otuz beş (final)

2.3K 163 67
                                    

Masal hemen ileride bağlamasını almış, hazırlıklarını yapan kocasına baktı. Osman Ege gözleriyle etrafını tarayınca bir şey istediğini fark etti. Suydu galiba. Kocaman bir bardağa doldurup yanına gitti.

"Sağ ol gülüm." deyip bardağı alan adam, kızı hemen salmadı ama. Elinden tutup yanına çekti. Kokunu omuzuna doladı. "Yorgun musun?" diyerek solgun yüzüne bakıyordu.

Tüm günü birlikte geçirmiş olsalar da Masal'a yetmemişti. Ayaklarını hissetmiyordu gerçi. Osman'ın temposuna uymaya çalışırken, oldukça yorulmuştu.

"Uykusuzum. Bugün de yoruldum biraz. Ama değdi. Uzun zamandır seninle böyle çok zaman geçirmemiştik."

"Ben de çok eğlendim." Osman Ege bir süre düşündü. "Biliyor musun? Hayatta senle olduğum anlardan daha çok eğlendiğim anım yok. Ne garip. Evlenmeden öncesi için de aynı şey geçerli. Benim bütün mutlu anılarım seninle dolu."

Masal etrafına bakıp, uzanıp öptü onu. "Niye garip olsun ki? Sen aslında eğlenceli bir adamsın. Ben de senden başka kimsenin yanında kendi olamamış biriyim. Sanırım sen benim yanımda hep yaşın gibi, için gibi dışın gibi oldun Osman. Ben de sana öyle güvendim ki saldım gitti. Sonra büyüdük, işler karıştı biraz ama yine de
biz birbirimize iyi geldik."

"İyi gelmek değil nazlı gülüm. Bana senden başka herşey boş. Bak sen geldin ve ben Bodrum'u özlemeyi bıraktım biliyor musun? Bıcır bıcır ayağımın altında, evimde gezinen hazırlık öğrencisi. Ruhum evine dönmüş gibi. Üstelik o zaman ortalık da karışmamıştı. Yani en azından benden yana. Sen altı yaşında karım olmaya karar vermişsin ama ben gayet masumane bir tamamlanmışlık hissettim." Karısına takılmayı seviyordu. Ama bu konuyu ilk kez açtı. Masal'ın sevmediğini biliyordu.

Masal suratını asıp, "Osman bak dalga geçme valla billa küserim. Bu sefer barışmam üstelik. Enik kadar bebenin sevgisiyle alay etmeye utanmıyor musun? Ayıp." deyince karısını kollarına daha sert çekti.

"Hop. Nereye küsüyorsun? Ben bilirim senin küsmelerini. Beni buz gibi yatakta bırakıp gitmek yok öyle. Kız bağır, çağır, kafamı dağıt istersen. Ama küsmek yok. Ben sensiz olamam artık Masal. Bir gece değil, bir an bile yokluğuna katlanamam." Osman Ege gözlerinden kadına akan şeye engel olmadı. Apaçık okunan bir şeydi. Sanki uzansa tutabilecek gibi yoğun...

Masal kirpiklerini kırpıştırıp, "Yine de küserim." dedi. "Böyle bakınca aklım karışacak biliyorsun ama söz verdin. O mesele hakkında benimle bile konuşmayacaksın."

Osman Ege, uzanıp yanağını öpünce şaşırdı. Dudakları birbirine öyle yakındı ki, adamın sadece hafifçe uzanması yetmişti öpüşü değiştirmeye. Önce minik dokunuşlar, şefkatli, sevecen. Sonra engel olamadığı bir talan. Biraz acımasız, biraz ısrarcı. Masal aralık ağzı ve yarı kapalı gözleriyle öyle aşık, öyle hayran ve tutkun görünüyordu ki ayrıldığı anda yeniden uzandı. Sonra alnını karısının başına dayayıp derin soluklar alarak, "bence gitmelisin" dedi. "Şimdi seni alıp kaçarım ama herkes çok heveslendi. Üzülürsün."

Masal pek üzüleceğini düşünmüyordu ama yine de şapşal şapşal kafasını sallayıp hak verdi. Ayağa kalkıp, tam gidecekken bu kez o uzanıp öptü adamı. Boyun çukurundan koklayarak öperken, "Seni seviyorum." dedi.
Ardından bakan aşık gözleri görmese de biliyordu.

Osman Ege, "Senin değdiğin toprağa kurban olurum. Nazlı gülüm." diyerek fısıldadı ardından. Sonra dedesine verdiği sözü tutup, çalmaya başladı.

Mutfakta gözlerini kurulayan Zeynep, "Şerefsiz. Bak tipe bak. Ne numaralar varmış kız bizim keretada. Bak bak hallere bakışlara bak. Çocuk hepimizi ayakta uyutmuş iyi mi? Sende de sike sürülecek akıl yok Esma. Aldın kızını buna gönderdin. Demir'in de aklına şaşayım ben. Mahirin oğlu dedik, ama bak kızına göz koymuş uyumuşuz." derken Esma sadece sırıtıyordu.

Şeytan Tüyü (Tamamlandı) Korunun Çocukları Final KitabıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin