51

3.9K 301 25
                                    

Elimdeki mektuba korkuyla baktım. Gözümü ne kadar ondan uzak tutmaya çalışsamda beceremedim.

Heyecanla gönderen kişiye baktım.

Yankı Doğan...

Kalbim yerinden fırlarcasına mektubu açtım.

Sevgili Nisa;

Ya sen beni çok aptal sandın ya da ben sana çok aptal gözüktüm.

Ardında onca ip ucuyla öylece gitmene izin verir miyim sandın?

Beni hiç tanıyamadın mı?

Aslında yalan yok. İyi yalan söylüyorsun ama dün ne dediğini unutarak...

Sana bir fırsat sundum. Ya sen söyleyecektin kendini ya ben bulacaktım seni.

Anlaşılan seni bulmamı istedin.

Bende seni buldum.

Sırada ne var?

Bu sefer bu kadar kolay olmasın.

Haa bu arada! Artık adresini biliyorum. Onun için gönderdiğim bütün mektupları sakla. Onları çöpe atma. Onları yakma.

Onları oku.

Onları okuki benden kurtulmanın bu kadar kolay olmadığını anla.

Onları okuki ne kadar güçlü olduğunu fark et.

Ha bu arada! Sen mi engeli kaldıracaksın yoksa onca işimin arasından ben mi gelip engeli kaldırayım?

Yarım saatin var Nisa. Acale et. Ben sabırsız biriyim.

Acale et cahil, küçük ve kıskanç kızım.

Sonsuza kadar bekleyemem.


Mektup bittiğinde gözümden birkaç damla yaş mektupa düştü.

Ondan bu kadar kolay kurtulamayacağımı biliyordum.

Deli gibi güldüm. Emekleyerek telefonu elime alıp engeli kaldırdım.

Biliyorum mektup böyle yazılmaz ama böyle yazılıyormuş gibi şey edin.

Satırların Arasında | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin