yirmi dört

1.3K 126 12
                                    

"Allah belanı versin. Adi pislik." Serçe gözlerinden fışkıran yaşları da ağzından çıkan kelimeleri de durduramıyordu. Odanın kapısına eline geçen her şeyi atıyordu. Dışarıda kapıyı yumruklayan kocasının sözleri ya da yalvarmaları kulağına gelmiyordu bile.

Ateşin kaldığı otel odasına ona sürpriz yapmak için gizlice girdiğinde yaşayacakları aklına bile gelmezdi. Yani bir kadın en kötü ihtimalle kocasını başka bir kadının koynunda basabilirdi. Daha kötüsü başka bir adamın. Serçe gibi daha şanssız olanlar ise ilk kez gün ışığında çıplak gördükleri kocalarının muhteşem vücudunu hayranlıkla seyrederken, tanıdık izler yakalardı. Kasıklara yakın bir yerde bir doğum lekesi. Tam aletinin üst kısmındaki üçgen bölgede zorunlu bir ameliyatın ince çizgi gibi izi. Ne demişti laser seansında fazla spor yaparken oluşan bir fıtık ameliyatı iziydi. Tabi doğruysa.

Bundan sonra gözü dönmüştü işte. Uyuyan adamı elindeki çantayı kafasına geçirerek şoka uğratmış, ardından da küfretmeye başlamıştı.

Ateş beline son anda bağladığı bir havluyla kendini kafasına doğru uçan ağır bir küllükten korunmaya çalışırken odanın kapısının arkasına sığınmış, Serçe de kapıyı kapatıp kilitlemişti. Çünkü biraz daha devam ederse katil olacaktı.

"Yalancı köpek. İnandım ben sana ya. Güvendim. Sana ben babamı anlattım. Sana ben kalbimi verdim. Siktir git." Serçe boğazının yırtıldığını hissediyor ama aldırmıyordu.

"Serçem. Yavrum aç kapıyı. Güzel yüzlüm. Bak aç kapıyı ben sana her şeyi en baştan anlatayım. Aşkım, hayatım nolur aç kapıyı. Serçe." Ateş kapının diğer yanında yalvarıyor, yalvarması işe yaramayınca sesi sertleşiyor tehdit etmeye başlıyordu. "Aç şu kapıyı. Aç yoksa kırarım. Serçe aç şu kapıyı dedim." Deli gibi yumruklayıp tekmelemeye başladı kapıyı.

Ama serçenin kapıyı açmaya da onu görmeye de niyeti yoktu. Kapıya yaklaşıp, "Boşayacağım seni. Duydun mu? Defol git kapının önünden. Yarından tezi yok boşuyorum seni." dedi. Artık göz yaşı kalmamıştı.

"Serçe güzelim saçmalama. Seviyoruz birbirimizi. Tamam adilik ettim. Ama seviyorum seni. Çok seviyorum."

"Seviyormuş. Siktirgit. Seviyorum diyor bir de ya. Ateş defol git gözüm görmesin seni. Ayrılıyoruz. Bitti. Finito. Son. Tamam mı? Yarın avukat bulup sana boşanma davası açıyorum. Bir daha da yüzüne bakan adını ananın Allah bin türlü belasını versin."

Kapıya aniden güçlü bir darbe inince Serçe geri sıçradı. İkinci darbede ağır hasar alan kapı üçüncüde parçalanmıştı.

Ateş belinde havlusu, kıpkırmızı suratı ve dağılmış saçlarıyla öfkeli ve bir o kadar da tehlikeli görünüyordu.

"Yüzüme de söylesene. Neymiş? Boşanma falan yok güzelim. O işler öyle kolay değil. Sen benim karımsın. Benim karımsın sen. Oturup konuşacağız. Bu meseleyi çözeceğiz."

Serçe delirmiş gibi gülmeye başladı. "Hangi meseleyi mesela? Ben aylarca sevdiğim adamın öldüğüne inandım. İzini bile bulamadım. Sen izledin. Ağzını açmadan. Sonra evli olduğunu çocukları olduğunu, aslında beni hiç takmadığını öğrendim. Yine aylarca ağladım. Sen de izledin. Senin omuzunda ağladım ben ya."

"Ölmedim ama. Buradayım. Evli de değilim. Yani başkasıyla evli değilim." Ateş saçmaladığının farkındaydı. "Hem ben mi dedim sana kızım gel bana aşık ol diye? Sana ümit mi verdim? Yüzümü görmedin, sesimi duymadın, adımı bile bilmedin sen benim. Ben mi dedim sana beni sev diye. Sen kafanda bir rüya görüp kapıldıysan suçlusu ben miyim?" Ateş artık sıçıp sıvamaya başladığının da farkındaydı.

Şeytan Tüyü (Tamamlandı) Korunun Çocukları Final KitabıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin