23-İlişki

172 21 6
                                    

STELLA'nın Ağzından
İlişki açıklanalı iki saat olmuştu ama korkudan ne sevgilimin odasından çıkabiliyordum ne de internete bakabiliyordum. Onlar çok ünlülerdi ve hayranlarının bazıları gerçekten psikopattı ve yapabilecekleri beni korkuyordu. Herşey mümkündü. Çocuklar patır patır ilişki açıklamıştı ve destek görmüşlerdi. Ama 5. Üye de sevgili yapınca işler değişebilirdi. Çoğunluk yalnız olmayınca hayranlar onları terkedebilirdi. Biraz daha beklemek gerektiğini düşünsem de Seokjin beklemeye gerek olmadığını söylediği için ona saygı duymak zorunda kalmıştım.

Gerçekten endişeliydim. Diğer üyelerin ilişkilerinin sinirini bile bizden çıkartma olasılıkları vardı. Sanırım Kore'de ünlü olmanın en kötü yanlarından biri buydu. Sadece bir aşçı olmak üzere olduğum için rahatladım. Herşey bittiğinde işime kaldığım yerden güzelce devam edecektim. Tabii Jinle görülürsek ben de bir nevi ünlü olacaktım ama bu sorun değildi. Belki bankadaki paramla kendime bir restoran bile açardım.

Parmaklarımı ısırırken laptopla bakıştığım sırada içeri sevgilim girdi. Gülümsediğini görünce biraz rahatlasam da beni görünce gülümsemesi silinmişti.
"Neden saatlerdir tek başına buradasın?" Gülümsemeye çalışarak yanımı patpatladığımda gelip oturdu ve ona sarılmam için kollarını açtı.
"Korkuyorum." Ona sokulurken söylediğim şey nedeniyle vücudu gerilmişti. Kötü bir haber mi verecekti? Fanlar ağzımıza sıçmaya mı geliyordu?

"Neden korkuyorsun?" Saçımı okşaması beni gevşetti. Kollarımı sıkılaştırıp biraz daha yaklaştım. Onu hissetmek rahatlatıyordu.
"İlişkimiz hakkında yapılacak yorumlardan,işine etkisi olup olmayacağından. Seni zor duruma sokmaktan korkuyorum Jin." Başımın tepesine gelen öpücükle iyice mayışmıştım. Üzerimde böyle bir etkiyi nasıl bu kadar çabuk ve kolayca bırakabiliyordu?
"Endişelenme. Onun yerine bence Twitter'a bakmalısın." Yavaşça ondan uzaklaşırken titrek ellerimle laptopu kavradım.

Korkaklık etmenin lüzûmu yoktu. Twitter'a girdiğimde dünya gündeminde onun adını görünce titrek bir nefes verdim. Ödlek biri değildim. Bakabilirdim. Yavaşça tage tıklayıp yazılanları okumaya başladım.

Çoğunluk iyi yorum yapmıştı. Diğer üyeler gibi bizi de destekleyen sayısı desteklemeyenden fazlaydı. Bunu görünce rahatlamıştım ama kötü yorumlar da diğerlerinden fazlaydı. Ama bize yönelik değildi. Sadece üyelerin hepsinin birer birer gittiğinden bahsediyorlardı. Düşündüğüm kadar kötü olmadığı için bilgisayarı kapatıp Sevgilime döndüm. Gülümsediğini görünce uzanıp dudağının kenarına bir öpücük kondurup geri çekildim. Daha doğrusu çekilemedim çünkü beni belimden yakalayıp küçük öpücüğümü büyük bir öpücüğe döndürmüştü.

Nefes nefese ayrıldığımızda alnını alnıma yasladı. Gözlerim kapalı bir şekilde onu hissetmek öyle hoşuma gitmişti ki uzun süre uzaklaşmamıştım.
"Sana yakın olmayı seviyorum." Konuştuğunda içimden geçen şeyi söylemesi beni gülümsetti.
"Seni seviyorum..." söylediğim şey beni hep şaşırtacak gibiydi. Bir erkeğe bu kadar yakın olup rahatsız hissetmemek çok tuhafıma gidiyordu. Kahkahası kulaklarımı doldurdu.
"Ben de seni seviyorum."

Saatlerce gelen yorumları birlikte okumuştuk. Sonra yetmeyip aşağı kızlar ve çocuklarla sohbet etmeye gitmiştik. Joon hariç herkes mutluydu. Ona sorduğumuzda bizimle alakası olmayan bir sebepten üzgün olduğunu ve dışarı çıkacağını söylemişti. Muhtemelen bara gideceği için onu onaylamıştık. Acaba o da mı yalnızlık çekiyordu? Öncesinde yoonginin kız arkadaşından hoşlandığını corniden duymuştum.

Bu biraz üzücüydü. Şimdi onları her gün birlikte görmek joonu incitiyor olabilirdi. Ama onu unuttuğunun garantisini verdiğini de söylemişlerdi. Bunu nasıl yaptığını soracaktım ama sonradan gelen bendim ve geçmişlerine burnumu sokarsam bu saygısızlık olurdu. O nedenle sessizce onları onaylamakla yetinmiştim. Joonun da mutlu olmasını içten içe diliyordum. Çünkü hak ediyordu. Jin için ne kadar endişelendiğini gördükten sonra ona sempati beslemeye başlamıştım. O iyi biriydi. Kötü bir yanı yoktu. Ama noenin neden onu değil de yoongiyi seçtiğini de anlayabiliyordum.

Yoongi onu deli gibi koruyordu. Huysuz ve soğuk görünen adam onun yanında beş yaşındaki bir oğlan çocuğuna dönüşüyordu ve mantıklı hiçbirşey yapmıyordu. Joonsa tam tersine mantıklı bir kişiydi. Sanırım ondan olmamıştı. Böyle şeyler düşünmek bana düşmezdi ama beynimi durduramıyordum. Umarım Joon da kendine göre birini çabucak bulabilirdi.

Zehirli Kadeh|Kim SeokjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin