altı

1.4K 127 28
                                    

Karan Ateş i saygıyla dinlemeye çalışsa da bir noktada sinirlerine hakim olamayıp gülmüş, sonra da serçenin durumuna üzülmüştü. "Ne güzel insanmış. Tanıştırsana bizi. Merak ettim." demişti.

Hakan genç adamın omuzuna babacan bir tavırla hafifçe vurup, "Üzülme yavrum. Bir kere kazandığına göre yeniden kendine bağlarsın onu. Zaten ne yaşanmış ki? Görmediği duymadığı birine tutulmuş unutur gider. Ama şu ölü olma meselesi kötü. Öleni unutmaz." dedi.

Karan Hakan a yıllardır süren hayranlıkla kısacık baktıktan sonra; "Kızla tanıştır bizi. Hemen mümkünse. Ona göre bir yol bulunur." dedi. "Ama amcana katılmıyorum. Gerçekten sevdiyse ölü ya da diri fark etmez." diye ekledi.

"Sen çok biliyorsun. Bay romantik. Ulan benden başka sevgilin olmadı. Kırıklarını sayma kaç kadın tanıdın ki? Kız belli ki duygusal biri. Öleni alır tabu yaparsa, kalbini ona mühürler de gözünün önünde yanan ateşi görmezse ne olacak?"

Karan sevdiği yüze baktı. Kendi mucizesi. Esmer tenine çok yakışan gümüş saçlarından elini geçirip, "Ben ölünce sen öyle mi yapacaksın?" diye sordu. Yine dudağının bir tarafı yukarıdaydı.

Hakan "Arkandan geleceğim." dedi basit bir gerçeği dile getirerek.

Ateş ayaklanıp, "Ben kaçtım beyler. Kusura bakmayın ama varlığınız bana hiç iyi gelmiyor." dedi.

Serçe yemek davetine şaşırsa da kabul etti. Masal ı sevmişti. Ateş in kendisini eğlendirme çabasını da. Ayrıca İpek le tanışıp, ağzından laf almanın tek yolu bir şekilde bu fazlaca korunan gruba dahil olmaktı. Gerçi İpek ve eşi Bodrum a dönmüştü ama yine de doğru yolda olduğunu hissediyordu.

Annesi kızının yalvarmalarına rağmen bağlantının İpek olduğunu kabul dahi etmemişti. Sadece "kimlere bulaştık bilmiyorsun. Gizlilik istedilerse alacaklar. O kadar" deyip kesip atmıştı.

Ateşin verdiği adrese neredeyse bir buçuk saat erken gitmişti. Masal eli yüzü un içinde karşılamıştı onu. Evin girişine kadar kendisini takip eden adamlara bir iki sipariş verip, Serçe ye "Seni Allah gönderdi Serçe. Geç geç mutfağa geç" diyerek samimi bir hoşgeldin demişti.

"Al sen şunları sar hele. Paçanga yapıyorum. İçi hazır yufkalar da burada." diyerek kıza bir önlük attı. İki genç kız neşeyle bir taraftan muhabbet edip bir taraftan mükellef bir sofra kurdular.

"Yanlış şeye odaklanıyorsun. Şimdiye kadar öyle çok diretmişsin ki artık istesen de yalvarsan da iş inada binmiş." diyordu Serçe.

"Ne yapayım peki?"

Serçe düşündü. "Ben de annemi ikna edemiyordum. Sonunda karşı komşunun oğluna aşık olmuşum gibi yaptım. Ay görsen baygınlıklar geçiriyorum numaradan, masada bir lokma ekmek yemeyip odamda gizlice tost tıkıyorum. Kadın nasıl korktuysa beni yurda attı resmen." dedi.

Masal şaşkındı. "Sen göründüğün kadar masum değilsin." dedi.

"Görüntü yanıltır. Masum olduğumu hiç söylemedim ki. Kindar inatçı gıcık bir sürü yönüm var."

Masal "Sorun şu ki bizim bir komşu oğlanımız yok." dedi somurtarak.

"Kapınızın önü adam dolu Masal."

"Sen Osman Ege yi tanımıyorsun canım. Adamın öyle boklarını ortaya döker ki anası bile sevemez."

Serçe "Kim olduğunu bilmesi gerekmez ki. Sadece bunalımda gibi davran. Eve hapset kendini. Soyutlan bir süre. Akıl sağlığını korumak için de olsa seni yurda yerleştirmeyi seçsin." dedi.

Şeytan Tüyü (Tamamlandı) Korunun Çocukları Final KitabıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin