iki

1.5K 136 14
                                    

Ateş heyecanla sahneye çıktı. Belki üçüncü kez alıyordu bu ödülü ama o mutluluk gurur hep oradaydı. Otuz yıllık hayatı boyunca o kadar çok ödül almıştı ki aslında. Ama bu farklıydı. Halk oylaması sonucu verilen bir ödüldü ve itiraf etmesi gerekirse; bazen kendisi bile diğerlerini babasına yalakalık olsun diye verdiklerine inanıyordu.

Dünyanın her yerinden insanlar oy vermişti ona. Üstelik rakipleri çok güçlüydü. Teşekkür konuşmasında; önce diğer adaylara, sonra çalışma arkadaşlarına, ailesine en son da nereden aklına geldiyse estetisyenine teşekkür etti. Tüm salon bunun bir espiri olduğunu düşünüp gülüyordu.

Halbuki değildi. En son işi bir dönem filmiydi ve kadının seslendirdiği tarihi kitaplar sayesinde o döneme yaptığı yolculuklardan çok beslenmişti Ateş. Son iki seansta kulaklığı takmamış, sohbetlere başlamışlardı. Kadın nasıl bilgeydi ya. Yaşına göre de taş gibiydi hani.

Artık kemer üstü bölgeye geçmişlerdi ve Ateş vücudunun pürüzsüz halinden çok memnundu. Ayna karşısında son filmi nedeniyle iyice gelişen vücuduna baktıkça mutlu oluyordu. Narsist bir adam değildi aslında. Sadece kıla tüye tahammülü yoktu.

"Dikkat edin. Son aylarda çok fazla kilo aldınız. Gerçi spor yapıp yakıyorsunuz kasa çeviriyorsunuz ama sizin durumunuzda bu hızlı kilo alıp vermeler çok iyi değil. Sağlığınıza çok özen göstermelisiniz." demişti Gülsün Hanım. Ona adıyla hitap etmese de salonun internet sayfasında kadının adını öz geçmişini görmüştü. Tatlı kadındı Gülsün Teyze. Sesi de vücudu da genç olsa da annesi yaşındaydı. Hem de şefkatli anaç biriydi. Boğazındaki alet yüzünden Ateş in gırtlak kanseri olduğunu düşünmüş, maskeyi falan da buna bağlamıştı büyük ihtimalle. Ateşin göğüs kılları Allah'tan boğazına kadar çıkmıyordu. Böylece bir açıklama yapmak zorunda hissetmemişti.

Ödül sonrası kutlamaya gidemeyecekti. Kendini salona atmak, Gülsün Teyzeye çok detay vermese de mutluluğunu anlatmak istiyordu. Bir de klasik bahşiş sonrası şarkısını dinlemek. Epilasyon seansı artık terapi gibi olmuştu. Kadına öyle çok bağlanmıştı ki bu sevimsiz iş bittikten sonra cilt bakımına falan da gelmeyi planlıyordu. Salonu yine kapattırırdı muhtemelen ama bu sefer maske falan kullanmazdı. Hatta bir iki paylaşım yapıp, müşteri kazandırmayı bile planlıyordu. Beyaz nazik elleriyle saç bakımı yapardı falan, dertleşirlerdi. Aralarında tuhaf utangaçlık durumları yaşanmasın diye maskeli gizli müşteri olduğunu gizleyecekti ondan. "Kıç deliğine kadar gördüğün adam benim" diyemezdi sonuçta.

Salona adım attığında yine gülen gözler karşıladı onu. Bir iki kere maskesini çıkarabileceğini söylemişti ama kadın yanaşmamıştı. Sanırım o da sağda solda bu kadar detayını ellediği biriyle karşılaşmak istemiyordu. Ateş saygı duydu bu duruma.

"Naber yabancı? Hoş geldin. Keyfin yerinde bugün."

Cihaza rağmen sesinden mutluluğu okunarak, "Çok emek verdiğim bir iş güzel sonuçlandı diyelim." dedi.

"Ay gözün aydın çok sevindim."

Sedyeye uzanırken, "Senden ne var ne yok? Ne oldu senin karavan işi? Bak geciktirme sezon başladı." diyordu Ateş.

"Ya o işler karışık biraz."

Ateş üzüldü. Yine para sorunu mu vardı acaba? Çekinerek; "Bak parayı dert etme. Yani bana öyle çok güven verdin ki. Kimse yapmazdı bunu. Sen miktarı söyle yeter." dedi.

Serçe çok mutlu olmuştu. Artık bir erkek gibi değil de, bir insan gibi gördüğü bedene hafifçe eğilip cihazı gezdirmeye başladı. "Allah razı olsun. Biliyorum seni. Aylardır sayende derin bir nefes aldım. Ama sorun para değil."

Şeytan Tüyü (Tamamlandı) Korunun Çocukları Final KitabıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin