Herkes biraz hayal kurar. Hepimiz bir gün gelecek olan güzel günlerin hayaliyle yaşarız. Ama hiçbir yarın dünden daha güzel gelmez aslında. Her yarında dolup taşar içimiz dışımıza. Her yarın yeni bir yaranın habercisidir. Belki bu yüzdendir bu kimsesizliğim onca kalabalık arasında. Ben hiç anlamadım yarınlarına tutup ayağa kalkan insanları, yarınlarına tutunamayanların ise nasıl ayağa kalakacağını.
Saat sabahın altısı ben ise hala halının üzerinde beyaz renkli tavanımı seyrederek bambaşka şeyler düşünmeye devam ediyorum. Düşünmekten yorgun düşmüş zihnimi kaldırıp ona birşeyleri unutturmak için,unutmuş gibi yapması için talimatlar sunamayacak kadar yorgunum. Ruhum yorgun, derinlerde bunun acısını hissetmemek imkansız.
Saatin tik takları ve benim nefeslerimden başka ses olmayan oda yavaşça aydınlanıyor. Kalkıp hazırlanmam gerektiğinin farkındayım. Bedenim de ruhumun yorgunlugunu sırtlanmaktan bitkin düşmüştü o gece. Tüm yorğunluğuma ragmen uzandığım soğuk halının üzerinden doğruldum.
Her yerim tutulmuştu. Yavaş ve dikkatli adımlarla banyoya yürürken aynı zamanda belimi ve boynumu ovuşturmakla meşgüldüm. Gece uykumu kaçıran zihnim, sanki karşımda durmuş başka bir insandı. Susmuyor,laftan anlamıyor, dur durak bilmiyordu. Suyun hışırtısı banyo duvarlarına çarpıp çoğalırken, gözlerimi aynaya kaldırmış bulundum. Gözlerim şişmiş, göz altlarım morarmıştı. Bu görüntü yüzümü buruşturmama sebep oldu.
Gece karanlıkta görülsem korkulacak bir haldeydim. Kendimi çok bitkin hissediyor olmama rağmen,gözlerim sanki sebeplerimi en kuytu yerlerine saklamış gibiydi. Demir gibi görünüyordum. Oysa içeride tek bir sağlam bina yoktu. Kendimi hafifçe silkeleyip yeniden düşüncelerime savaş açtım. Kafam da tek bir böcek kıpırdasa koca bir ordunun ağırlığını hissediyordum orda. O kadar yorulmuştum işte kendimden...
Okula gitmek şu durumda bana eziyet gibi geliyordu fakat zaten o kadar geride kalmıştım ki kazadan sonra, daha fazlası boyumu aşardı. Banyodan çıkıp evin uzun holünü annemin uyanmaması için dikkatle geçtim. Odama girip huzursuzca dolabıma yöneldim.Hızla üzerime bişeyler geçirdim. Kafam o kadar çok şeyle doluydu ki ne giyeceğimi düşünmek, aklıma gelen son şey bile olamazdı.
Ben çıkarken annem hâlâ uyuyordu ve gül hanım gelmişti. Sanki gül hanımda gecenin bende bıraktıklarını anlar gibi sessizce dolaşıyordu evde. Dalgın dalgın merdivenlerden indim yavaşça. Hafif yağan yağmuru duyabiliyordum. Yağmur sesi bana sis bulutunun altında ki bir anımı daha hatırlatınca bir süre olduğum yerde öylede dikildim. Çocukken mahallede yakın bir arkadaşım vardı. Yine böyle kapalı, yağmurlu bir havara taşınmışlardı buradan. Çocuk aklı işte her yağmurda, bir kaç damla dökülürdü gözlerimden onun hatırasına. Bu masum anı bana gülümsemeyi yeniden hatırlattı. Yürümeye başladım,Binanın kapısına yaklaştıkça ciğerlerime ıslak toprak kokusu doldu.
Yüzümde oluşan buruk gülümseme dudaklarımı acıtıyordu. Yavaşça kapıyı açıp dışarı çıktım. Binanın önünde beni bekleyen ekin girdi önce odağıma,Öfkeyle parıldayan gözlerinin baktığı noktaya bakıncada ali. Yüz ifadem milim değişmeden botlarımın zeminde bıraktığı tıkırtılarla ekine doğru yürüdüm. Ben ekine yaklaştıkça ekinin yüz ifadesi gerilip sertleşti. Alinin varlığı yetmez gibi birde ekinin bu ifadesi beni iyice gerdiğinde, kaşlarım kavislendi.
"Günaydın." Dedi ekin diliyle dudaklarını ıslatırken, hafifçe başımı sallayarak cevap verdim ona elini omzuma koyup "nasılsın?" Diye fısıldadı.Sesimi bulmak için hafifçe öksürdüm. İyiyim diyebilmek istedim. İyi değildim. Ali ürkekçe yanımıza yaklaştı. Gözlerimi ona çevirmedim. Ekinle birbirimizin gözlerine kilitlenmiş, bu şekilde konuşmaya çalışıyorduk. Beni gerçekten gördüğünü hissedince tüylerim diken diken oldu. Sanki beni anlamış gibi gözlerini benden çekmeden
"Ne istiyorsun?" Dedi sesi buz gibiydi onu duyana kadar üşüdüğümü farketmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Mavi
Teen FictionHerkes biraz hayal kurar. Hepimiz bir gün gelecek olan güzel günlerin hayaliyle yaşarız. Ama hiçbir yarın dünden daha güzel gelmez aslında. Her yarında dolup taşar içimiz dışımıza. Her yarın yeni bir yaranın habercisidir. Belki bu yüzdendir bu kimse...