Günlerdir otel odamda malikanenin hattına girmeyi deniyordum ama bir türlü becerememiştim. Seokjin de neredeyse Her gün zorla beni ziyarete geliyordu. Bana yardım etmeyi kafasına kesinlikle koymuştu. En azından gözümün önünde olduğu için Claude tatil yapıyordu.
Yıllar önce C bana gizli hatları gizlice takip etme yöntemini öğretmeye çalışıp pes etmişti çünkü biraz matematik gerekiyordu ama ben ondan hiç anlamıyordum. Bana bildiği herşeyi öğretmeye çalışıyordu ve öğrenemediğim tek şey buydu. Bir keresinde bana hangimizin savaşı kazanacağını çok merak ettiğini söylemişti. Büyüdüğümde deneyecekti. Bense telaşa kapılıp onun yeneceğini, öğrencisi olduğumu ve onunla savaşmaktan korktuğumu söylemiştim. Büyüdüğümdeyse kendinin yeneceğine emin olduğunu söylemişti. Çünkü bir konuda benden üstündü.
Sinsice hat takip etmek. Bütün beynimi kullanarak son kez şifre kırmayı denediğimde aklıma gelen fikirle bağırdım.
"Seokjin-sshi, bana kahve getiremez misin şu Masadan?" Yanımdaki beden hızla ayaklanıp bana kahve yaparken ben gözlerimi devirerek klişe parolayı denedim. Karısıyla evlilik yıl dönümü. Şifre bu değildi. Pes etmeyerek tekrar denedim. Karısının doğum günü. Son bir umutla tekrar klavyeye bastım. Karısının ölüm yıldönümü. Bingo! Hatta girmeme gerek kalmamıştı. Çünkü az önce resmen güvenli giriş yapmış bulunmuştum.Beni salak sanıyordu. Ama salak olan kendisiydi. Kim tüm gizli işlerini yaptığı bilgisayar hattının şifresini herkesin bildiği bir tarih yapardı ki? Ancak kendine çok güvenen biri. Ben bile başta çok Zeki olduğu için şifrelerin bu olmayacağını düşünmüştüm. En zoru gözünün önündeki şeyi çözmektir. Hat ellerimin altındayken Seokjin kahvemi uzattı. Alıp yanıma koyduğumda kafasını ekrana soktu.
"Şifreyi kırmışsın! Yani artık eşitsiniz." Başımı iki yana salladım.
"Tahmin ettim. Artık daha üstünüm." Hayretle bakıp arkasına yaslanınca aradığım şeyi bulmak için evin güvenlik sistemini çökerttim.Bilgisayarlarında olduğumu anlarsa beni mahvederdi. Kamera kayıtlarını açarken ellerim titriyordu. Kayıtlardaki bütün videolar silinmiş, Yalnızca biri bırakılmıştı. Kaşlarımı çatıp videoya tıkladım.
Nikoyu ve köpekli pijamasını görünce içimi bir korku kapladı. Lütfen bu o olmasın. Lütfen. Görüntüler değişti ve ekrana C girdi. Niko korkarak ona bakarken onu ensesinden havaya kaldırdı ve aynı anda kafasına silahı dayadı. Seokjin nefesini tutmuştu. Ben de öyle. Kalbim atmayı bırakmıştı sanki. Tanrım! Lütfen bunu yapmış olmasın. Ardından görüntü bitti ve nikonun ölü bedeni yerde yatarken C kamera önüne geçti.
"Umarım benden şüphelenmezsin kızım. Çünkü Eğer ben olduğumu anlarsan, bu savaş demektir. Herkesi öldüreceğimi biliyorsun. Sana verdiğim görevi yap ve geri dön. Gerçi başarısız olacaksın."Videodan çıkarken bütün vücudum titremeye başladı. Kendimi tutarak bilgisayarındaki herşeyi tarattım ve bazılarını kendi bilgisayarıma kopyaladım. Ardından sistemi açarak çıkış yaptım. Bilgisayarı yatağa koyarken gözyaşlarım akıyordu.
"Ne yapacaksın?" Seokjin sakince sorunca ona baktım. Gözleri şaşkınlıktan kocaman olmuştu ama dolu doluydu.
"Onu mahvedeceğim. Düşmanlarının yaşadığı konusunda yanılmıyordu. Onları ondan önce bulacak ve birlik teklif edeceğim." Başını anlayışla salladı.
"Küçük Niko için üzgünüm. Ama intikamını alacağına eminim. Yalnızca ona bunu yapan kadar zalim olma."Ağzımdan bir hıçkırık kaçtığında ani bir hareketle beni omzuna yatırıp kollarını bana doladı. Bunu yapmasına izin verdim çünkü ihtiyacım vardı.
"Ondan daha zalim olacağım." Tutuşunu sıkılaştırdı.
"Birini hiç öldürmediğini söylemiştin. Yapmayacaksın değil mi?" Başımı iki yana salladım.
"Birini gerçekten mahvedeceksen acı içinde yaşamasını sağlamalısın. Onun acı içinde yaşamasının tek yolu büyük bir oyun kaybetmesi. Daha iyi olduğumu öğrendiğinde delirecek."Küçük nikoma kıymıştı. Bana yaptığı hiçbirşey umrumda değildi ama Yalnızca kim kazanacak merakından o küçücük çocuğu harcamıştı. Bunun cezasını ona çektirecektim. İki kez kaybedecekti. Bu günden sonra ona intikam nasıl alınır onu gösterecektim. Sırf beni test etmek için buraya yollamış ve seokjini o zehirlemeye çalışmıştı. Bunu anlamak için kahin olmaya gerek yoktu. Bunların hepsi testti. Anlayamaz ve ona danışıyor olsaydım kazandı sayacaktı. Ama ben danışmayıp kendi bildiğimi okumuştum.
"Sana bunu yapan bay C." Aniden konuştuğumda bedeni kaskatı kesildi. Kollarında olduğumdan anlayabiliyordum.
"Nasıl?" Derin bir iç çekip başımı yasladığım aşırı geniş omzundan kaldırıp ona baktım.
"Küçükken büyüdüğümde hangimizin daha iyi olacağını merak edip beni test edeceğini söylemişti. Etti. İlk iki raunt ondaydı ama üç olmayan kazanmaz. Şimdi ben bir raunt aldım. Bunu anlayarak ve sisteme girerek. Kendi çok Zeki olduğu için seni kullandı. Sana bunu yapanı bulamayacağımı düşündü ama bulmamı da Ümit ederek şifresini böyle kolay bir şey yaptı."
Başını sallarken endişeli görünüyordu. Omzuna bir tane vurup güldüm.
"Bizim oyunumuz yeni başlıyor. İlk sayımı o hediye etti ama ben her pası sayıya çeviririm Seokjin. Yine yanında kalacak ve seni koruyacağız. Ama endişelenme,kim olduğunu ve yöntemlerini biliyorum." Başını sallayarak beni onaylasa da şüphelendiğini görebiliyordum.Şüphelenmekte sonuna kadar haklıydı. Ama yine de. Kazanacaktım. Kaybetmezdim. Bunu C de öğrenecekti.
"O zaman neden onu şikayet etmiyoruz." Güldüm. Gerçekten saf bir adamdı.
"Çok parası var. Delil yetersizliğinden salınır." Başıyla beni onaylarken gözlerinde telaşı gördüm. Bu yersizdi. Onu tehlikeye atmadan herşeyi bitirecektim. Normalde sevdikleri söz konusuyken fevri olan benim onu arayıp tehdit etmemi bekliyor olmalıydı. Bunu yapmak yerine öteye koyduğum bilgisayarımı elime alıp eşini öldürenleri aramaya başladım. Aldığım belgelerden birinde muhakkak böyle bir bilgi vardı ve yardımcım Seokjin de korkusuna rağmen destek olmaya hazırdı.Şimdi, onun benden korkması gereken bir zamandaydık. Nikomun kanını yerde bırakmayacaktım. Üst üste üç sayım geliyordu. Ama bu sefer onun oyununda değil, benim oyunumda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehirli Kadeh|Kim Seokjin
Fanfikce*YETİŞKİN İÇERİK Oyun üstüne oyun. Saldırıya savunmayla karşılık vermek gereksizdi. Saldırıya daha güçlü bir saldırıyla karşılık vermeliydik ki,aldığımız hasarın bir anlamı olsun. Onun atacağı her adımı tahmin edebilmiştim. Tahmin edemediğim şey,bi...