanağına koydu.
"Sevgilim... nolur aç gözünü..."
Felix sanki Hyunjin'in sesini duymuş gibi hafifçe gözlerini araladı.
Hyunjin'in suratını görünce hafifçe gülümseyip elini Hyunjin'in suratına götürmüş ve çenesini okşamıştı

"Hey! Neden ağlıyorsun?"
"O... sana nasıl dokunur aklım almıyor..."
"Ağlama Hyunjin... alıştım ben çok canım yanmıyor.."
Hyunjin sevinçten yoksun bir kahkaha bıraktı.
"İnanmıyorum sana."
Felix vücudu acısada uzanıp kalın dudaklara kapandı.

"Beni affet.. nasıl seni evde bıraktım onlar ile aklım almıyor!"
"Hyunjin, bebeğim üzme kendini artık."
Hyunjin omuz silkip akan burnunu çekti.

Araba durduğunda taksiciye cebinden para uzatıp üstünü beklemeden arabadan indi.
Sedyeye Felix'i bırakıp uzanıp dudaklarını öptü.
"Seni bir daha asla bırakmayacağım. Sen istesen bile asla!"
Felix zorla gülümsemiş ardından gözlerini kapamıştı. Hyunjin ise kendini banka atıp hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.

~

Hyunjin

"Beyfendi!"
Kulağıma gelen sesler ile gözlerimi araladım. Etrafa bakındığım da havanın kararmış olduğunu görünce hızla yerimden doğruldum. Vücudumun sızlaması ile dudaklarımdan acı dolu bir inleme kaçtı.
Karşımda dikilen kadına boş boş baktığımda dudaklarını araladı.
"Uyuya kalmışsınız burada..."
"Teşekkür ederim."

Banktan kalkıp hızla hastaneye girdim ve görevlinin yanına ilerledim.
"Felix... Hwang Felix. Buraya getirdim sabah!"
"Sakin olun. Hemen bakacağım."

Kadın eğilip bilgisayara baktı ardından bana döndü.
"Felix bey şu an müşahade altında.. serum takılmış."
"Oda numarası?!"
Kadın göz devirip tekrar bilgisayara baktı.
"4. Kat 409. Numaralı oda "

Hızla asansöre binip 4. Kata bastım.
Asansör durduğunda inip odayı buldum ve kapıyı tıklatmadan içeriye girdim. Bütün çocuklar odadaydı. Minho ve Taemin Felix'in başında diğerleri koltukta oturuyordu.

"Hyunjin'i istiyorum ben! Nolur bana onu getir nolur."
Felix'in ağlamaklı sesi odaya dolduğunda gözlerim dolmuş ve koşup ona sarılmıştım.

"HYUNJİN! Bıraktın sandım... onları dinledin sandım."
"Şişh seni bırakmak aklımın ucundan bile geçmedi Felix! Geçmeyecek de. Bir daha bu düşüncelere düştüğünü görürsem iyi olmaz güzelim."
Felix ağlarken başını sallamış ve boynuma öpücük koymuştu.

"Nerdeydin?"
"Uyuya kalmışım bahçede..."

"Hyunjin! Tanrım sen beni delirtmek mi istiyorsun?! Ne kadar tehlikeli bir şey yaptığının farkında mısın?"
Taemin bağırdın da ona göz devirdim umrumda mıydı? Hayır.
Omuz silkip Felix'in dudaklarına uzandım.

Felix

Dudaklarımın üstünde hissettiğim dudaklar ile odadakilerin varlığını unutup Hyunjin ensesine elimi koyup kendime çektim.
"Beni bırakma... yoksa yaşayamam!"
"Felix! Seni bırakmayacağım şu düşünceyi aklından sil artık."

Dudak büzdüğümde minik bir öpücük koyduğu sırada odanın kapısı açılmış ve babamın kükremesi odada yankılanmıştı. Korku ile Hyunjin'in kucağına çıkmış ve gözlerimi kapamıştım.

"Seni minik orospu! Bırak oğlumu DERHAL!"
Gözümden yaşlar akarken Hyunjin beni yatağa bıraktığında başımı iki yana salladım.
"Bırakma! Öldürür beni.. Hyunjin!"

Hyunjin beni bıraktığında bir beden direk kollarını bana sarmıştı. tanıdık koku ile kollarımı Minho'nun boynuna sardım.
"Felix... sakin ol şişh..."
"Onu gönderin lütfen yalvarırım Minho..."
"Tamam sakimleş... gidecek onlar..."

Minho saçlarımı okşadığında boynuna başımı koyup babamın seslenmelerini umursamadım. Ta ki.. Hyunjin bağırmasına kadar.

"Buradan defolup gidiyorsunuz! Ben sizinle hiç bir yere gelmiyorum.. duydunuz mu beni?! Felix benim sevgilim onu asla bırakmam!"

Babam gözlerindeki kin ile yüzüme baktığında dudaklarımdan kaçan hıçkırığa engel olamadım.
"Şişh sakin ol Felix..."

"SEN HYUNJİN, FELİXİN OROSPU ÇOCUĞU OLDUĞUNU ÖĞRENDİĞİN DE SAKIN BİZE GELME DUYDUN MU HYUNJİN! ÇÜNKÜ SENİN ARTIK BİR AİLEN YOK!"
Babam hızla odadan çıktığında hıçkırıklarımı serbest bırakmıştım.

Minho yerine Hyunjin'in kokusunu alında ağlamam dahada şiddetlenmişti.
"Sevgilim bak bana! Bak!"
Zorla bakışlarımı Hyunjin'e çevirdiğimde uzanıp dudaklarıma yapıştı.

"Onlar umrumda bile değil! Tek değer verdiğim şey sensin... duydun mu?"
Başımı sallamış ve göğüsüne başımı yaslayıp deri bir nefes alıp bu olaylara daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapadım.







Bölümü kısa tuttum çünkü yarında bir bölüm atmaya çalışacağım

Kendinize dikkat edin öpüldünüz 💖

*düzenlenmedi*

Angel ~Hyunlix~ ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin